"Mahiyeti  ispat  eden  asar-ı  amel (eylem)dir. 
Veyl  kelimesi, her an ter-ü taze Ebedi Mesaj (Kuran-ı Kerim)’ın insanları gerçeğe davet eden metodoloji kavramıdır. Kuran-ı Kerim’de 30’dan fazla ayette farklı nüanslarda kullanılan bu kelime, kavram olarak birçok anlamları taşımaktadır. Dilimizde ise; dehşete düşmü, esef, acıma, hayret anlamı  taşır. ‘Vay-vay’ veya ‘vay haline’ kelimeleri ile ifade edilir.
Alusi "Ruhu'l-Meani" isimli tefsirinde ona "veyl" denilmesi, Cehennemin  bilinen manada kullanılması gibi olduğu açıktır. Bunun  nasıl bir isimlendirme şekli olduğuna bakılsın der. Maun Suresi 107/ 4-5 ayeti "Şu namaz  kılanların vay haline ki; onlar namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini  bilmez, ona önem vermezler) buyurmaktadır. Ayet kıldıkları namazın taşıdığı vasıflardan   uzaklaşanlara gafletlerini ve zavallı duruma düşüşlerini anlatmakta ve ağır bir dille kınamaktadır. "Vay haline" terkibi tehdit, küçümseme, zavallığı belirtme, çok  üzüntü duyma anlamı taşımaktadır.
Ayrıca dehşet ve kötülüğü ifade etmek, kaygılı  olma durumunu açıklamaktadır. Bu ifadeler; Müslümanları dolaylı bir şekilde uyarmakta ve kendi inancında tutarlı olmaya  davettir. Her  Cuma günü  Cuma  hutbesinden sonra okunan ayette, "Muhakkak ki, Allah; adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt  veriyor." (Nahl  Suresi 16/90) buyurulmaktadır. Bu  uyarılar ve örneklerin bağlamında Muhittin-i Arabi, "Kur'an-ı Kerim’de örnekler kendilerinden dolayı verilmemiştir. Bunlar, örnek yapıldıkları şey anlaşılsın diye zikredilmiştir." (Fütuhatı  Mekkiyye C-2  Sh:91) diyerek insanlara verilen aklı ve onun melekelerini kullanmayı önermektedir.                                                                                             
"Meziyetler hadisün-nefs (nefiste olan kararsızlık) ile değil, Mir'atı hakta sabit olur."