Özgür-Der tarafından düzenlenen "Dünyevileşme ve Bireyselleşme Tehdidine Karşı Gençlik Çalışmaları” adlı konferansta konuşan eğitimci Hüseyin Çağlar, gençliğin bir nimet aynı zamanda emanet olduğunu söyledi.

Özgür-Der Çorum Şubesi 2018-2019 seminer programları kapsamında bu hafta "Dünyevileşme ve Bireyselleşme Tehdidine Karşı Gençlik Çalışmaları" konusu değerlendirildi. 
İslami mücadelede gençlerin önemi ve rolü, gençlik çalışmaların da metodoloji sorunu, yaşanan zaaflar ve önerilerin ele alındığı seminerin konuşmacılığını Hüseyin Çağlar ve Eğitimci Alpay Can yaptı. 

Gençlik döneminin insan hayatının en önemli ve en kritik dönemi olduğunu belirten Hüseyin Çağlar, her bakımdan gelişim, değişim ve etkileşim sürecinin devam ettiği, geleceği şekillendiren eğitimin alındığı, iş ve meslek tercihlerinin yapıldığı bu dönemin önemine değinerek; “İnsanın hayatı kavrama ve hayat içinde rol alma çabalarının başladığı, çocukluk evresinden çıkan, fıtrat olarak adaletten yana zulme karşı bir duruşu barından gençlik, sahip olduğu dinamizm ve üretkenlik ile her kesimin gözettiği kontrol etmek istediği ve saflarına katmaya çalıştığı bir potansiyeli ifade eder. Bu potansiyele iyi rehberlik eden ve iyi eğiten toplumlar daime kazançlı çıkarlar.” dedi

Kuran’ı Kerim ayetleri ve Peygamberlerin mücadelesinde gençlerin rolüne atıfta bulunarak sunumuna devam eden Çağlar, Ashab-ı Keyf kıssası, Tevhid mücadelesinde en güzel örnek Hz.İbrahim, adanmışlık ve teslimiyetin timsali Hz.İsmail’den ve Hz.Meryem, Hz.Musa ve üstün ahlak üzere olan Hz.Muhammed (AS) ve onun güzide genç sahabelerinden bahsetti.

Gençliğin bir nimet ve aynı zamanda bir emanet olduğunu aktaran Çağlar; “İnsan Allah’ın verdiği tüm nimetlerden sorumludur. Gençlerin bu tarihsel sorumluluğu üstlenmede rol model şahsiyetleri tanımaları ve onların bilgi ve birikiminden beslenmeleri zarurettir. Gençlerin enerjisi, imkân ve fırsatlarıyla büyüklerin tecrübelerini bir araya getirip harmanlamak, yarınlarımız açısından göz ardı edilmemesi gereken önemli bir noktadır.” diye konuştu
Gençleri kuşatmada yaşanan zaaflara değinerek sözlerine başlayan Alpay Can, kuşak çatışması ve büyüklerin gençleri şekillendirmeye dönük çabalarına değinerek, gençleri sürekli ilgisizlikle, idealist olmamakla, sorumluluk almamakla suçlamak işin kolayına kaçmak olduğunu, bununda ilerde insanları umutsuzluğa ve atalete sevk ettiğini ifade etti.

 

SORUMSUZLUK İNSANI DÜŞÜNCESİZ VE MERHAMETSİZ YAPAR
Sorumluluk bilinci gençlerde aşılanması gereken en önemli özellik olduğunu belirten Can, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Gençlerin hayatta sorumluluk almaması ve uzak durması sadece onlardan değil ebeveynlerinden kaynaklanmaktadır. Sorumsuzluk insanı zamanla daha düşüncesiz ve daha merhametsiz bireylere dönüştürmektedir. Eğitimde eğiten kadar, eğitileninde özne olduğunu unutmamalıyız. Nesne kabul edilen ve sadece davranışlarını değiştirmeyi hedefleyen, bireyin iradesini yok sayan bir eğitim modeli başarılı olamaz. Anlık dönüşler belki eğiteni memnun etse de, kişi kendi ile kaldığının da olumsuz örnekler ve davranışlar sergilemektedir. Eğitim söylemden çok, eylem önemlidir. Onların hayatına dokunmalı, dillerini anlamalıyız. Sergiledikleri davranışlarının altında yatan nedenleri araştırmalıyız. 

Bilgi vermenin olmazsa olması öncelikle ilgi uyandırmaktır. Gençlerin motivasyonunu arttıracak ve değer verecekleri ortamları sağlayarak ve ilgi duydukları konularla daha kolay iletişim kurabiliriz.” 

Program soru cevap ve karşılıklı görüş alış verişlerinin ardından sonra erdi.