RECEP MEBET
‘Bu ne yaman çelişki?’ başlığıyla dünkü manşetimizden duyurduğumuz haber, Çorum eğitim camiasında yankı buldu.

Öğrenci velilerinin haklı tepkisini destekleyen eğitimciler, yetkililerin çözüm için acilen harekete geçmesi gerektiğini vurguladılar.
Haber Merkezimizi arayan bazı özel öğretim kurumu yöneticileri de, dersane görünümlü kaçak işletmelerin yol açtığı sorunlara dikkat çektiler.
Çorum’da, Milli Eğitim’den onaylı 18 adet özel öğretim kursu, 17 adet de kişisel gelişim kursunun faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan eğitimciler, bunların dışındaki yerlerin kaçak işletmeler olduğunu ifade ettiler.

‘DENETİMLER YETERSİZ’
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2019 yılı Ocak ayında tüm Özel Öğretim Kursları’nın kapatılması kararını aldığını, ancak geçen yıl Mayıs ayında bu karardan geri adım atıldığını anlatan sektör temsilcileri, Cumhurbaşkanı onayına sunulan düzenlemenin 1 yıl ertelendiğini hatırlattılar.

Özel dersanelerin kapatılmasının ardından tek ders üzerinden açılan özel kursların önemli bir bölümünde ‘hülle’ ile diğer derslerin de verildiğine işaret eden eğitimciler, “Bu tür kursların, ruhsata aykırı işlemlerden dolayı kapatılması gerekir ancak denetimler yeterli olmadığı için göz yumuluyor” diye konuştular.

Kişisel Gelişim Kursu adı altındaki bazı kursların ortaokul öğrencilerine, KPSS kurslarınınsa daha çok üniversiteye hazırlanan mezunlara yönelik dersler verdiğini anlatan eğitimciler, özel okullarda sadece son sınıf öğrencilerine kurs düzenleme izni verilirken söz konusu merkezlerde tüm yaş gruplarında kursların devam ettiğini iddia ettiler.

‘PANDEMİ TEHLİKESİ OKULDA VAR DA, KURSTA YOK MU?’
“Okullarda pandemi var da kurslarda yok mu?” diye soran kolej sahipleri de kaçak kurs düzenleyenlerle ‘merdiven altı’ diye tabir edilen korsan dersliklere müdahale edilmesi gerektiğini söylediler.
Pandemi nedeniyle yüz yüze eğitim sürekli ertelenirken özel kurslarda derslerin dolu dizgin sürdüğünü vurgulayan eğitimciler, yaptıkları açıklamalarda şu görüşlere yer verdiler:
“Velilerin bir kısmı, ‘Eğitim yoksa, para da yok’ diyerek, çocuklarının kaydını kolejlerden almak istiyor. Pandemi nedeniyle ekonomik sıkıntıya giren, iş yeri kapanan veya işsiz kalan binlerce velinin çocuklarını kolejlerden alması an meselesi görünüyor.

Salgın bitse dahi 1,5 milyon öğrenci, 175 bin öğretmen ve 50 bin personel istihdam eden özel okulları ağır ekonomik koşullar bekliyor. Bu noktada özel okullar için ne tür bir önlem alınacak? Ya da herhangi bir önlem alınacak mı? soruları cevap bekliyor.

Öte yandan okullar için tehlike arz eden koronavirüs, kurslar için tehlike oluşturmuyor mu? Hatta bünyesinde kurs olan bazı okullar öğrencilerini kurs merkezlerine aktararak yüz yüze eğitime devam ederken, bu haksız ve tehlikeli rekabete yetkililer bir çözüm bulacaklar mı?

Fiziksel şartları, kontenjanları, öğrenci sayıları, bahçe ve etkinlik alanları gibi birçok durum göz önünde bulundurulduğunda kurslarla kıyaslanamayacak kadar avantajlı olan özel okullar salgın riskinden dolayı açılmazken, teftiş ve kontrolü tam olarak yapılamayan kurslarda çocukların eğitim almaları ne kadar doğru ve mantıklıdır? Yarın bir gün bundan kaynaklı ülke çapında yaşanacak yeni ve büyük bir dalganın sorumluluğunu kim üstlenecek?

FETÖ’den ihraç olmuş öğretmenler, bilindiği üzere Özel Öğretim Kurumları’nda görevlendirilemiyordu. Bazı kurslar bu öğretmenleri kaçak olarak görevlendiriyor. Bu da çocukların hangi koşullarda kimlere emanet edildiğini gözler önüne seriyor. Ayrıca bazı apartman dairelerini korsan dersliğe çeviren bu tür kimselerin üçerli, beşerli gruplar halinde özel ders adı altında kaçak faaliyetlerde bulunduğunu biliyoruz.

Eğitimde bütünlük olmasını isteyen, çocuklarının bu haksız rekabet içerisinde zarar göreceğini düşünen veliler de mevcut durumun yeniden değerlendirilmesini istiyor ve yetkililerden açıklama bekliyor.”

Editör: Haber Merkezi