Mil­le­ti­miz ka­dir­şi­nas­tır. Ken­di­ne ya­kın bul­du­ğu in­san­la­rı hep sev­miş­tir. Ör­ne­ğin Os­man Bö­lük­ba­şı'nı sev­miş­tir. Muh­sin Ya­zı­cı­oğ­lu'nu sev­miş­tir. Ha­san Ce­lal Gü­zel'i sev­miş­tir. Bu isim­le­rin ar­ka­sın­da mil­yon­lar yok­tu bel­ki. Kur­duk­la­rı par­ti­ler se­çim ba­ra­jı­nı aşa­ma­mış­tı ama ba­ra­jı aşan­lar­dan da­ha faz­la se­vil­dik­le­ri ke­sin­di.
İş­te bu gü­zel isim­ler­den bi­ri­si olan Ha­san Ce­lal Gü­zel Hakk'a yü­rü­dü. İn­na lil­la­hi ve in­na iley­hi ra­ci­un. Ge­ri­de bir­çok gü­zel­lik­ler bı­rak­tı. Rah­met­li Özal onun hal­ka olan sev­gi­sin­den ki­na­ye ola­rak ona "Tank Ha­san" de­miş­ti. Ama o bu is­mi ne ka­dar hak et­ti­ği­ni 28 Şu­bat Dar­be­si­ne kar­şı yap­tı­ğı çı­kış­la­rı ile gös­ter­di. Hat­ta Er­soy De­de onun ar­dın­dan yaz­dı­ğı ya­zı­sın­da ona as­lın­da "Tank­sa­var Ha­san" den­me­liy­di di­yor­du hak­lı ola­rak.
Zi­ra o ka­ra gün­ler­de ağız­la­rı bı­çak aç­maz­ken, o ne­re­dey­se tek ba­şı­na di­re­ni­şe geç­miş­ti. 28 Şu­bat ka­rar­la­rı­na "na­mert muh­tı­ra" di­yor, Tür­ki­ye'de yö­ne­tim­de cun­ta var di­yor ve "Ha­di ar­tık ül­ke­yi yö­net­me­ye kal­kan cun­ta­cı­ya had­di­ni bil­di­rin" di­ye çağ­rı­da bu­lu­nu­yor, Baş­ba­kan Er­ba­kan'a kü­für eden bir ko­mu­ta­na "Bu ge­ne­ral bo­zun­tu­su­nun, or­du ile iliş­ki­si der­hal ke­sil­me­li­dir" di­ye hay­kı­rı­yor, san­ki 15 Tem­muz'u ön­ce­den gör­müş­çe­si­ne "Top­tan, tank­tan, car­tan curt­tan kork­ma­yın, hal­kın üze­ri­ne ken­di­le­ri­ne ema­net edi­len si­lah­la­rı çe­vir­mek is­ter­ler­se tank­la­rın üze­ri­ne çı­ka­rım" di­ye­rek hal­kı dar­be­ye kar­şı di­ren­me­ye ça­ğı­rı­yor­du. 
Ta­bi bu söz­le­rin be­de­li­ni de ha­pis ya­ta­rak ödü­yor­du. Ayaş Ce­za­evi’n­den çık­tı­ğı gün, onu ka­pı­da Muh­sin Ya­zı­cı­oğ­lu ve Re­cep Tay­yip Er­do­ğan kar­şı­lı­yor­du. O ise du­ru­mun­dan hiç de şikâyet et­mi­yor ve şöy­le di­yor­du. "Kork­mu­yo­rum, ba­na bir şey ya­pa­maz­lar' de­dim. Ya­pa­bil­di­ler mi? As­lan gi­bi­yim El­ham­dü­lil­lah…" 
Ha­san Ce­lal Gü­zel, doğ­ru bil­di­ği yol­dan as­la şaş­ma­dı ve 73 ya­şın­da ha­ya­ta ve­da ede­ne ka­dar ge­rek ver­di­ği kon­fe­rans­lar­da, ge­rek yaz­dı­ğı ki­tap­lar­da, ge­rek kö­şe ya­zı­la­rın­da, ge­rek­se çık­tı­ğı tar­tış­ma prog­ram­la­rın­da hep hak­kı ve ha­ki­ka­ti sa­vun­du. 
