EROL TAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu’nun da üyesi olduğu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu üyeleri, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma umuduyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerini ziyaret etti.

Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, komisyon üyelerinden AK Parti Milletvekilleri Erol Kavuncu, İbrahim Yurdunuseven, Osman Nuri Gülaçar, Oya Eronat ve CHP Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ile Diyarbakır Cezaevini ziyaret ettikten sonra çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır anneleriyle görüştü. Oturma eylemi yapan ailelerle sohbet eden komisyon üyeleri, “Sizin acınız bizim acımız, milletimizin acısıdır." dedi.
Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, şunları söyledi, “Bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altındadır, Annelerin ayaklarının altı öpülesidir. Bununla birlikte tarih bir milletin sadece hafızası değildir, istikbalinin de pusulasıdır. Bu itibarla İstiklal harbimiz de büyük bedeller ödeyerek, Nene Hatunların, Şerife bacıların desteği ve mücadeleleriyle Kurtuluş Savaşıyla kazanılmıştır. Dini olarak büyük bir öneme ve yere sahip olan ve geçmişteki sayısız fedakârlık yapan annelerimiz ayrıca vatanımızın bekası için ciğerparelerini kara toprağa vererek bağrına taş basıp feraseti elden bırakmayarak her zaman devletin bekası için ve toplumumuz için her türlü zorluğa göğüs germiş ve destek olmuştur. Dinimiz, tarihimiz, geleceğimiz ve toplumumuz için mihenk taşı olma özelliğiyle öne çıkmış olan Annelerimiz uzun bir süredir evlatlarını bölücü işin terör örgütü PKK'nın elinden kurtarmak için destansı bir mücadeleyi sürdürmektedir. Yürekleri yangın yerine dönmüş annelerimiz tüm doğallıklarıyla, sadelikleriyle ve anne hassasiyetiyle yüreğinden konuşarak feryatlarını dile getirmektedir. Dolayısıyla duyup da etkilenmemek, görüp de duygulanmamak, gözyaşına gözyaşı katmamak imkânsızdır. Her sabah uyandığında evladını göremeyen bir annenin feryadıyla toplumun tamamının etkilendiği ve insanların da bulunduğu yerden buraya yüreğini kattığı bir süreç yaşanmaktadır.
Ülkemiz uzun süredir bu terör belasından çok çekti. Başladığı tarihten bugüne kadar 18 yaşın altında okul çağındaki 20 bin çocuk terörün kurbanı oldu. Buradaki aileler de ‘çocuğum okul çağındaydı, kandırıldı, elimizden alınıp götürüldü’ diye feryat ediyorlar. Çocukların yeri eğitimdir. Çocukların eli silah tutmaz kalem tutar. Çocuklar sırada ter döker geleceğe çalışır. Bu bağlamda devletimizin terörle mücadelesi amansız bir şekilde kararlılıkla sürdürüldüğünü belirtmek isterim. Terör bataklığını yerinde kurutmak adına Suriye’de gerçekleştirilen harekât başta olmak üzere hem içerde hem de dışarda mücadelemiz sürmektedir. Bunun yanında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan uluslararası ve yerel her türlü platformda emperyalist emellerle hareket eden terör finansörü ve destekçisi ülkelerin bu tutumunun yanlışlığını ve bundan vaz geçilmesi gerektiğini aksi takdirde terör belasını bitirmek adına kararlılıkla her türlü mücadeleyi vereceğimizi belirtmektedir.
Ülkemizin geleceğine, refahına, birlik ve beraberliğine zarar vermeye çalışan terör örgütlerine ve siyasi uzantılarına karşı yıllardır topyekûn mücadele etmiş olan her Türk Vatandaşı da bu doğrultuda geçmişte olduğu gibi bu günde annelerin masum ve insani direnişinin yanında olmayı boynunun borcu olarak görmelidir. Edirne'den Kars'a, tek yürek olmuş bir ülke olarak ‘Anne acısının etiketi olmaz.' diyor, yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyunu Diyarbekir'deki annelerin yanında olmaya davet ediyoruz. Bu bağlamda bu sivil direnişin dünya basınında gündeme getirilmesiyle emperyalist güçlerin gerçek yüzünün görülmesi hasebiyle önemli görüyoruz.
Bu önemli adım yanan bir anne yüreğinin tüm acılara, gözyaşına ve gencecik fidanların ölümüne son verebileceğini herkese göstermiştir. Her geçen gün yeni annelerin katılımıyla büyüyen bu sessiz çığlık, dünya üzerindeki terörün tümüne 'dur' diye haykıran güçlü bir sese dönüşmüştür. Bu ülkenin kadınlarını yanına alanın sırtı yere gelmeyecek, karşısına alan da iflah olmayacaktır. Tarih, Diyarbekir'deki anneleri ve teröre meydan okuyan direnişlerini saygıyla yazacaktır.”
Biz Kürdistan’ı istemiyoruz, evlatlarımızı istiyoruz
Ziyarette konuşan evlatları terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırılan acılı aileler ise, “Hepimiz çocuklarımızı istiyoruz, nereye kadar kaçacaklar? Biz CHP’ye seslendik, HDP’lilerle ittifak ettiniz dedik. Biz 67 gündür buradayız açıklama yapmıyorlar ve bizi tehdit ediyorlar. Benim oğlum nerede, keşke benim oğlum ölseydi, her perşembe gider mezarında dua okurdum. CHP bize destek versin istiyoruz. Herkes elini taşın altına atmalı. Kar da yağsa biz buradan gitmeyeceğiz. Biz çocuklarımızı istiyoruz. Ben Kürdistan’ı istemiyorum, oğlumu istiyorum. Bunların emri olmadan hiçbir çocuk dağa çıkmıyor. Bizim terörle ilişkimiz yok, biz yavrumuzu istiyoruz. Yavrumuzu verin. Allah teröre lanet etsin. Ben yeğenimi askere gönderdim, teröre göndermedim. Kandil burasıdır” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi