EROL TAŞKAN
Çorum-Osmancık Yolu üzerinde yer alan Çorum çıkışında vatandaşlar, orta refüje bölme istiyor. 

Gazetemizi ziyaret eden Sedat Altan, her geçen gün nüfus yoğunluğu artan bölgede, özellikle çocuklar başta olmak üzere yayaların risk altında olduğunu söyledi. 

Bölgede yoğunlaşan konut yapısı ve ticari alanların, ciddi bir yaya trafiğini de beraberinde artığını ifade eden Altan, “Özellikle çocuklar başta olmak üzere, ciddi bir yaya yoğunluğu yaşanan bölgede, yolların geniş ve araç trafiğinin de hızlı olması, ciddi kazaların habercisi olarak kendisini gösteriyor. Karşıdan karşıya geçişlerin kontrol altına alınabilmesi için orta refüje, şehir estetiğine uygun bariyerlerin yapılmasını talep ediyoruz. Konuyla ilgili defalarca CİMER’e müracaat etmemize rağmen sonuç alamadık.” dedi.

Söz konusu bölgenin yayalar açısından sürekli risk taşıdığını söyleyen Altan, tedbir alınması için ölümlerin olmasının beklenmemesi gerektiğini, her an olabilecek bir8 kaza riskinin sinyallerinin, konuya çok uzak insanlar tarafından bile açıkça görülebildiğini anlattı. 

Gazetemizi ziyaret ederek, bir vatandaş duyarlılığı ile konuyu kamuoyunun gündemine getirdiğini vurgulayan Sedat Altan, konuyla ilgili şunları söyledi; “Talebimizde bölgeyi tarif için Çorum Osmancık istikameti yazmasından dolayı, konu Çorum ve Osmancık Belediyeleri’ne havale ediliyor. Haklı olarak da her iki belediye, konunun kendileriyle ilgili sorumluluk alanında bulunmadığını, söz konusu yolun Karayollarının yetkisi dahilinde bulunduğunu belirtir cevaplar veriyor.
Burada yaşanacak çok ciddi acılar olduktan sonra, yitip giden canlar olduktan sonra tedbir almanın ne faydası olacak. Bir tedbir için kurban vermenin gereği yoktur. Burada yapılması gereken şey, olay olmadan akıl ve teknik yoluyla önleyici tedbir almaktır. Mesele kanuni olmaktan öte vicdani bir meseledir. Küçük tedbirlerle, yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızı koruyor olmalıyız.  Karayollarının bu konularda Çorum’a üvey evlat muamelesi yapması, kelimenin tam anlamıyla umursamamazlık, vicdansızlık ve sorumsuzluktur. Kanunlar da yönetmeliklerde en başta insan hayatını güvence altına almak için vardır. Basit bahanelerin altına sığınmanın gereği yok. Bir dert dile getiriliyorsa ve özellikle de ucunda insan canı söz konusu ise bu melese mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Karayolları yetkililerini hiçbir bahanenin arkasına saklanmadan, sorumluluğunu yerine getirmesini bekliyoruz.”