An­ka­ra Si­ya­sal'ı ya­ni Mül­ki­ye­yi bi­tir­miş ve "Tür­ki­ye'nin İk­ti­sa­di Bü­yü­me Mo­del­le­ri" isim­li te­zi­ni ver­miş­ti. Uzun yıl­lar dev­let ka­de­me­le­rin­de önem­li gö­rev­ler­de bu­lun­muş, çe­şit­li üni­ver­si­te­ler­de, aka­de­mi­ler­de ve Ka­ra Harp Oku­lun­da ho­ca­lık yap­mış­tı. Tür­ki­ye'nin en genç Baş­ba­kan­lık Müs­te­şa­rı ola­rak ta­ri­he geç­miş­ti.
1986 yı­lın­da ara se­çim­ler­de Ana­va­tan Par­ti­si’n­den Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li se­çil­miş ve Dev­let Ba­ka­nı ve Hü­kü­met Söz­cü­sü ola­rak gö­rev al­mış­tı. 1987 yı­lı ge­nel se­çim­le­rin­de ye­ni­den mil­let­ve­ki­li se­çi­le­rek Millî Eği­tim Genç­lik ve Spor Ba­kan­lı­ğı yap­mış­tı.
Özal'ın Cum­hur­baş­kan­lı­ğı'na çık­ma­sı üze­ri­ne iki kez Ge­nel Baş­kan­lı­ğa aday ol­muş, Me­sut Yıl­maz ile an­la­şa­ma­dı­ğı için ANAP'tan is­ti­fa ede­rek 1992'de Ye­ni­den Do­ğuş Par­ti­si­ni (YDP) kur­muş ve Ge­nel Baş­kan se­çil­miş­ti. Her­kes onu in­san­la­ra elen­se çe­ke­rek sa­rıl­ma­sı ile ta­nı­mış ve herk­se ta­ra­fın­da se­vil­miş­ti. 
Ak­tif si­ya­se­ti bı­rak­mış­tı ama mü­ca­de­le­si­ni bı­rak­ma­mış­tı. "Ye­ni Tür­ki­ye" isim­li iki ay­lık aka­de­mik der­gi­yi ya­yın­la­mış. 1994-2010 yıl­la­rı ara­sın­da se­kiz yıl­da 4 bi­nin üze­rin­de ma­ka­le ve 40 bin say­fa­lık kül­li­yat or­ta­ya çı­kart­mış­tı. 
Ay­rı­ca Ye­ni Tür­ki­ye Araş­tır­ma ve Ya­yın Mer­ke­zi­ni ku­ra­rak de­mok­ra­si üze­ri­ne ki­tap­lar ya­yın­la­mış­tı. 1998 yı­lın­da Cum­hu­ri­ye­tin 75'in­ci yıl dö­nü­mü mü­na­se­be­ti ile 5 cilt­lik bir "Cum­hu­ri­yet" ça­lış­ma­sı, Os­man­lı'nın 700'ün­cü ku­ru­luş yıl dö­nü­mü için 12 cilt­lik "Ulus­la­ra­ra­sı Os­man­lı Araş­tır­ma­sı" ve 2002 yı­lın­da 21 cilt­lik "Ulus­la­ra­ra­sı Türk­ler" ça­lış­ma­sı­nı ger­çek­leş­tir­miş­ti.
İş­te bu ka­dar do­lu do­lu ya­şa­yan bir gü­zel adam Ha­san Ce­lal Gü­zel ha­ya­ta ve­da et­ti. Hü­kü­met, 2018 yı­lı­nı Ha­san Ce­lal Gü­zel yı­lı ilan ede­cek­le­ri­ni bil­dir­di. Uma­rız bu ger­çek­le­şir.
Ha­san Ce­lal Gü­zel'e rah­met, mil­le­ti­mi­ze baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum…
Me­ka­nın cen­net ol­sun Gü­zel Adam…