FATİH BATTAR
AK Parti Çorum İl Başkanlığı tarafından düzenlenen İl Danışma Toplantısı’nda konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş; “AK Parti’nin en önemli reformlarından birisi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sivil iradenin emrine girmesini temin etmesidir.” dedi 

İsim vermeden eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’ın bir televizyon programında yaptığı konuşmaları eleştiren Kurtulmuş; “Biz hep milli iradenin yanında olduk. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivillerin emrine girmesi iyi olmamışmış. Bu memlekete yapılacak en büyük kötülük, milli iradenin üstünde başka bir vesayeti korumaktır yada başka bir vesayetin önünü açmaktır. Bu ister FETÖ olur, ister yargı, ister Anayasa, ister Silahlı Kuvvetler adına vesayet olur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu memleketin birliği, dirliği, beraberliği ve bağımsızlığının sembolüdür ve en önemli garantisidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılacak en büyük haksızlık ise Türk Silahlı Kuvvetleri’ni siyasi tartışmanın bir aracı haline getirmektir. Türk Silahlı Kuvvetleri siyasetin gölgesinde çıkıp, asli görevine döndüğü için bugün başarılıyız. Silahlı Kuvvetlerin mücadele gücü azalır diyorlar. Halep ordaysa, arşın burda. Silahlı Kuvvetlerimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğinde verilen bütün emirleri yerine getirerek elindeki bütün imkanları çok güzel bir şekilde kullanıyor. İdlib’te, Barış Pınarı Harekatı’nda, Afrin’de her yerde üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getiriyor.  AK Parti’nin en önemli reformlarından birisi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sivil iradenin emrine girmesini temin etmesidir. Terörle bu kadar başarılı mücadele ediyoruz. Bu kadar başarılı olmamızın en önemli gerekçelerinden birisi de Jandarmanı ve Sahil Güvenliğin İçişleri Bakanlığı’na, diğer kuvvet komutanlıklarının da Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasıdır. Bütün demokratik ülkelerde bu böyledir ve böyle olmak durumundadır.” şeklinde konuştu

FETÖ’NÜN BİR NUMARALI HEDEFİNİN ERDOĞAN OLDUĞUNU BU MİLLET BİLMİYOR MU?
Kamuoyunda son günlerde tartışılan FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili bir konuşma yapan Kurtulmuş; “FETÖ’yle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Nerede FETÖ’cü varsa mücadelemiz devam edecek.  15 Temmuz’da o akşam 20 dakika önce Cumhurbaşkanımızın olduğu otele gelseydi FETÖ’cü askerler infaz edeceklerdi ve siyaseten başarı kazanacaklardı. Millet bunları görmüyor mu? FETÖ’nün bir numaralı hedefinin Tayyip Erdoğan olduğunu bu millet görmüyor mu? 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı’nı derbest etmek için yargıyla polis müşterek operasyon yaptığını ve bu operasyonu kendisini siper ederek bu operasyonu durduranın Tayyip Erdoğan olduğunu bu millet bilmiyor mu? 17-25 Aralık’ta darbenin eşiğinden dönüldüğünü ve yok edilmek istenenin Tayyip Erdoğan olduğunu bu millet bilmiyor mu? Gezi Parkı olaylarında ve 15 Temmuz’da bir numaralı hedefin Tayyip Erdoğan ve AK Parti olduğunu bu millet bilmiyor mu? 2014 seçimlerinde FETÖ’nün medyadaki adamlar kaçtıkları Amerika’da 2019 seçimlerine bakın. FETÖ'nün en önemli 2 tane ismi, videolarını yayınlayarak, adamlar açıkça, 'İstanbul'da Ankara'da Tayyip Erdoğan'ın karşısında kim varsa ona oy verin, onu kazandırın' diyen FETÖ'nün adamları. Milletin aklıyla alay etmeyin, AK Parti FETÖ ile mücadele etmektedir, edecektir de. Bu millet FETÖ ile mücadeleyi de PKK ile mücadeleyi de sürdürecek ve inlerine girerek darmadağın edecek" dedi.  
‘Türkiye’de AK Parti bir siyasi partinin adı değil, büyük oluşumun, kendimize gelişin, köklerimiz üzerinde yeniden yükselişin ve ayaklarımız üzerinde güçlü bir şekilde durmanın adıdır.’ diyen Kurtulmuş, AK Parti bir iddianın, bir iradenin ve bir ahlakın hareketi olduğunu ifade ederek, şunları söyledi; 
“AK Parti tarihsel süreç içerisinden gelen birikimle medeniyetimizi yeniden ihya etmek üzere kararlı bir şekilde yürüyen partidir. 
Üç tane iddiamız var. Birincisi yeniden güçlü ve büyük Türkiye’yi kurmak azmi ve idealidir. Türkiye bu coğrafyada sıradan bir ülke olarak ayakta duramaz. Her açıdan güçlü olmak zorundayız. Ne zaman güçlensek, birileri karşımıza çıkıyor. Çünkü bu coğrafyada güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Emperyalistlerin oyunlarını bozan bir Türkiye istemiyorlar. Bizde yeniden büyük ve güçlü Türkiye ideali etrafında bütün gücümüzle mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz.

