Sezonun ilk maçında evimizde Diyarbekirspor ile 1-1 berabere kalarak istediğimiz üç puanı ve havyı bulamadık. Bu maçta kaybettiğimiz iki puandan daha önemlisi bu takıma inanmak isteyen ve stada gelen taraftarların kırılan güvenleri olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum hazırlık dönemindeki sakatlıklar takıma en ağır darbeyi vurmuşa benziyor. Gerçekten beklenen onbirden çok farklı bir dizilişle sahaya çıktık. Şunuda unutmamak gerekiyorki sözleşme imzalayan her futbolcu bu takımın oyuncusu ve hakkını vermek zorunda.
Maçın ilk düdüğünden itibaren konuk takım önde baskı yaparak Çorum FK’ya oyun kurma şansı vermedi. Oyun kuracak isim olarak bilinen Murat Yıldırım’a baskı yapılınca orta saha hakimiyetini tamamen kaybettik. Bu bölümde rakibin girdiği pozisyonlarda gol yemememiz takımı ayakta tuttu. İlk yarının son bölümünde gelen gol ise bir anlamda hayat öpücüğü gibiydi.
Devre arasına galip girmek moral motivasyonu ile ikinci yarıya başladık. Umutluyduk beklentimiz açılacak rakip önünde boş alanları bularak maçı koparacak golü bulabiliriz diye. Malesef hiç öyle olmadı yine topa sahip olamayan ve her ikili mücadeleyi kaybeden taraf bizdik. Rakip gümbür gümbür gelirken tribünde bizler kulübede teknik ekip malesef izledi.
Mağlup olan takım üç oyuncu değişikliği yaptı ancak önde ve geliyorum diye bağıran gole rağmen Çorum FK kulübesi golün gelmesini seyretti. Golü 73. dakikada yedik iki üç oyuncu hamlesi beklediğimiz kulübüden birer dakika ara ile iki hamle 80. dakikada geldi. Son hamle ise 90+2. dakikada Kerem Pala ile geldi. Bu bölümdeki hataları tek kalemde teknik heyete yazıyorum.
Bu takımın kalitesinin bu olduğuna inanmıyorum. Eksikler katıldığı zaman çok farklı bir kadro dizilişi ile sahada olacağımıza inanıyorum. Fakat buna kadrodaki tüm futbolcuların da inanması gerekiyor. Arkadaşlar geldiğiniz kulübün büyüklüğüne yakışır hareketler bekliyoruz sizlerden. Duran toplardaki laubali görüntüler beni çok üzdü. Bunun sonucunda da futbolda en önemli gol silahı duran toplardan bir tek olumlu bir hamle yapamadık. Ne demek istediğimi izleyenlerin büyük bölümü anlayacaktır.
Maçın kötülerinden biriside hakemdi. Gerçekten fiziği ile al benisi çok yüksek fakat verdiği kararlar ile hiç iyi bir maç çıkarmadı. Sadece beş kez sedyenin girdiği yedi değişikliğin olduğu bir maçta beş dakika uzatma nedir. İlk dakikada rakibin sarı kartını göstermedi ve sonrasında gerilen sinirleri toparlamak için uğraştı. Bir deplasman takımı için mükemmel bir hakem yönetimi gösterdi ancak unutmamak gerek ev sahibi takımında hakkını yememek gerekiyor.
Evet evimizde puan kaybettik iyi başlamak camianın desteğini artırmak moralli lige girmek önemliydi fakat olmadı futbolda bunlar var. Önümüzde daha çok puan kaybı olacaktır. Önemli olan inancını kaybetmemektir. Bu kadronun kalitesinin bu olmadığını söylemiştim. Öncelikle kendilerinin buna inanması gerekiyor. Sahada yüreğini ortaya koyan arkadaşlarını örnek almakla işe başlayabilirler. Dikkat ederseniz isimler üzerinden gitmek istemiyorum. Sezonun ilk maçında moralleri bozmamak adına.
Gerek sahadaki gerekse kulübedeki herkesin bu maçtan gereken dersi çıkarmalarını istiyor ve bekliyorum. Maçın doksan dakikasını sağlıklı şekilde analiz ettikleri zaman hatalarını kendileride görecektir. Bunlardan eksileri gidermelerini istiyor ve bekliyoruz.
Tribüne gelirsek gerçekten maraton tribünü maç öncesi ve ilk yarıdaki performansı ile alkışı haketti. İkinci yarıda ise onlarda takımla birlikte resmen uyudular. Taraftar takım iyiyken değil kötü iken onu ayağa kaldırmak. Bunu başaramadık. Bir diğer konu ise yaklaşık iki sezondur takımına hasret kalan taraftar hemen ayrılmak ister gibi sahaya yabancı madde atmak nedir ilk maçtan. Unutmayın hedefe giden yolda herkese görev düşüyor. Taraftarda tribünde olarak bunu yapacak yoksa küfür ederek sahaya çakmak atarak değil. Sosyal mesafe kuralınada uymadık aman dikkat erken cezalar yemeye başlamayalım.