HABER-YORUM EROL TAŞKAN

Leblebiciden aldığı leblebiyi üzerine koyduğu kârla satan ve geçimine katkı sağlayan 88 yaşındaki Fazlı Gafar, hayat hikayesi ve nasihatlarıyla işsizliğe karşı yeni bir model ortaya koydu. İlerleyen yaşına rağmen çalışmaktan ve nasip peşinde koşmaktan geri durmayan yaşlı adam, "İşsizlik diye bir şey kabul etmiyorum. İş demek illaki maaşlı bir kapı değildir. Bir şeyler alın-satın üç kuruş ta olsa kazancınız olsun." dedi.

Elindeki yarım kilo leblebiyle gazetemize gelerek, leblebi sattığını anlatan yaşlı adam, ayak üstü verdiği ibretlik hayat dersiyle kendi yaşantısından ilginç örnekler verdi.

Küçük Laçin'li olan Fazlı dede, gençliğinde evinde ip eğirip sattığını, namının da İpci Fazlı olduğunu söyledi. Ömrü boyunca hiç maaşlı işi olmamış. Hep kendi çabalarıyla geçimini sağlamış. Kendir iplerinin revaçta olduğu zamanlar, evinde merhum eşiyle birlikte ip eğirmiş, yular yapmış çarşı-pazarda satmış.

Zaman gelmiş, kendir ipin ardı kesilince limon almış limon satmış. Toptancıdan aldığı üç-beş parça çamaşır ipini satmış. Kendi deyimiyle alış-verişle karnını doyurmuş, 4 evlat yetiştirip baş-göz etmiş.

Elinde yarım kiloluk leblebi olsa da, çizgi çizgi olan teninde, ağarmış saçlarında, hayatın tüm yükünü halen taşıdığı omuzlarında ömürlük deneyim var, 88 yılın görüp geçirmişliği var. Elimize geçen bu hazır fırsattan istifade, pür dikkat dinledik. O'nun dilinden dökülen hayata dair tecrübe ve öğütleri de paylaşalım istedik.

"Ben bu yaşımda nasibimin ardından koşuyorsam, elimdeki 2,5-3 kiloluk leblebi bile bana bir geçim kapısı açıyorsa, gençlerimizin işsizlik illetine teslim olmalarını anlamıyorum. Ar eden kâr etmez derler. Bir şeyler alıp satmak ayıp değil. Yeter ki insan azmetsin, kararlı olsun. Yeter ki ar e namusumuzla çalışalım, yalan dolan olmasın., çalıp çırpmayalım. Geri kalan her şey çalışma azmine bağlıdır. İş bize gelmiyorsa, biz işe gideceğiz. Nasip bize uzaksa, biz nasibin peşinden koşacağız. Belki üç kuruş kazanç gibi gözükse de, bu işlerin bereketi çoktur. Kimse geçinememekten korkmasın, aç kalsaydım geçinemeseydim ben geçinemezdim." dedi.

Aldığı yaşlı maaşına şükreden Fazlı dede, yaşlılık nedeniyle sık sık hastaneye gittiğini, muayene ücretinden dolayı yapılan kesintiler sebebiyle de maaşının eksildiğini anlatarak, leblebi satışı ile bu açığı kapattığını da sözlerine ekledi.

Sattığı leblebinin kalitesi konusunda net ve güvenli sözler söyleyip malının da arkasında duran Fazlı dede, oğlunu ziyaret için zaman zaman Manisa tarafına da gittiğini Manisa ve ilçelerinde de satış yaptığını anlatırken, "İnsan akıllı olmalı, hazır gidiyorum, buradan aldığım 3-5 kilo leblebiyi satıp yol paramı çıkarıyorum. Hem insanlar mutlu oluyor, hem ben para kazanıyorum. Çok büyük sermayeye gerek yok, çoğu zaman sattıktan sonra parasını ödüyorum." diye konuştu.

Sohbetin ardından muhabbetin demi sayılacak bir kaç türküyü de seslendiren Fazlı dedenin sesi kulağımızda,  azmi ve çalışkanlığını da gönlümüzde kaldı.