Çok partili dönemin, milletin gönlüne taht kurmuş bir BAŞBAKANI'dır.

27.05.1960 tarihinde ilkokul birinci sınıfta idim. Darbe nedir, ihtilal nedir bunları ayıracak durumda değildim. Yalnız 27 Mayıs’tan sonraki günlerde sokağa çıkmanın yasak olduğunu, ilçemizdeki Hükümet binası ile PTT'nin önünde askerlerin nöbet tuttuğunu hatırlıyorum.

Evimiz çarşının yanında idi. Olanları merak edip mahalleden iki arkadaşımla çarşı merkezine kadar geldik. Askerler nöbet tutuyor, devriye geziyordu. Çarşıda bizi görünce gitmemizi işaret ettiler. Bizde korkup kaçarak, soluğu mahallemizde almıştık.

İhtilal dolayısı ile halkın bir kısmının içi kan ağlıyor, bir kısmı da seviniyordu. Ama genel manada sessiz bir bekleyiş vardı. Daha sonraki günlerde Yassı ada Mahkemesi kurularak, Menderes ve arkadaşlarını burada yargılamaya başladılar.

İhtilaldan sonra Çorum'da bulunun Piyade Alayı bandosu ile birlikte İskilip'e gelerek, çarşıda geçit töreni düzenledi. Geçit töreni sırasında tüm çocuklarla birlikte bizde askerleri takip ediyor, onların peşinden gidiyorduk. Törenden sonra birlik askerlik şubesinin önüne gelerek yemek molası verdi. Orada da askerlerin yanından ayrılmıyorduk. Mevsim her halde ceviz mevsimi idi. Evlerimizden ceviz getiriyor, askerlere veriyorduk. Onlarda getirdiğimiz cevizleri kütüklüklerinin içine koyuyorlardı.

Yassıada'da mahkeme duruşmaları radyodan yayınlanırdı. Yayın saati geldiğinde kahveler dolar, buradaki radyodan ajans haberi diye mahkeme safahatı dinlerdi. Radyo sesi yüksek açıldığından yoldan geçenler bile, radyo sesini rahatlıkla duyarlardı.

Bu mahkemenin kararı ile Menderes ve iki arkadaşı 17.09.1961 tarihinde idam edildi.
Okul kitaplarımızda 27 Mayıs İhtilalı büyük bir övgü ile anlatılıyor, 27 Mayıs günüde 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı ilan edilmişti. Bu bayram 12 Eylül döneminde Kenan Evren tarafından kaldırıldı.

Adnan Menderes dönemi ülkemizde, sanayileşme ve şehirleşme dönemi olarak bilinir. Bu iki konuda ülkemizde çok önemli atılımlar yapılmıştır. 
İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin ve Adana'nın bulvarları ve caddeleri bizzat Menderes'in takip ve yönlendirmesi ile açılmıştır.
Bu yazıda size Adnan Menderes'le yaşanmış bazı anekdotları aktarmaya çalışacağım.  
Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği’nde Merkez Lokantası vardır. Bu lokanta Atatürk zamanında açılmış olup uzun süre Orman Çiftliği Müdürlüğü’nce işletilmiş, 1960 yılında restoran olarak işletmesi şahıslara verilmiştir.

1950 yılından sonraki dönemde lokantanın muhasebesine bakan rahmetli Ahmet Atasay yaşadığı hatırasını şöyle anlatmıştı:
- "Lokantamızdan devlet erkânı hiç eksik olmazdı. Sayın Adnan Menderes Bey’de lokantaya sık sık gelirdi. Lokantamızda Adnan Menderes’in masasına servis yaparken çorba tabağı Menderes’in üzerine devrildi. Hepimiz bir anda şoke olduk. Ne yapacağımızı şaşırdık.
Menderes Bey hiçbir şey olmamış gibi -"Çocuklar telaş etmeyin, olur böyle şeyler hallederiz" dedi. Makam arabasında yedek takım elbisesi varmış. O elbisesini getirterek giydi. Çorba dökülen elbisesini kuru temizlemeciye göndererek temizlettik, temiz elbiseyi evine teslim ettik" demişti. Lokantada meydana gelen böyle olaylarda üzerine bir damla bile yemek dökülen insanlardan çıngar kopartanda olurdu. O değerli insan ağzını açıp kötü bir kelime bile etmemişti.
Ankara'daki Atatürk Bulvarı, şimdiki haliyle onun zamanında açılıyor ve asfaltlanıyordu. 
Yol inşaatının başındaki Belediye’nin yol şefi şunları anlatmıştı. -" Çalıştığımız yer rahmetli Menderes'in evine yaklaşmıştı. Hava soğuktu. Variller içinde odun yakıyor onunla ısınıyorduk. Bir taraftanda çalışmalarımız devam ediyordu. 

Menderes Bey akşam evine dönerken makam arabasını durdurup, yapılan işe nezaret eder, sonra da evine giderdi. Daha sonra evinden içmemiz için demlikle çay, kuru pasta gönderirdi."
Yine Ankara Yıldırım Beyazıt Meydanı’ndan sonra Aydınlık Evler’e doğru asfaltlama çalışması yapılıyor. Akşam olmuş çalışmaya ara vermişler. Evi o tarafta olan bir hemşerim anlatıyor. - "Akşam evime gidiyordum. Tanımadığım birisi arabasının uzun farlarıyla asfaltın üzerini aydınlatmış, yere oturmuş asfalta bakıyor. Yanına gidip -"Hayırdır hemşerim neye bakıyorsun" dedim. 
Asfalta diz çöküp bakan kişi doğruldu bana bakarak -"Asfaltı düzgün dökmüşler mi ona bakıyorum. Evladım beni tanıdın mı?" dedi.
Bende -"Yabancı gelmiyorsunuz ama hatırlayamadım" dedim.
Menderes -"Evladım ben Adnan Menderes'im" dedi.
Başbakanımızı hemen hatırladım ve elini öptüm.
Herkes evinde istirahat ediyor, ülkenin başbakanı yalnız başına dökülen asfaltı kontrol etmeye geliyor.
Bütün ülke şantiye haline dönüşüyor. Şehircilik açısından büyük gelişmeler oluyor. Yokluklar gidiyor, ülkeye bolluk bereket ve kalkınma hızı geliyor.
Adnan Menderes'in zamanında Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarılıyor.
Amerika'nın ülke menfaatine aykırı taleplerine hayır deniliyor.
Komşumuz Rusya ile ilişkilerde yeni gelişmeler yaşanıyor. İki süper ülkeden biri olmaz ise öteki ile menfaat ilişkisine giriliyor.
Ne hazindir ki 1960 ihtilalinden sonra Adnan Menderes ve arkadaşları Yassıada Mahkemesi’nde; ülkeyi komünist rejim ile yönetme arzusunda oldukları, Atatürk devrimlerine aykırı hareket etmek suçu ile yargılanıyor idama mahkûm ediliyordu.
1960 İhtilalini yapanların şimdi esamesi bile okunmuyor. Menderes ve arkadaşları anıt mezarda milletin gönlünde taht kurmuş olarak yatıyor.