* Müslüman Rabbimizin övdüğü ve nimet verdiği kişiler olarak Sıddiik, Salih ve şehitleri kendisine örnek alarak bu fazilet sahibi insanlar gibi olmak için gayret gösterecek dünya ve ahirette Rabbimizin rızasına ve nimetlerine erişecektir.
* Cenabı ALLAH bu ayette Rahman ve Rahim isminin tecellisine mazhar olmuş kimseleri örnek vermektedir. Dünya ve ahirette değerli kıldığı yüce kitabında övdüğü mübarek zatları anlatarak bizlere, sizde bu nimet verilen kimseler gibi olmaya gayret ederseniz, sizde ALLAH ın dünya ve ahirette nimet verip faziletli kıldığı kullardan olursunuz mesajı verilmektedir Bizlerde bu ayette beyan edilen bu zatlar gibi Allah yolunda gayretli olur isek ALLAH’ın ER RAHİİM ismiyle dünya ve ahirette rahmet, merhamet, mağfiret, affedilmek gibi pek çok nimet ve faziletin yanında; cennet nimetine ve Rabbimizin cemaline kavuşmamız mümkün olacaktır. Allah tan bu ayetten nimet verdiği ve övgüyle bahsettiği kullarında olan iman, itikat, itaat ve takvadan bizlere de vermesini istemektir.
* Gazaba uğramışların ve Sapıtmışların değil: Gadap çirkin, iğrenç bir iş yapma sunucunda sevgiyi, rızayı kaybetmek ve azabı hak edecek duruma gelmektir.  ALLAH ın gadabı ALLAH ın razı olmaması ve karşılığında ise cezalandırmasıdır. Bu duruma gelmek ise sapıtmaktır. Mü'min Yüce ALLAH ın hidayetine tabi olacak gadaptan ve sapkınlıktan kendisini korumuş olacaktır. Müslüman Allah ı razı etmek için; Yüce ALLAH ın emir ve yasaklarına riayet etmelidir. ALLAH ın nimet verdikleri ALLAH ı razı etmek için doğru yola erişmek için gayretli olurlar. Bu ayette Cenabı ALLAH ın en doğru yolum dediği hidayet yoluna gitmeyenlerin sapıtmışlar ve azabı hak etmişler olduğunu açıkça görebiliyoruz. ALLAH a ibadet ve kullukla, Ondan (cc) bu konuda yardım istemekle hidayete -en doğru yola- ulaşmak zorundayız. Aksi halde gazaba uğramak ve sapkınlığa düşme tehlikesi aşikârdır. Gazaptan ve sapıklıktan kurtaracak ve uzak edecek nimetleri Rabbimizden niyaz etmektir. Bu ayette Müslüman Allah tan üç şeyi istemektedir. 1) Allah’ın nimet verdiği kimseler gibi olmayı, 2) Gazaba ve azaba uğrayacak kişilerden olmamayı ve 3) En doğru yola iletmesini istemek ve bu yoldan sapmamayı istemektedir. Allah’ın nimet verdiği kimselerden olmak nasıl kurtuluşa götürüyor ise; Allah ın nimet vermediği kimselerden olmak mü'mini azaba ve sapıklığa götürecektir. Allah ın hidayetinden, yardımından uzak kalmamayı yine Allah tan istemektir. Bunlardan uzak kalmak Allah yolundan sapıtmak ve azaba uğramaktır. Burada gazaba uğramayacak ve sapkınlığa düşmeyecek kimseler gibi olmayı Allah tan niyaz etmektir.
* İbadet ve kulluk şuuru ve aşkıyla Rabbimizin huzuruna yönelen Müslüman Rabbim yaratılış gayemin gereği olarak senin yolundan saptıracak haram ve çirkin işlere düşüp senin azabına düçar olmaktan sana sığınırım; diye niyaz etmektedir.
* Sonuç olarak; insanda bulunan beden(ruh), nefis, şehvani nefis, gazabi nefis, şeytani ve melekî cevher bulunmaktadır. Bunları insan nasıl kullanacağını nasıl fayda göreceğini veya zararlarından nasıl emin olunacağın bilemez. Bu beş özellik Allah ın bu surede geçen beş ismiyle insana tecelli etmesi ve insanın bunları öğrenmesiyle mümkündür. Allah o kuluna ismiyle tecelli edip ruhuna rahatlık verecek, onu terbiye edecek, rahmet ve merhamet edecek; onu hesap şuuru ile yetiştirip ahiret âlemine hazırlayacak ve nimet verdiği kimselerin yoluna eriştirecektir. Böylece sapıtmaktan ve gazaba uğramaktan emin olacaktır.
* Bu sure sonrasında âmin denmesi Efendimiz(sav) sünnetidir. Efendimiz "Âmin Âlemlerin Rabbinin mührüdür" bu hüküm namaz içinde veya dışında aynıdır.
* Âmin denmesi okunan ayetlerin kabul edilmesi ve tasdiklenmesidir. SON.