Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Fatih Yıldıran, Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün (UNHCR) 2018 yılı ortası verilerine göre listenin başında 3 milyon 621 mülteci ağırlayan Türkiye’nin geldiğini belirtti.

Türkiye’yi sırasıyla Pakistan (1,4 milyon) ve Uganda’nın (1,13 milyon) takip ettiğini dile getiren SP Merkez İlçe Başkanı Fatih Yıldıran,  “Avrupa’dan listeye giren tek ülke 4. sıradaki Almanya. Bu ülke 1 milyon 21 bin mülteciye ev sahipliği yapıyor. Listedeki diğer ülkeler ise şöyle: İran (979 bin), Lübnan (974 bin), Bangladeş (943 bin), Etiyopya (920 bin), Sudan (908 bin) ve Ürdün (705 bin). Bu listeye ve rakamlara dikkatlice bakıldığında 2018 yılı itibariyle listede ilk 10 ülke Almanya haricindeki ülkeler savaş, çatışma ve iç karışıklık olan bölgelerinde bulunan ülkeler. Yani ülkelerinden kaçan insanlar zenginlik ve refah için değil, hayatlarını kurtarmak için göç etmek zorunda kalan insanlar olduğunu rakamlar açıkça ortaya koyuyor. Aynı raporda Türkiye gelen mültecilerin %15’ini Iraklılar oluşturuyor ve Türkiye’den göç eden mültecilerin yine %23,9’unu Iraklılar oluşturuyor. Yani Türkiye’ye göç ederek hayatını kurtaran mülteciler refah arayışı için Türkiye’de kalmıyor. Refah arayışını için Türkiye’yi bir durak olarak kullanıyor”dedi.

Listede Avrupa’daki tek ülke olan Almanya’nın ise kabul edilen göçmenler ile ilgili çeşitli aşamaları şart koştuğunu kaydeden Fatih Yıldıran, “Kabul edilen göçmenlerle ilgili 2021 yılı mart ayında çıkartılan Nitelikli İş Gücü Göçü Yasası’nda (FEG)
Almanya kabul edeceği göçmenler ile ilgili kriterlerini şöyle sıralıyor: Bu kişiler, öncelikli olarak Almanya’da denkliği tanınmış üniversite mezunları. 2020 yılından itibaren de yine denkliği tanınmış nitelikli meslek okulu mezunları. Programa kabul edildiği takdirde dil (Almanca) yeterliliği. Gibi bazı ön kabul şartları belirlemiş durumdadır. Avrupa da bulunan diğer ülkelerin mülteci karnesi ise 2021 yılında tüm Avrupa sadece 267.360 kişiyi olarak sığınmacı kabul etti. 2022 de bu rakam artacak çünkü Ukrayna-Rusya savaşından ötürü 3,8 milyon Ukraynalı Avrupa’ya göç etti.

ABD’de ise sığınmacı kabulü konusunda 2021 yılında toplan 11 bin göçmen kabulü yaptı. Ayrıca Ukrayna savaşından sora 100 bin Ukraynalı kabul edeceğini açıkladı. Ayrıca Türkiye’den ABD’ye yönelik düzensiz göçte rekor artış olduğu resmi rakamlara göre 2022 yılının ilk beş ayında 11 bin 827 Türk vatandaşı Meksika sınırından ABD’ye geçerek teslim oldu. Gidenlerin büyük kısmı yola Çorum ve Ağrı’dan çıktı. Bu rakam 2021 yılı boyunca 5 bin ile sınırlıydı. Yani bırakın mültecileri artık kendi vatandaşlarımız dahi kendi ülkemizde refah arayışında değiller. Avrupa kendi değerlerini erezyona uğratacağı korkusu ile bu göçmenlik mevzusuna gayri insani olarak yaklaşıyor. 2020 yılında TSK’nın terörist gruplar için başlatmış olduğu İdlip harekatı sırasında Türkiye Yunanistan sınırını açmış ülkenden bir anda yüzbinlerce mülteci sınıra akın etmiş ve Yunanistan’ın insanlık dışı muamelesi ile geri çevrilmişti. 

Ayrıca İngiltere’de yaşanan son olay ise hem devletimiz hem milletimiz adına onur kırıcı bir hal almıştır. İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un istifasının ardından başbakan adaylarından İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss seçilmesi halinde göçmenleri Türkiye’ye gönderme vaadinde bulundu İngiltere buna benzer bir anlaşmayı daha önce Ruanda ile yapmıştı. Tüm bu hadiseler gösteriyor ki Türkiye sığınmacılar için bir bekleme odası bir durak veya Avrupa için kendi kültürünü korumak için kullanılan bir kalkan, bir sınır karakolu vazifesinde. Yukarıda belirtilen ve raporlar, rakamlar ve olaylar göstermektedir ki bırakın yabancılar için zenginlik ve cazibe merkezi olmayı Türkiye kendi vatandaşları için bile bile bu kriterleri karşılayamıyor. Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayhan Oğan’ın katıldığı bir panelde, “Ülke olarak sürekli göç alıyoruz. Bu coğrafya sürekli göç alan önemli bir konumdadır. Göç veren yerler fakirleşirken, göç alan yerlerle ilgili temel tespitler ise göç alan yerlerin zenginleştiği, büyüdüğü ve güçlendiği tespit edilmiştir. Bunun örnekleri var. İstanbul Türkiye’nin niye en büyük şehri, göç aldığı için büyümüştür ve güçlenmiştir. Göç alan hiçbir yer fakirleşmez. Bu sosyal bilimlerin temelidir. Etrafımıza baktığımız zaman bizim yıllar önce yönettiğimiz bölgeler, bu bölgelerdeki insanları yabancı gibi göremeyiz. Geçmişe baktığımız zaman savaşta bile Türk’e teslim olan biri düşmana teslim edilmez. İslam’da da bizim bunlar kardeşimizdir. Bu doğrultuda hadiselere bakmak lazım” şeklinde ki söylemi gerçeği değil sadece istatistikleri tersten okuyarak milletimize pembe bir tablo çizmeye çalışmasının zavallı bir tezahürü olarak görmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.  (Haber Merkezi)