Yaklaşık 30 yıl önce Amasya'da öğrenciydim.

O yıllarda Amasya'nın sosyo ekonomik yapısını Üniversite oluşturuyordu, halkın büyük çoğunluğu öğrencilerin şehre getirdiği sıcak paraya bağlı olarak yaşamını sürdürmekteydi ve bu üniversite de Samsuna bağlıydı. Gelişmemiş bir şehirdi. Son olarak geçen gün Amasya'yı tekrar görmek, öğrencilik dönemlerimin iki yılını geçirdiğim bu şehirdeki anılarımı tazelemek için tekrar gittim.

Amasya Belediyesi'nin çalışmalarıyla Ferhat İle Şirin Müzesi yapılmış. Aklımıza sadece Ferhat ile Şirin aşkının geçtiği Anadolu'nun bir şehri olarak gelen Amasya'nın bugün ileri gelen kültür adamları bu aşk hikayesini hem turizme kazandırmış hem de belediyeye önemli bir gelir kaynağı sağlamış.  Müze şehrin girişinde Ferhat'ın dağları kazarak su getirdiği arkların hemen bitişiğine yapılmış yerin altında Anadolu'daki büyük aşklarının kahramanlarının; Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Veysel gibi önemli aşıkların bal mumu heykellerinin yanı sıra; Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş gibi Anadolu'nun ruhunu oluşturan gönül erenlerinin de balmumu heykelleri yapılarak insanı geçmişin güzel günlerine ve insanlarına götüren bir tarih yolculuğu yapılmıştır.

Aynı turizm adımı Şehzadeler Şehri olarak da bilinen bu şehrin hemen ırmağının orta yerindeki, Kral Mezarlarının önüne yani şehrin kalbine Şehzadeler Müzesi yapılarak da geliştirilmiş ve bu müzede Osmanlının büyük padişahlarının gerçeğe çok yakın balmumu heykelleri yapılmış ve gelen yeni neslin, atalarını karşılarında bulmaları ile etkileyici bir tarih buluşması oluşturulmuştur. Her iki müzede de girişler 5 TL gibi çok cüz'i bir ücret olarak belirlenmiş esas hedef olarak da turist çekmek olarak hedeflenmiş. Bunu şehrin hemen her yerine yapılmış küçük otellerden, çok ucuza satılan ve şehrin her yerine açılmış tarihi eserler satan dükkanlardan anlayabiliyoruz. Sadece Türkiye'den değil Avrupa'dan, Uzakdoğu ülkeleri Çin'den, Japonya'dan turistler geliyor şehre.  Turizmin gelişmesine Merzifon Havaalanı da hatırı sayılır bir katkı sağlamıştır. Belediye müzelerin girişinde şehre turizm için neler yapacağını, neler yaptığını anlatan bedava gazete dağıtıp gelenleri bu konuda bilgilendiriyor. Belediye Başkanı Mehmet Sarı bu ağır yükün altına bütün vücuduyla girmiş, Turizmin liderliğini yapıyor. Mehmet Sarı yaptığı, yapacağı projeleri medyada, ulusal kanallarda anlatıyor.  

Bütün bunları gördükten sonra Anadolu'nun herhangi bir yerinde turizmin önünün açılabileceğini gördüm. Hele bunu ömrümün 47 yılın geçirmiş bir Çorumlu olarak Çorum için düşündüğümde kıskanmadım desem yalan olur. 
Bizim şehrimiz Çorum'un turizm için neleri eksik? Tarihî eserleri bırakın değerini kaybedecek korkusuyla taş duvarlar içinde, camekanlar içinde turist gelecek diye beklesin dursun.  Turist bir yere rahat gelemiyorsa, geldiği yerde bir hayal kırıklığı yaşıyorsa, zorluklarla geldiği yerde tarihe bir yolculuk yapacak odalara girmiyorsa, tarihi malzemeleri, eşyaları, o günün yaşamını, kahramanlarını karşılarında görmüyorsa, kısaca gittiği o yer onu etkilemiyorsa o yer ne kadar turistik bir yer olsun turist çekemez. 

Çorum turizmini aktif hale getirmek için siyasilerle, tarihçilerle, kültür adamlarıyla bir araya gelerek ortak kararlar alınıp bizim şehrimiz Anadolu'da turizmin başkenti yapılabilir. Tıpkı gerçek tarihte Hititlerin başkenti olduğu gibi. Çok büyük olmasına gerek yok birkaç dönüm arazi içine turistleri Hititlere götürecek odalar, krallar, günlük odaları, anlaşmaların büyük örnekleri, elbiseler, askerler, kilerler, mutfak eşyaları vb. sergilendiği bir Hitit Başkenti, bir Hitit Sokağı neden yapılmaz? Çok mu zor birkaç cansız mankene Hitit elbisesi giydirip Kral yapıp odalarda sergilemek? Günde bir uçağın kalkıp ineceği bir havaalanı yapmak çok mu zor bu şehre? 

Ben Boğazkale'de dört yıl kaldım. Hititlerin sanatını gümünüzde de yapan ve el işçiliğiyle geçimini sağlayan birçok sanatkâr gördüm. Bunlar kendi toprağında karnını doyuramadığı için büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmış, bugün zor hayat şartlar altında yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Buraya turist akımı sağlandığında Çorumun sosyo ekonomik çehresi de değişecek, insanlarımızın yüzünde yaşam sevinci yeniden doğacaktır. 

Son olarak tarihî bir şehir olarak kendimizi avutup turist beklemenin yararı yok. Bugün bu şehirden 800 binin üzerinde vatandaşımız göç edip başka şehirlerde yaşayan hemşerilerimiz var. Turizmi geliştirmek göçün yavaşlamasında rol oynayabilir. Artık turizmde Çorum için harekete geçme zamandır.