Terör örgütü DEAŞ'a yönelik soruşturma kapsamında haklarında 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 2'si tutuklu 3 sanığın yargılanmasına başlandı.

Bolu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Avads Cemğan El Abdullah ve Firas Atiye Al Abdan tutuklu bulundukları Çorum L Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılırken, tutuksuz sanık Ahmet E. ve sanıkların avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.

Duruşmada, kimlik tespitininardından iddianamenin özeti okundu.

Tercüman aracılığı ile yaptığı savunmasında hakkındaki suçlamayı kabul etmeyen Avad Cemğan El Abdullah, kendisinin iddia edildiği gibi Ahmet E'nin evinde kalmadığını, aksine oğlu tarafından kiralanan evde ikamet ettiğini ileri sürdü.

Ahmet E'nin evinde yakalandığını da kabul etmeyen Abdullah, "Diğer iki şahıs benim DEAŞ adına milis faaliyetlerini yürüttüğümü ifade ettiler ise de bu doğru değildir. Terör örgütü bölgeye geldiğinde işime devam edebileceğimi söylediler. Ben de onların kontrolü altındaki alanda işime devam ettim. Bu nedenle yanılgıya kapılarak bu şekilde beyanda bulunmuş olabilirler." diye konuştu. 

Firas Atiye Al Abdan ise yaşadığı köyün DEAŞ militanları tarafından ele geçirilmesi sonucu 2016 yılının başlarında örgüte katıldığını itiraf etti.

Örgüt içinde kaldığı yaklaşık 9-10 aylık süre içinde yaşadıklarının çok ağır geldiğini de belirten Abdan, "Aynı yılın onuncu ayında örgütten kaçtım. Köyümde saklanmayı denedim. Fakat örgüt beni yakalayarak 2 ay hapsetti. Suçsuz olduğuma dair bir evrak verdikten sonra beni serbest bıraktı. Ardından değişik yollar deneyerek Cerablus üzerinden Türkiye’ye geldim." şeklinde konuştu.

Abdan, örgütle bağlantısını kopardığı 2016'nın onuncu ayından sonra onlarla hiçbir bağı ve teması olmadığını savundu.

Mahkeme heyeti tarafından daha önceki ifadelerinde Avad Cemğan El Abdullah ile ilgili beyanlarının sorulması üzerine Abdan, şunları söyledi:

"Cemğan benim köylü olur. DEAŞ militanları köye geldiğinde yaptığı işe devam etti. Ben de kendisinin işini devam ettirdiğini, DEAŞ militanlarına da su götürdüğünü söylemiştim. Yaşamsal bir tehlike, zorlama ya da korkudan dolayı böyle davranmış olabilir. Kendisinin milislik yaptığını ya da örgütün ideolojisini benimseyerek onlara dahil olduğunu görmedim. Ben Cemal’in DEAŞ ile çalıştığını söylemiştim ancak savaştığına dair bir bilgim olmadığını da söylemiştim. Kendisinin örgüt adına savaştığını ya da milislik yaptığını da görmedim." 

Ahmet E. ise hakkındaki iddiaları reddederek, şu ifadeleri kullandı: 

"Cemğan'ın benim evimde kaldığı iddiası doğru değildir. Neden bu örgütle bağlantım olduğunun düşünüldüğünü bilmiyorum. Suçsuzum. Ayrıca ele geçirilen cep telefonumda bulunan DAEŞ'e ait 42 saniye süren ve örgüt propagandası yapan videonun telefonuma nasıl geldiğini bilemiyorum. Söz konusu videonun telefonumda bulunması benim onları desteklediğim ve onayladığım anlamına gelmez."

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyelerine karar vererek, duruşmayı cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasını hazırlaması için 18 Aralık'a erteledi.

Editör: Haber Merkezi