FATİH AKBAŞ

Çorum’da içme suyu kaynaklarının azalması ile birlikte yetkililer sürekli su tasarrufuna yönelik çağrılar yapıyorlar.

Su tasarrufunun yüksek sesle dile getirildiği şu günlerde Hitit Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Vedat Deniz’in editörlüğünde 2012 yılında hazırlanan ‘Binalarda Su Tasarrufu ve Hijyen’ kitabında değinilen konularının önemini bir kez daha gündeme getirdi.

2012 yılında Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği’nin (SERSA) sosyal sorumluluk projesi olarak Ece Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olan Erdem Çenesiz’in talebi doğrultusunda üniversite-sanayi işbirliği kapsamında hazırlanan kitap 6250 adet bastırılıp, tüm Türkiye’de ki ilgili paydaşlara ücretsiz olarak dağıtılmıştı.

Ayrıca, su tasarrufu konusunda toplumun bilinçlenmesi ve duyarlığının artırılması amacı ile Türkiye Seramik Federasyonu’nun internet sitesinde (https://serfed.com/upload/Binalarda_Su_Tasarrufu_ve_Hijyen_Kitabi.pdf<) ilgili yayınlar kısmında herkesin okuması için PDF dosyası olarak erişimine açılmıştı.

Akademik bakış açısıyla halkın da anlayabileceği dilde yazılan kitapta, kamu ve özel binalarda su tasarrufu konusunda neler yapabileceği resimli örnekler verilerek anlatılmış.

Su tasarrufu amaçlı olarak endüstriyel tesis atık sularının tekrar kazanılmasına yönelik 3 adet de uluslararası yayını bulunan Prof.Dr. Vedat Deniz,  “kömür yıkama tesisi”, “seramik fabrikası” ve “barit maden tesisi” isimli yayınlarında atık sularının farklı polimerler kullanılarak tekrar temiz su olarak kazanılabileceğine dikkat çekiyor. Bu sayede endüstriyel tesisler için su tasarrufu sağlanabileceğini de ortaya koyuyor.

Prof.Dr. Vedat Deniz’in kitabın önsözünde su tasarrufunun önemine dikkat çekerek, şu ifadelere yer vermiş:

“Dünyamızın dörtte üçü sularla kaplı olması nedeniyle mavi gezegen olarak da bilinir. Ancak bu özelliğe sahip olmasına rağmen bu suyun % 97,5’i okyanus ve denizlerde tuzlu su olarak bulunur. Geriye kalan % 2,5’i tatlı sudur. Yeryüzünde kullanılabilir tatlı su kaynaklarının kısıtlı oluşu, endüstriyel gelişmelere paralel olarak mevcut kaynakların bilinçsizce kirletilmesi, dünya nüfusunun ve insanlığın refah seviyesinin artmasına bağlı olarak su tüketiminin artması suyu stratejik bir kaynak haline getirmektedir. İnsanoğlu için 20. yüzyılda petrol ne kadar önem arz etmiş ise, 21. yüzyılda da suyun, o kadar önem arz edeceği öngörülmektedir. Günümüzde dünyanın birçok yerinde su kaynaklarına sahip olabilmek için sıcak ve soğuk savaşlar verilmektedir. Bu sebeplerden dolayı, çağımızın en büyük sorunlarından birisi de su yönetimi ve buna bağlı olarak su kaynaklarının korunması ve tasarrufu olacaktır.

Su tüketiminin etkinleştirilmesi, en basit anlamıyla su tasarrufunu teşvik ederek mevcut kaynakların daha uzun süre ihtiyaca cevap vermesini sağlamaktan ibarettir. Aslında, işe doğadan değil musluktan başlayacak bir yönetim anlayışı ile mevcut geliştirilmiş kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanımı ve bunun sonucunda oluşan ilave kaynaklarla sağlanarak yeni kullanıcılara hizmet sunmak rasyonel ve çağdaş su yönetiminin en öncelikli konusudur. Çevresel sorunların arttığı günümüzde çevreyi korumak adına su tüketiminin azaltılmasını sağlamak, yapılması kolay ve en akılcı yoldur. Tüketimi azaltmak sadece temiz su tasarrufu sağlamakla değil daha az miktarda suyu ısıtmakla da mümkündür.”