EROL TAŞKAN
Katıldıkları akraba düğününde maganda silahıyla başından vurulan 13 yaşındaki Muhammed Efe Çolban'ın annesi Gönül Çolban, yaşadıklarını ve duygularını Hakimiyet'e anlattı. Efe'nin kendisine ne olduğu konusunda bilgisi olmadığını söyleyen acılı anne, "Binlerce insanın dualarıyla, Rabbim evladımızı hayata tutundurdu. Efe kendine geldiğinde, "Bana ne oldu?" sorusuna verecek cevap bulamadık. Oğlumuz insanlığa küsmesin diye suçu sarı ineğe attık. Sarı ineğin içtiği sudan içmişsin, ondan zehirlendin" diyebildik. 

 

SARI İNEK HİKAYESİ
Efe'nin 13 günlük yoğum bakım tedavisinden sonra gözlerini açıp konuşmaya başladığını anlatan anne, "Yoğun bakımda kendine geldiğinde, doktoruna ilk sorusu, "Bana ne oldu?" demek oldu. O anda doktorumuz da psikolojik durumunu da düşünerek, sarı ineğin içtiği sudan içmişsin, inek hastaymış, sen de ondan dolayı zehirlenme yaşamışsın." cevabını verdi. Bizim de dilimiz kim olduğun bilmediğimiz kişilerin silahından çıkan bir kurşunla vuruldun demeye varmadı. İnşallah sağlığı tamamen yerine gelince ileride ne olduğunu öğrenecek. Umarım bugün sıra ineğe duyduğu küskünlüğü ve kızgınlığı ileriki hayatında insanlara duymaz." diye konuştu.

 

VURULDUĞUNU ÇOK GEÇ ANLADIK
Olayın yaşandığı anla ilgili konuşan anne Gönül Çolban, Efe'nin arkadaşlarıyla düğün alayı içerisinde oynadığını, havai fişeklerin atılmaya başlandığında, müzik ve oyunların devam ettiğini, gelin ve damadın kına için hazırlık içinde olduğunu söyledi. İlk olarak Efe'nin burnundan kan gelmeye başladığını ve ayakta durmakta zorlandığını  aktaran anne, yaşadıklarını ve duygularını şöyle anlattı, "Efe burnundan kan gelmesiyle birlikte sendeleyip, ayakta durmakta zorlanmış, yanındaki arkadaşlarıyla bize haber göndermiş. Biz haberi alınca koştuk, çocuğumuza sarılıp ne olduğunu anlamaya çalıştık. Beyin kanaması geçiriyor zannettik.

 

TC NUMARASI BİLE BAŞA BELA OLDU
Yavrumuzu hemen bir araba bindirip babası ve amcası hastaneye götürdü. Kayıt için TC numarası istemişler. Kimliği güç bela bulup, TC numarasını verdim. Oradan Çorum'a sevk oldu. Çorum'da silahtan, kurşundan haberdar olduk. 

 

BİZ ÖLÜMLE PENÇELEŞİRKEN DÜĞÜN EĞLENCESİ DEVAM ETTİ
Biz can parçamızın elimizden kayıp gidişi karşısında ölümle pençeleşirken, olayın silah kurşunuyla meydana geldiği de ortaya çıkmışken, düğünün devam ettiğinden haberdar olmak, ertesi gün bile çalgı-çenginin devam ettiğini duymak kahrediciydi. 

 

SİLAH ATILACAĞI AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEDİ
Çocukluk anılarımdan düğünlerde atılan silahları hatırlıyorum ama aradan geçen yıllardan sonra, bu tür magandalığın ve vahşetin halen insanların ruhunda var olduğunu bilemedim. Düğün için İstanbul'dan geldik. Gözümden sakındığım yavrumu, silahların atıldığı bir ortamda bulundurmak, ölsem bile yapmayacağım bir şeydir. Ben onu el bebek gül bebek büyüttüm. Yarınlarına dair, ahlaklı, merhametli bir evlat yetiştirmenin hedefiyle sarıp sarmaladım. 

 

BU DURUMA SEBEP OLAN HERKES SUÇLU
Silahın tetiğini sıkan kadar, ona göz yuman, bu silahları onların eline tutuşturanlar da suçludur bana göre. Asker değilsin, polis değilsin, senin silahla ne işin olur anlamak mümkün değil.

 

CEZALAR CAYDIRICI OLMALI
Ben devlet olsam, silah atanlara en ağır cezaları veririm. Çünkü ucunda insan hayatı var. Kimsenin o tetiği çekebilecek cesareti olmamalı. Vahşet içinde yaşayan bir toplum olmamalıyız. En mutlu günlerimizde can riski taşıyor olmanın hiç bir anlamı ve makul bir nedeni olamaz.

 

MUTLULUK PAYLAŞMAYA GİTTİK, MEĞER ÖLÜME DAVETİYE ALMIŞIZ
İnsanlar düğünlere ne için katılır? Mutluluğu paylaşmak için. Tanımadığınız ya da akrabanız olmayan, yani sizi sevip saymayan birinden düğün davetiyesi almazsınız. Biz mutluluğu paylaşmak için gittiğimiz düğünde, ömrümüzü acıya gark edecek olaylara muhatap olduk. Mutluluğu paylaşmak için aldığımız davet, meğer ölüme ve acıya olan bir davetmiş.

 

ÖMRÜMÜZ TRAVMALARLA GEÇECEK
Ben bugün oğlumun hayatta olmasına binlerce kez şükür ediyorum. Rabbim evladımızı bize bağışladı. Ancak bu durum bizim hayatımızın çok da kolay olacağı anlamına gelmiyor. Bundan sonraki ömrümüz, yaşadığımız bu acının yükü ve travmasıyla geçecek. Bir kişinin anlık hevesi için elini tetiğe atması, bizim hayatımızı karanlıklara hapsetti. Ucunda ölüm olan bir eğlence bana göre vahşiliktir. Hiç kimsenin böylesi bir mutlu günü, bir ailenin acısına döndermemeli. 

 

DAHA DÜNE KADAR GÜLÜP OYNAYAN BİR ÇOCUKTU
Daha düne kadar, benim oğlum koşup oynayan, hayata mutlulukla sarılan bir çocuktu. Yürüyemiyor. Bugün kafasında bir kurşunla yaşamak için hayata tutunmaya çalışıyor. 

 

BUGÜNÜMÜZE ŞÜKÜR
Şu anda sol kol ve ayakta kullanamama durumu var, Elhamdülillah konuşuyor, algısında problem yok. tanıyan tanımayan kim varsa, evladımız için duacı oldu. Allah kimseye böyle bir acı ve korku yaşatmasın. 

 

EN MUTLU GÜNLER KANA BULANMASIN
İ
nsanların en mutlu günü sayılacak düğün ve bayram günlerimizi kana bulamayalım. Kimse benim evladıma olmaz, bana bir şey olmaz demesin. Silah atan da suçludur, buna göz yumanda suçludur. 

 

YA VİCDANLAR KONUŞSUN YA DA KIYAMETE KADAR KÖR VE SAĞIR KALSIN
Bize bu acıyı yaşatan her kimse, adalet karşısında hesabını vermelidir. Kimse susmamalı, bilen gören konuşmalıdır. Ya vicdanlar konuşsun, ya da kıyamete kadar kör ve sağır kalsın."

Editör: Haber Merkezi