Deprem Sonrası Çocuklara Ruhsal Destek:
1. Çocuklara sarılın, onları  her zamankinden daha fazla sevin.
2. Elini tutun, saçını okşayın, onlara moral verin.
3. Konuşmalarını, sorularını  sabırla dinleyin ve onlara doğru cevap verin. (Depremden en çok çocuklar korkar. Deprem sonrası sizinle beraber yatmak ister. Kendi başına diğer odaya dahi gitmekten korkabilir. 12 Kasım Bolu depremini yaşayan bir üniversite öğrencisi, aradan yıllar geçmesine rağmen Çorum'a ailesinin yanına gelince  hâla gece annesiyle yatmak istediğini bir seminer sonrası babası anlatmıştı. Bilhassa depremin artçılarının devam ettiği zaman dilimlerinde küçük çocuklardan üniversite öğrencilerine kadar aynı tür talepler gelebilir. Marmara depreminin psikolojik etkisinin o anı  yaşayanlar üzerinde % 25 civarında devam ettiğini uzmanlar söylüyor.)
4. Depremlerle ilgili abartılı görüntülerden uzak tutun. (Özellikle depremin ilk günlerinde bu görüntüler çocuklar üzerinde telafisi mümkün olmayan rahatsızlıklara yol açabilir.)
5. İmkan varsa, bir süre çocuklarınızla beraber deprem bölgesi dışına çıkın. (Mümkünse hep beraber köylerdeki ailelerinizin yanına gidin. Özellikle evlerin tek kat olması ve ortamın kalabalık olması çocukları rahatlatacaktır.)
6. Annesini - babasını kaybetmiş çocuğa ölüm haberini alıştıra alıştıra, gerekirse uzman nezaretinde verin. (Özellikle ölenlerin cep telefonları çalarsa çok dikkat edin.)
7. Çocuklarınızın veya öğrencilerinizin diğer çocuklara yakınlarının ölüm haberini vermemesi hususlarında bilgilendirin.Okullarda tatbikat yaparken bununda uygulamasını yapın.)
Deprem Sonrasında, Yıkıntı Altında Mahsur kaldıysanız:
1. Panik ve korku havasını en aza indirmeye gayret edip; kendinize moral vermeye çalışınız. Kurtarma ekiplerinin size mutlaka ulaşmaya çalışacaklarını hayal ediniz. Konya'da çöken binada bir öğrenci 6 gün sonra çıkarıldı. Çocuğa kaç gün kaldın?  Diye sordular. Çocuk 2 gün diye cevap verdi. Dediler 6 gün kaldın fakat çocuk kabul etmedi. Peki nasıl kaldın ? Dediklerinde, öğretmenimizden duymuştum. 'Çocuklar enkaz altında kalırsanız kendinize moral verin, kendinizi sevdiğiniz  insanlarla beraber hissedin…. Bende onu uygulamaya çalıştım' dedi. Öğretmenin dersiyle ilgili anlattığı tüm bilgiler yerine sadece bir cümle işe yaradı.Netice de hayat kurtardı. Öğretmenlerimiz branşı ne olursa olsun, afetlere hazırlık için hayat dersini  bir cümle ile de olsa sürekli vermelidir.
2. Cep telefonu yanınıza düşmüşse ve hatlar kesilmeyip çalışıyorsa, hemen sizi tanıyan bir yakınınıza ulaşmaya çalışın ve ulaşabilirseniz bulunduğunuz yeri ona tarif ediniz.
3. Enerjinizi tasarruflu kullanmaya çalışınız. Durmadan bağırmak yerine, ara sıra kontrollü olarak imdat! diye bağırınız.
4. Hareket alanınız kısıtlıysa, kendinizi zorlamayınız. Çevrenizde cam kırıkları, elektrik kabloları varsa daha dikkatli hareket etmeye çalışınız.
5. Ağzınıza toprak dolup; bağırma imkanız yoksa; sert bir cisimle su borusuna, kalorifer peteğine vb. sert cisimlere vurarak yerinizi belirtmeye çalışınız.
6. Kanamanız varsa, aynı zamanda da çok susamışsanız ve yanınızda yeterli miktarda su bulunsa bile içmeyiniz. Parmağınızı suya batırarak dudağınızı ıslatarak susuzluğunuzu gidermeye çalışınız.
1992 Erzincan depreminde Nurcan hemşire 9 gün sonra kurtuldu. Pakistan depreminde bir bayan 2 ay sonra kurtuldu… Daha onlarca örnek var…
Özetin Özeti: Kuvvet bilekten ziyade, yürektedir. Eğer yüreğindeki kuvveti  kaybetmezsen kurtulma şansın daima var demektir.  'Çan çene çon çene, çin çini çon çene / yazın yatanı kışın büvelek tutar.'  diyen Konfüçyüs' ün  sözünden hareketle; olası doğal afetleri en az zararla atlatabilmek için, topyekün savunma sivil hizmetlerine ve toplumda bu bilinçlenmeyi sağlamak için çaba sarf eden SİVİL SAVUNMA EĞİTİMCİLERİNE  her türlü imkanı sağlamaya, imkanlar nispetinde konferanslara, tatbikatlara gönüllü olarak katılmaya özen gösterelim ki; afetlerde ocaklar sönmesin, canlar ölmesin… Cananlar dövünmesin…..