Ağustos ayında üniversite sınavlarının sonuçları belli oldu. Benim arzum, Hukuk Fakültesiydi. Orada devam mecburiyeti yoktu. Ama üç puanla bu fırsatı kaçırdım. Önce Sultanahmet'teki İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne kayıt yaptırdım. Ertesi gün oradan kaydımı aldım. Aradan on beş gün geçmişti ki Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin açıldığını duydum. Konya'dan atlayıp Bursa'ya gittim.

Bursa'da Altıparmak mevkiinde bir ilkokul binası, akademi için tahsis edilmişti. Orada kayıt kuyruğuna girdim. Sıra bana gelince kayıt evrakını uzattım. Oradaki görevli bana adres sordu. Ben de Çorum'daki adresimi söyledim. "Olmaz, dedi, buradan bir adres vermeniz gerekiyor. Bursa'da ikamet etmeyenleri kayıt yapmıyoruz." Bunun üzerine arkamda duran arkadaş, bizim evin adresini yazdır, dedi. Hiç tanımadığım bir arkadaşın bu teklifi beni çok şaşırttı. Davutdede Mahallesi diye başlayarak adresi söyledi. Ben de onun sayesinde Akademi'ye kaydımı yaptırmış oldum. Bundan böyle bu arkadaşı hiç unutmadım.

Burada önemli bir konuyu açıklamak zorundayım. Konya Yüksek İslam Enstitüsü'ne İmam Hatip Okulu diplomasıyla kaydolmuştum. Bursa İktisadi Ticari İlimler Akademisi'ne de Çorum Lisesi diplomasını verdim. İki farklı diploma ile iki farklı yüksek öğretim kurumunda okuma imkanı bulmuş oldum.

1970 yılı Ekim ayında dersler başlayınca biraz ders takip etmek ve ortamı tanımak için Bursa'ya gittim. Bir otele çantamı koyup derse gittim. İlk derse girdim. Sınıf, üç yüz kişilik bir salondu. Herkes, sandalyesini kapıp yerine oturmuştu. Alışık olduğumuz sınıf ve sıra düzeni yoktu. Sandalyelerin arasından geçerek arka tarafa doğru ilerliyordum. Ama öğrencilerin kılık kıyafetleri, beni ürkütüyordu. Hiç ummadığım kılıkla kız-erkek bir arada oturmuşlardı. Mini eteğin revaçta olduğu dönemde kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan bir ortamdı.

İçimden bu dersi dinleyeyim de çıkışta evrakımı alıp ayrılırım diyerek ilerledim. En arka sırada bir sandalye bulup oturdum. Yanımdakine merhaba derken şöyle bir baktım, kırk yaşlarında birisi. Kılık kıyafeti düzgün. Dersin ortasına doğru hangi okuldan mezun olduğunu sordum. Akşam Ticaret Lisesi dedi. Ne iş yaptığını sordum, imam deyince ferahladım. Kafama uygun birini buldum, burada okuyabilirim dedim.

Öğle arasında Akademi'den çıkarken kayıt sırasında karşılaştığım ve bana ev adresini yazdıran Zekeriya ve arkadaşlarına rastladım. Altıparmak'tan Heykel'e doğru ilerlerken ben, karşıdaki camiden tarafa geçmek istedim. Zekeriya ve arkadaşları da "Biz de geçelim. Şu camide namazımızı kılarız" dediler. Ben de aynı niyetteydim. Böylece bir arkadaş gurubum oldu. Artık Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne ısınmaya başladım. Bu kalabalık ortamda günlük yoklama yapmak imkansızdı. Böylece devam mecburiyeti yoktu. Bundan dolayı oradan ayrılıp Konya'ya döndüm.