İSİMLER, İNSANLAR DEĞİŞİYOR AMA OYUNLAR DEĞİŞMİYOR
Bu coğrafyanın kilit taşı Türkiye’dir. 20.yy başında bu coğrafyadaki Osmanlı’nın yüz ölçümü 3 milyon metrekare. Sadece 20 sene sonra 3 milyon metrekareden 780 bin kilometrekareye düştü. Müslüman ve Hristiyanların yıllarca barış içinde yaşadığı hiçbir çatışmanın yaşanmadığı Balkan coğrafyasını 20 yılda insanları birbirlerine düşman ettiler. Milliyetçilik üzerinden koskoca coğrafya birbirine girdi. Aynı şekilde içimizdeki beyinsizler yüzünden 20 yılda koskoca coğrafya parçalandı. Bunu yaparken bugün olduğu gibi terör örgütlerini o zamanda kullandılar. DEAŞ’ı kimdi kurdu, eline silahı kim verdi? PKK-YPG’yi kim kurdu, eline kim silaj verdi?, FETÖ’yü kim kurdu, eline kim silah verdi? Bu milletin temiz paraları ile alınan silahları kim verdi? İsimler, insanlar değişiyor ama oyunlar hep aynı. 
Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AK Parti’nin en büyük özelliği ise bu oyunu görmesidir. Bu oyunu bozmaya niyet ettik ve bu coğrayayı birlik ve beraberlik içinde yeniden ayağa kaldıracağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir harita göstererek, İsrail’in sınırları neredir diye sordu. Bu soruyu sormak yürek ister. Bu soru oynadığınız oyunları biliyoruz, planlarınızın farkındayız ve bu oyuna müsade etmeyeceğiz dedi. İsrail’in şu anda resmi bir sınırı yok. İsrail altta Nil, üstte Fırat Nehri. Nil ile Fırat arasında bu coğrafya bütünüyle Yahudilerin kontrolüne girmeden İsrail’in resmi bir sınırı olmayacaktır. Bizim güçlü olmamız lazım. Her alanda güçlü olmamız lazım. Aksi takdirde ayakta durmamızın imkanı yok.  Türkiye hangi alanda ileriye gitmek istese durdurdular. Eğer Türkiye Tayyip Erdoğan önderliğinde AK Parti iktidarında sanayileşme hamlelerinde bu adımları atmasaydı ne Barış Pınarı Harekatı’nda, ne Afrin operasyonu,  ne Zeytin Dalı Harekatı, ne de terörle mücadelede bu kadar başarılı olabilirdik. Barış Pınarı Harekatı’nda %70’ini kendi yaptığımız silahlarla başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Türkiye saha ve masada güçlü olmak zorundadır. 

İDLİB’TE NEREDE İNSAN HAKLARI?
Türkiye ve AK Parti olarak ikinci iddiamız yeryüzünde hakkaniyete dayalı, adalete dayalı, yeni bir dünya sisteminin kurulması. Dünya şu anda küresel ölçekteki açlığı dahi önleyemeyecek gayri ahlaki bir sistemle yönetiliyor. Dünya göçmen sorununa çözüm bulacak en ufak bir ortak fikre sahip değil. Çünkü 5 bin göçmen gelse elleri ayakları titriyor. Osmanlı bakiyesi Türkiye ise 3 milyon Suriye’liye ev sahipliği yapıyor. İdlib’te 1 milyona yakın sığınmacı sınırımıza kadar gelmiş durumda. Nerede Batı, güçlü ülkeler, nerede BM’nin 5 daimi üyesi. İdlib’te bu yürek yakan hikayeye kim dur diyecek? İdlib halkına terörist diyorlar. Be Allah’tan korkun. Ayağında ayakkabısı olmayan 4-5 yaşındaki çocuklar mı terörist? Kimyasal silahlarla, varil bombaları ile mazlum sivil halkı öldürüyorlar. Nerdesiniz? Nerede İnsan Hakları. Birilerinin hesapları orada kaç tane petrol kuyusu kapatmak üzerinedir. Dünya sistemi can çekişmektedir. Herkesin vicdanı körelsede Türkiye yeni bir adil dünya sistemi kurmak için mücadelesini sürdürecektir.”

Editör: Haber Merkezi