Çin’in Doğu Türkistan Müslümanlarına yıllardan beri yaptığı zulmü bütün dünya biliyor, ama kılını kıpırdatan yok. Gözü kör olası dünya menfaati ve uluslararası ilişkilerin hâkim unsuru olan çıkar ilişkisi bu zulme dur demeyi engelliyor. Dünya Müslüman Âlimler Birliği aşağıya aldığım açıklamasıyla dünyanın, ne kadar varsa, vicdanlı insanlarını bu zulme dur demeye çağırıyor:
Yıllardan beri Müslümanların Çin’de, özellikle de doğu Türkistan’da Müslümanların haklarını elde etmede, dini özgürlükte, sosyal hayatta maruz kaldıkları zulüm ve onları zorla dinlerinden vazgeçirme çabaları hakkındaki haberleri art arda gelmektedir.

 

Bunlardan bazıları:
a. Milyonlarca Müslüman çocuğu toplayıp, zorla “Rehabilitasyon, yeniden elverişli hale getirme kampları” diye adlandırdıkları zorunlu çalışma kamplarında tutsak etmeleri, onurlarını kırıcı ve inançlarını, kültürlerini, dinlerini ve dine bağlılıklarını zayıflatacak her şeye maruz bırakmaları.
b. Müslümanlara camilerinde, dinlerini öğrenmede, dinî sembollerini icrada, ibadetlerini uygulamada ve seyahatlerinde baskı uygulamaları.
c. Müslümanları, kendi evlerinde yerli Çinlilerden misafir kabul ettirip, beraber yaşamayı ve günlük hayatı paylaşmayı zorla dayatmaları; bundan da maksatları Müslüman bireylerin namaz kılma, oruç tutma, giyim kuşam, Kur’ân-ı Kerimi bulundurma, seccade, sigarayı veya içkiyi bırakma gibi, İslâm’a bağlılıklarını sergileyen herhangi bir davranış veya İslâmî hükümlerin herhangi bir uygulamasında, kişiler hakkında rapor tutma ve dosyalamayı, onları zorla izleyip yakından takip etmeyi sağlamaktır.
Genel olarak görünen odur ki; Çin’in, Müslümanlara yönelik resmi politikası, İslâm’ı silmeyi ve İslâmiyet’e bağlılığı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.
Binaenaleyh Müslüman Dünya Âlimler Birliği, Çin Müslümanlarına karşı uygulanan eziyetin, zulmün ve haksızlığın tehlikelerine dikkat çekmekte, tüm bunlara karşı çıkmakta, sorumluları suçlu bulmakta ve tehlikeli sonuçlarını hatırlatmaktadır.


Bu yüzden Dünya Müslüman Âlimler Birliği:
1. Çin ve İslâm âlemi arasındaki, devletler ve halklar arası çeşitli ve kökleşmiş ilişkileri ve bağları hatırlatıp vurgulamaktadır; Birlik olarak biz bu bağlantıları ve ilişkileri sarsma ve kopartma yerine, genişletip güçlendirmeyi hedefliyoruz.
2. Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Çin hükümetinden Müslüman azınlığın tüm haklarına, dine ve topluma ait özgürlüklerine saygılı olmaya davet etmektedir. Özellikle şunları istemektedir:
* Müslümanlardan tutuklananların serbest bırakılmaları, zorunlu toplu kamplarda alıkonulanların özgürlüklerine kavuşmaları.
* Mescitleri inşa etme, dini öğretme, Müslümanların ve başkalarının, birey ve toplum olarak ibadetlerini özgürce yapmaları ve sembollerini taşımaları dâhil olmak üzere herkesin dindarca yaşama ve dinî haklarını kullanma özgürlüğünün güvence altına alınması.
* Çin Müslümanlarının, ülkenin içinde ve dışında, çeşitli meşru amaçlar uğruna; seyahat etme, taşınma, ulaşım ve iletişim hakkına sahip olmaları.
* İslâm yardımlaşma ve dayanışma kuruluşu ve İslâm ülkelerini teker teker bu konuyla ciddi anlamda ilgilenmeye, olaylara ve gelişmelere vâkıf olmaya, gündeme taşımaya, Çin tarafı ile beraber ve Birleşmiş Milletler’e bağlı İnsan Hakları Konseyi önünde takipte kalmaya çağırmaktadır.
“Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler” (Yusuf: 21).

 

Prof. Dr. Ahmet
Abdusselam er-Reysuni
Dünya Âlimler Birliği Başkanı.
Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadâğî
Genel Sekreter.