Önden gidenleri görünce hele hele de bunlar aniden olursa insan hayıflanmadan edemiyor. Takdir-i Hüda elbette bir şey diyemeyiz ama silkeliyor insanı. Eceli dolanı, vakti saati geleni Azrail ıskalayıp geçmiyormuş meğer.

Son bir hafta içinde camiamızdan rahmet-i Rahman'a kavuşan isimlere bakıyorum da her biri alanlarında sivrilmiş ve hizmet etmiş, hürmet görmüş insanlar.
Prof. Dr. Arif Ersoy,  tedavi gördüğü Ankara'da özel bir hastanede kalp yetmezliğinden vefat etti, yaş, 72.

Arif Ersoy, en sıkıntılı dönemlerde Çorum'da belediye başkanlığı yapmış, misyon ve vizyon sahibi bir büyüğümüzdü. Camiamıza katkısı tartışılmaz, değeri yeterince bilinip takdir edildi mi, vefa gösterdiklerinden vefa gördü mü arkasından yazılıp-çizilenlere baktığımızda ne yazık ki "hayır".

Keşke daha fazla kendisinden istifade edilebilseydi, ilminden, irfanından yararlanılabilseydi.
Arif hocamız Çorum'da geride bıraktığı eserleriyle hatırlanacak, halkın gönlünde olmaya devam edecek.
Cenab-ı Hak gani gani rahmet eylesin.
**
İlimiz M.Sinan Mahallesindeki Fatih Sultan Mehmet Camii İmamı Mehmet Çıtak kardeşimiz kendisine emanet edilen hafız çocukları korumak/kurtarmak için canını feda etti Samsun'da. Olay daha birkaç gün önce vuku buldu. Denizde boğulmak üzere olan bir öğrencisini kurtarayım derken kendisini dalgalar alıp gitmiş. Yaş; 38.
Mehmet hocayla ilgili Samsun'a öğrenci götüren arkadaşlarından birinin tek cümleyle yorumu. "Su Azrail'di çocuğu bahane etti çekti kendine ve aldı canını." Sözlerinin devamında "kaşla göz arasında olan bir olay. Sudan korkan, havuzun kenarına bile yaklaşamayan birisi. Allah korktuğu şeyle insanın canını alırmış" dedi.
Mehmet hocanın yaptığı iş çok insani bir şey, refleks hali.

İnsanî diyoruz; insanlıktan nasibini almayanlar var zira.
Çocuğunu çöpe atan, eşini, kızını, kardeşini, anasını, babasını hunharca öldürenler, ölüme terkedenler var..
Köpeği arabaya bağlayıp koşturanlar, köyden getirip şehre bırakanlar var. Sokak köpekleri nasıl çoğalıyor sanıyorsunuz. Atını, eşeğini kullandıktan sonra dağa salanlar var.
Mehmet hoca, hafız yaptığı çocuğun başarısıyla sevinip gururlandığı gün Hakk'a yürüdü. Mevla rahmet eylesin, orada da sevindirsin.
**
Mahmut Kavaklıoğlu hoca, siz bu yazıyı okurken yeni toprağa verilmiş olacak.
İlahiyat Fakültesi'nin seçkin hocalarından biriydi, 20 küsur yıldır tanırım. Mütevazi, sakin, ilim ehli.. Hadis profesörüydü. Samsunluydu ama Çorumlu kabul ediyordu kendini. Rahatsızlanıyor, hastaneye kendisi gidiyor, ertesi sabah vefat haberi geliyor. Çorum İlahiyat Fakültesi bahçesinde yapılan veda programı ile mesai arkadaşları, öğrencileri ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Yaş; 61. 

"Sadece Kuran bize yeter, Kuran'ı da sadece meallerden anlarız,  bunların dışında hiçbir şeye ihtiyacımız yok" diyenlerin seslerinin çoğaldığı bir dönemde bir hadisçiyi kaybettik..
Hadis/Sünnet üzerine tarih boyunca tartışmalar olmuştur. "Hadis", İslami ilimlerde müstakil bir bilim dalı. Hadis ve sünnet tanımları enine boyuna yapılmış, istismarcılara ve mevzu hadislere karşı tedbirler alınmıştır. Ehlince malum konular.

Yalnız bilerek veya bilmeyerek bazı hocaların bir kısım uydurma(mevzu) hadisleri gündeme taşıyarak sünnetle Kur'an arasını açma neticesi veren konuşma ve çalışmaları var. Bunlar doğru değil. Verilen tepkilerden de bu düşüncenin yerli olmadığını görüyoruz:

15 Kasım 2018'de İstanbul Müftülüğü ve Esenler Belediyesi tarafından Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla "Sünnet" konulu panelde konuşan Prof. Dr. Yavuz Göktaş, "sünnet kavramını, sadece Kuran ve meali kaynak alan grupların görmezden geldiğini" söyledi. Ayrıca "onlar maalesef görüşleriyle kendilerini ümmetten ayırıyorlar. Bu görüşte olan insanlar 'Sadece Kuran bize yeter', 'Kuran'ı da sadece meallerden anlarız', 'Bunların dışında hiçbir şeye ihtiyacımız yok' diyorlar. 'Kurancılık ve mealcilik' yerli bir düşünce değil. Bunlar virüs gibidir. Sünneti dışlayarak Kuran'ı anlamamız mümkün değildir" ifadelerini kullandı.  (https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/kuran-ve-sunnet-birbirini-butunleyen-iki-onemli-degerdir/1312693)
**
Mahmut Kavaklıoğlu'ndan bahsederken sünnet tartışmalarına sıçradık. Çünkü kendisi bir hadisçi. Bir de bizim medeniyetimizde âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.
Bundan sonra Mahmut hocamız, hem dünyada hem de ukbada sünnetle/hadisle hemhal olmasının hayrını görecek, yetiştirdiği öğrencileri ve eserleriyle yaşamaya devam edecek..
Allah'tan rahmet eylesin, mekanı ve makamı cennet olsun.
Vesselam..