FATİH BATTAR

TÜGVA ve Doğru Amaçlarla Toplumsal Entegrasyon Derneği (DATEM) işbirliğiyle düzenlenen ‘Yeni Dünya Düzeninde Türkiye’nin Konumu’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan AK Parti MKYK üyesi Metin Külünk; “15 Temmuz’da Türkiye işgal girişimine uğrasaydı Rusya Moskova etrafında sıkışırdı ve Rusya Federasyonu diye bir federasyon kalmazdı.” dedi

Yeni bir dünya düzeni diye bir şey olmadığını belirten Külünk, dünyada şuanda bir kaos olduğunu ifade ederek; “Yeni dünya düzeni oluşacak mı? Bu büyük kaosun hangi sonuçlar vereceğine bağlı. Birazda bizim çok daha güçlü bir şekilde yeni dünya düzeninde söyleyeceğimiz sözün gücüne bağlı. Onun için Türkiye’nin birliği, dirliği sadece sizler için değil, bütün insanlık için önemli.” diye konuştu

TÜRKİYE’SİZ DÜNYA DÜZENİ KURULAMAZ

Türkiye’nin dünyanın jeopolitik merkezi olduğunu aktaran Külünk, Dünyanın Türkiye’siz şekillenemeyeceğini kaydetti.

Türkiye’siz dünya düzeni kurulamayacağını dile getiren Külünk; “O yüzden bütün güçler Türkiye’nin nerede durması gerektiğini belirlemek için hem Suriye’de hem Doğu Akdeniz’de hem Balkanlar’da hem de Orta Asya’da bir yandan kendi aralarında çok ciddi çatışma içerisindeler diğer taraftan da o çatışma içerisinde Türkiye’nin kendi yanlarında durması için rol biçmeye çalışıyorlar. Rusya Türkiye’siz hareket edemez. Amerika, Çin, Avrupa Türkiye’siz hiç hareket edemez. 15 Temmuz’da Türkiye işgal girişimine uğrasaydı Rusya Moskova etrafında sıkışırdı ve Rusya Federasyonu diye bir federasyon kalmazdı. Dünyada 3 tane hedef var. Bir Çin, iki Rusya, üç Türkiye. Bu üç ülke mutlaka parçalanmak isteniyor. Çin Türkiye’siz hareket edemez. Çünkü Çin’den çıkan  malların Batı’ya ulaşmasında en kritik geçiş noktalarından birisi.” şeklinde konuştu

AFRİKA BATI’YA ADALETİ ÖĞRETECEK

Avrupa’nın Türkiye’siz hiçbir hükmü olmadığını belirten Külünk, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;

“Amerika 2.Dünya Savaşı’ndan sonra sahip olduğu amiral gücü rolünün devam edip etmeyeceği konusunda şüpheleri var. Afganistan’dan kaçışını iyi okuyun. Bu saldırganlığının arkasındaki en önemli sebep Amerika rüyasının sonuna gelmesi. Bunu kendileri de görüyor. Amerika Asya’nın yükselişini görüyor. İktisadi anlamda Asya’nın dünya ticaretinin ağırlık merkezi oluşunu görüyor. Asya’da Çin yükseliyor, Amerika’nın ekonomideki yeri sarsılıyor. Amerika bunu gördüğü için Çin’in önünü kesmek istiyor. Amerika’nın Dedeağaç’ta ne işi var. Bunun en önemli sebebi Çin’in Batı’nın ilk noktasını Yunanistan kabul edip orada tutmak istiyor. Amerika’nın Doğu Akdeniz’de ne işi var? Sadece petrol değil, burada Çin’i karşılamak istiyor. Avrupa’nın Türkiye’siz hiçbir hükmü yok. Çöken bir Avrupa var ama bu çöküş akşamdan sabaha olmaz. Yaşlanan bir Avrupa var. Büyük göçe maruz kalacak bir Avrupa var. Büyük göçe yani Kavimler Göçü’ne muhatap olacak Avrupa’nın bir tek çıkışı var o da Türkiye ile yan yana olmak. Batı eğer adaletle buluşmazsa Afrika halkları Batı’ya adaleti öğretecek. Kavimler Göçü ile adaleti öğretecekler. En az 100-150 milyon Afrikalı Kuzey’e göç edecek.  Afrika’yı açlığa mahkum eden Batı’nın Afrika halklarının bu feryadı karşısında ilgisizliği devam ederse 100-150 milyon Afrikalı Batı’ya göç edecek. Şimdi Polonya sınırında 3 bin göçmene tahammül edemiyorlar. Türkiye’ye yalvarıyorlar, Suriye’li göçmenleri Batı sınırına bırakmayın diye. 500 milyon nüfus, ortalama kişi başına milli gelir 40 -50 bin dolar ama 1 milyon göçmene sahip çıkamıyorlar. Kıyamet koparıyorlar. 

‘ARTIK TEK KUTUPLU DÜNYA DÜZENİ OLMAYACAK’

10 yıldır 4-5 milyon Suriye’li ve Irak’lı mültecileri ağırlıyoruz. Bu millet kadirşinas bir millet. Ekmeğinin de bölüşüyor, suyunu da bölüşüyor. Birlikte aynı hayatı teneffüs ediyorlar. Gelenler bir çoğunun çocuğu oldu burada. O çocukların hepsi  Türkiye’de doğdum diyecek. 500 milyonluk Avrupa 1 milyon mülteciyi kabul edemiyor. Hepsinin buluştuğu dönüp, dolaştığı adres Türkiye. Nasıl bir ülkede yaşadığımızı görmek zorundayız. Burası jeopolitik merkezdir. Artık Amerika rüyası gibi tek kutuplu dünya düzeni olmayacak. Hem siyasal sistem açısından tek kutuplu dünya düzeni olmayacak hem de güç dengeleri konusunda tek kutuplu dünya düzeni olmayacak. Bugün Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri 40-50 bin dolar olsaydı Afrika’da açlık olur muydu? Türk dünyası bu acıları yaşar mıydı? Suriye’de ve Irak’ta bu acılar yaşanır mıydı? Niye çünkü biz hakkı üstün tutan bir medeniyetin inanışlarıyız. Biz güçlünün haklı olduğu değil, haklının haklı olduğu bir medeniyetten geliyoruz. Onun için Türkiye’nin güçlü olması lazım.”

KANAL İSTANBUL’A İTİRAZ EDENLER,

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ÇALMAK İSTİYORLAR

Konuşmasında Kanal İstanbul’un neden önemli olduğuna da değinen Külünk; “Kanal İstanbul bizim kuşağın yatırımı değildir. Kanal İstanbul çocuklarımızın yatırımıdır. Coğrafyayı bilmeyen kaderini göremez. Aktirik Boğazı diye boğaz var. Kuzeyde bulunan bu boğazda buzullar eriyor. Buzullar eridiği zaman yeni bir su yolu çıkacak. Bu su yolu çıktığında Asya Pasifik Doğu’dan Batı’ya 6 bin km daha kısalacak. Bu olay gerçekleştiğinde Türkiye stratejik çöl haline gelir, eğer bugünden tedbirini almazsak. Kanal İstanbul’a itiraz edenler, çocuklarımızın geleceğini çalmak istiyorlar. Kanal İstanbul’a itiraz edenler stratejik çöl haline gelmiş bir Türkiye’de yaşamanızı istiyorlar.” ifadelerini kullandı. 

Konferansa Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, AK Parti İl Başkanı Yusuf Ahlatcı, İl Genel Meclis Başkanı Osman Günay ve çok sayıda vatandaş katıldı.