HABER/YORUM:EROL TAŞKAN
İskilipli Atıf Hoca’nın şehadete yürüyüşünün yıl dönümü, her defasında hakaretlere, iftiralara yol açsa da, bu çekememezlik ve kin beyhudedir. Zira bu milletin gönlünde, bir devrin mazlumu olarak tescil bulan İskilipli Atıf Hoca, bu milletin kahir ekseriyetinin gönlünde suçsuzdur ve kendisine atılan iftiraların çizdiği yolda şehadete yürümüştür. 

Biraz arşiv bilen, tarih bilen ve olayların seyrini vicdan muhasebesiyle takip eden herkes bilirki, İskilipli Atıf Hoca mazlumdur, şehittir, memleket sevdalısıdır.  Deniz Gezmiş’in idamı ile verilen kararları kabul etmeyip resmi kayıt demeyenler, İskilipli Atıf Hoca’yı güya mahkeme edenleri hukuk adamı sayarlar, aldıkları kararı bağımsız mahkeme kararı gibi kabul edip, resmi kayıtları işaret ederler. 
Birilerinin kendi adına uçaklardan dağıttığı bildiriyi hemen ertesi gün gazetelere tam sayfa ilan vererek, bildiriyi kabul etmediklerini ve sahte olduğunu duyursalar bile, hâlâ “bilmem hangi bildiriye imza attı” yalanının ardına sığınıp, İskilipli Atıf Hoca’nın Müslüman kimliğinden duydukları rahatsızlığı, işlerine gelmediği zaman kabul etmedikleri ancak söz konusu Müslüman kimlik olunca da dayanak saydıkları mahkemelerin kararlarının ardına sığınarak dile getirirler. 
Uğur Mumcu’yu anarlar, ardından ağıtlar yakarlar da O’nun tarihe altın harflerle yazılan, “Bu ülkede banka soymak için kar maskesi, ülke soymak için Atatürk maskesi takılır” sözünü görmezden gelip, Atatürk’ü kendine siper edip yüzüne taktıkları Atatürk maskesiyle ülke soyanlara tek laf etmezler. İstiklal Mahkemelerini “anti-demokratik” ilan edişini görmezden gelirler.  Sen yâd etme, sen anma, sen saygı duyma ama lütfen saygı duyana, yâd edene de hakaret etme. Bu millet sizlerin sevip saygı duyduğuna hangi lafı ediyor ki sizler tutup da Atıf Hoca’ya kin besliyor, ona saygı gösterenlere hakaret ediyorsunuz.