Ma­sum­du! 
İs­mi­nin an­la­mı gi­bi "ile­ri­yi gö­ren bir ay­dın ve li­der" ola­cak­tı.
Mi­nik el­le­riy­le ka­lem tu­ta­cak, 
Gü­zel göz­le­riy­le dün­ya­yı oku­ya­cak, ya­za­cak­tı.
Ko­şa­cak, oy­na­ya­cak
İn­sa­nı­na, in­san­lı­ğa hiz­met su­na­cak
Ka­ran­lı­ğa ışık tu­ta­cak, kö­tü­le­re mey­dan oku­ya­cak­tı, Be­dir­han be­bek!
An­ne­siy­le gü­le­cek, Ba­ba­sıy­la güç­le­ne­cek, Sev­dik­le­riy­le bü­yü­ye­cek, ül­ke­si­ne ve Mil­le­ti­ne aşık bir va­tan ev­la­dı ola­cak­tı.
"Te­rör­le kar­şı­laş­ma­sın Be­dir­ha­nım ve tüm va­tan ev­lat­la­rı!" di­ye  Yük­se­ko­va'da nö­bet tu­tan ba­ba­sıy­la gu­rur du­ya­cak, al­nı açık ba­şı dik yü­rü­ye­cek­ti, Be­dir­han be­bek!…
Ha­lis ve te­miz ni­yet­ler­le yo­la çık­tı. An­ne­siy­le bir­lik­te, sür­priz ya­pa­cak ba­ba­sı­nı mut­lu kı­la­cak­tı, he­ya­can­lıy­dı… Ve kı­sa­cık bir sü­re için de ol­sa ka­vuş­muş­tu "Tür­ki­ye Nö­be­ti"nde olan ba­ba­sı­na,
Gü­lü­cük­ler da­ğıt­mış, öz­lem gi­der­miş ve kı­sa za­man tez geç­miş ve he­nüz ay­rıl­mış­tı kah­ra­man ba­ba­sın­dan.
Dö­nüş yo­lun­day­dı, en gü­ve­ni­lir yer­de ana ku­ca­ğın­day­dı…
La­kin in­san­lık düş­man­la­rıy­sa yi­ne pu­su­day­dı
Ve ca­ni­ler, İn­san­lık­tan na­si­bi­ni al­ma­mış ka­til­ler, he­nüz bir ya­şı­na bi­le gir­me­miş bir çi­çe­ğe ve onu sev­gi­siy­le bes­le­yen an­ne­si­ne en za­yıf ve ko­ru­ma­sız anın­da sal­dır­dı­lar.
Ve ku­lak­la­rı sa­ğır eden bir bom­ba se­si yük­sel­di bir­den,
İr­kil­di ama kork­ma­dı Be­dir­han be­bek, 
Sı­kı­ca sa­rıl­dı an­ne­si­ne, an­ne­siy­se oğ­lu­na!
Ba­ba­sı­nı dü­şün­dü o an, göz­le­rin­de­ki ka­vuş­ma se­vin­ci­ni ve ve­da sa­rı­lı­şı­nı his­set­ti.
Mut­lu­luk ile ay­rı­lık anın­da göz­ler­den dü­şen iki dam­la ya­şı ha­tır­la­dı ve "oğ­lum" se­da­sı yan­kı­lan­dı ku­lak­la­rın­da ve tüm ben­li­ğin­de…
Son­ra be­yaz bu­lut­la­ra do­kun­du mi­nik el­le­riy­le, an­ne­si­nin ku­ca­ğın­da...
Ve sa­de­ce on­bir ay se­lam­la­dı­ğı dün­ya­dan,  "Uy­ku­da gör­dü­ğü rü­ya"dan uya­nıp ses­siz­ce ha­ki­ka­te, ebe­di ale­me yü­rü­dü… Şe­hit an­ne­si­nin ku­ca­ğın­da Şe­hit Be­dir­dan Be­bek… 
Oy­sa ol­ma­say­dı, ku­rul­ma­say­dı pu­su, kıy­ma­sa­lar­dı ha­in ca­ni­ler Be­dir­han be­be­ğe!  O da koş­sa, oy­na­sa, gül­se gül­dür­se, ışı­sa ışıt­sa, oku­sa, öğ­ren­se, öğ­ret­sey­di gü­zel­lik­le­ri her­ke­se… 
Ama ol­ma­dı! Sev­giy­le atan iki yü­re­ğe pu­su kur­du­lar, in­san­lık de­ğer­le­ri­ni bir kez da­ha yok say­dı­lar ve mi­nik bir yü­re­ği yok ede­rek in­san­lı­ğı ayak­lar al­tı­na al­dı­lar!
Duy­duk, kı­na­dı her­kes in­san­lı­ğı kat­le­den­le­ri, la­kin var­sa kı­na­ma­yan za­ten in­san de­ğil­di!