Eğitim Bir Sen Çorum Şubesi tarafından 30. Yıl Vefa Buluşması düzenlendi.

Eğitim Bir Sen’in kuruluşunun 30. yılı nedeniyle, teşkilata emek vermiş olan başkan, başkan yardımcıları, ilçe temsilcileri ve üyelerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen buluşmaya AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu ve Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın da katıldı.   

Sendikanın kuruluşunun 30. yılı münasebetiyle düzenlenen programda konuşan Eğitim Bir Sen Çorum Şube Başkanı Tekin Çınar, “Bizim medeniyetimizde vefa, hatırlamak değil unutmamaktır. Öncelikle kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan başta olmak üzere sendikalarımızı ve Konfederasyonumuzu kuranları, ilimizdeki örgütlenmesinde emeği geçenleri, ahirete irtihal eden tüm büyüklerimizi rahmetle yad ediyorum. Emekleri, adamlıkları ve adanmışlıkları karşısında bütün emektarlarımıza, teşkilatımızın yıldızlarına hürmetlerimi sunuyorum. Bizi sivil toplumun en büyük ailesi haline getirenleri, bu yolculukta yitirdiğimiz ağabeylerimizi ve isimsiz nice kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. 
Eğitim-Bir-Sen olarak, ‘İnsanın dünyadaki imtihanı ahde vefada gayrettir’ anlayışıyla yola çıkan, ‘Hak yolunda feda’ olmanın hakkını verme gayretiyle ter akıtan, akıttığı terle, cefaya talip oluşuyla berekete mazhar olan ve 450 bine yaklaşan üyesinin güvenini güce, gücünü kazanıma dönüştüren teşkilat olarak bugün, kuruluşumuzun 30. yılını yaşıyoruz.” dedi. 

“Biz, milletimize, ülkemize, ümmete ve insanlığa vefadan hiç vazgeçmedik, hiç vazgeçmeyeceğiz. Ümmetin, mazlum ve mağdurların vefa beklentisine hiç kulak tıkamadık, hiçbir zaman sırt dönmedik, dönmeyeceğiz.” diyen Çınar, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Bizim için vefa; diğergamlığın, hemhal olmanın, unutmamanın elbisesidir. O elbiseyi hiç kirletmedik. Üyelerimize, ülkemize vefamızı, ümmete ve medeniyete vefamızı hiç terk etmedik. Ne bencil, ne de benci olduk. Ülkemiz korku tünelinden çıksın, milli irade yönetimde tek söz sahibi olsun dedik, üyemiz kadar ülkemiz için de ter akıttık.
Evet bizim sendikacılığımız, sadece sendikal kazanımlarla, kamu görevlilerine kazandırmakla yetinen bencilliği reddeder. Milletimiz de kazanmalı, ülkemiz de kazanmalı, devletimiz küresel rekabetin, diplomasinin, ulusal üstü siyasetin kazanan tarafında yer almalıdır. 
Sendikacılığı diğerlerine göre değil, değerlerimize göre yapıyoruz. Biz sendika olarak emeğin ve ekmeğin değerini yükseltmenin mücadelesini veriyoruz. Sendikacılık anlayışımızı emek mücadelesiyle de sınırlı tutmuyor, toplumsal değerler boyutu ile de topyekûn bir hak ve adalet mücadelesi vermeyi hedefliyoruz. Bizim derdimiz millet, hedefimiz yeni bir medeniyettir. Biz 28 Şubat'ta da, Gezi eylemlerinde de, 17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da da milletin ve millet iradesinin yanında olduk. Maliyet hesabı yapmadık, işin seyri ne tarafa evrilir demedik. 'Hedef demokrasi ve millet iradesi' ise kimden geldiğinin önemi yok; darbenin sonuna kadar karşısında, millet iradesinin sonuna kadar yanındayız dedik ve alanlara çıkan ilk örgütlü güç olduk. Bundan sonra da sendika olarak her zaman 'hakkın ve haklının yanında durmaya' devam edeceğiz. Nemrutların karşısında İbrahim olmak için; sağlam bedene değil, sağlam yüreğe ihtiyaç vardır diyerek, bu davaya gönül vermiş tüm teşkilat mensuplarımıza, emektarlarımıza ve gönül dostlarımıza, emekleri ve alın terleri için şahsım ve yönetim kurulum adına en içten duygularımla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.  Birliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun, toplantımız hayırlara vesile olsun.” (Haber Merkezi)