Ço­rum'un yö­re­sel lez­zet­le­ri ara­sın­da bu­lu­nan, geç­miş­te bay­ram­lar­da ve özel gün­ler­de ya­pı­lan bir ku­ra­bi­ye tü­rü olan "ağız ta­dı", kent­te­ki ta­ri­hi bir ko­nak­ta ha­la ge­le­nek­sel usul­ler­le ha­zır­la­nı­yor.

Es­ki­den bay­ram­lar­da ve kız is­te­me gi­bi özel gün­ler­de ya­pı­lan "ağız ta­dı", bu­gün­ler­de ço­cuk gör­me ve ta­zi­ye zi­ya­ret­le­rin­de de mi­sa­fir­le­re ik­ram edi­li­yor.

Ağız ta­dı, lez­ze­ti ve ya­pım şek­liy­le di­ğer ku­ra­bi­ye çe­şit­le­rin­den fark­lı­lık gös­te­ri­yor. Bu ge­le­nek­sel lez­zet, şe­ker­le­me ola­rak bi­lin­me­si­ne rağ­men ya­pı­mın­da şe­ker kul­la­nıl­mı­yor. 

Ta­ri­hi Ka­tip­ler Ko­na­ğı'nın iş­let­me­ci­le­rin­den Fev­zi­ye Du­ran, AA mu­ha­bi­ri­ne yap­tı­ğı açık­la­ma­da, Ço­rum'a öz­gü bir lez­zet olan "ağız ta­dı"nın uzun yıl­lar­dır ağız­la­rı tat­lan­dır­dı­ğı­nı söy­le­di.


Bu ku­ra­bi­ye­nin ge­le­nek­sel yön­tem­le­re bağ­lı ka­lı­na­rak te­re­yağ ve un ile ya­pıl­dı­ğı­nı be­lir­ten Du­ran, ürü­nün uy­gun sak­la­ma ko­şul­la­rın­da yak­la­şık bir yıl sak­la­na­bil­di­ği­ni di­le ge­tir­di.

Du­ran, "Bu bi­ze bü­yük­le­ri­miz­den ka­lan bir lez­zet. Kız is­te­me­ye gi­dil­di­ğin­de er­kek ta­ra­fı kız evi­ne bak­la­va gö­tü­rür­dü. Ay­nı tep­si boş dön­mez, şe­ker­le­me ya­pı­lır, tep­si süs­le­nir ve ai­le­nin ya­kı­nı ta­ra­fın­dan er­te­si gün er­kek ta­ra­fı­na gön­de­ri­lir­di. Hem bak­la­va hem şe­ker­le­me ai­le­le­rin ya­kın­la­rı, kom­şu­la­rı, eşe dos­ta da­ğı­tı­lır­dı." de­di.

Fev­zi­ye Du­ran, geç­miş­te özel gün­ler­de ya­pı­lan bu şe­ker­le­me­nin ar­tık ik­ram ola­rak da ve­ril­di­ği­ni, bu ne­den­le gün­lük ha­zır­lan­dı­ğı­nı ifa­de et­ti.
- Üzüm bol­luk, ba­şak be­re­ket de­mek

Ka­lıp kul­la­nıl­ma­dan ya­pı­lan ağız ta­dı­na ve­ri­len her bir şek­lin fark­lı an­lam­lar ta­şı­dı­ğı­nı an­la­tan Du­ran, "Üzüm, bol­luk de­mek. Yıl­dız, ge­le­ce­ği­nin par­lak ol­ma­sı, ba­şak ise be­re­ket an­la­mı­na ge­li­yor." di­ye ko­nuş­tu.
Ağız ta­dı şe­ker­le­me­si­ne yo­ğun il­gi ol­du­ğu­nu, si­pa­riş­le­ri ye­tiş­tir­mek­te güç­lük çek­tik­le­ri­ni söy­le­yen Du­ran, "Ta­dan­lar çok be­ğe­ni­yor. Şe­hir dı­şın­dan ge­len­ler yi­ne al­mak is­ti­yor. İl­gi­den mem­nu­nuz. İl dı­şın­dan da ta­lep alı­yo­ruz ama kar­goy­la gön­de­re­mi­yo­ruz. Çün­kü ça­buk kı­rı­lı­yor. Ba­zen oto­büs­le gön­de­ri­yo­ruz." de­di.

Du­ran, şe­ker­le­me­nin ya­pı­lı­şı­na iliş­kin bil­gi ve­rir­ken, şe­ker, ka­bart­ma to­zu ve yu­mur­ta kul­la­nıl­ma­dan ya­pı­lan bu yö­re­sel ta­dın un ku­ra­bi­ye­sin­den fark­lı ol­du­ğu­nu ifa­de et­ti. Ku­ra­bi­ye­ye ko­nu­lan te­re­ya­ğı­nın su­yu­nun çek­ti­ri­lip don­du­rul­du­ğu­nu, böy­le­ce ren­gi­nin be­yaz­la­dı­ğı­nı an­la­tan Du­ran, bu ne­den­le ürü­nün ta­dı­nın fark­lı ve raf öm­rü­nün de uzun ol­du­ğu­nu kay­det­ti.(AA)