EROL TAŞKAN
Uğur Grup Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Barlık, Hakimiyet TV'nin İşin Ustaları programının konuğu oldu. OSB'de kurulu bulunan fabrikasında bizi misafir eden Uğur Barlık, deneyimlerini, dünya pazarındaki yerlerini aktardığı sohbetimizde, gençlere de önemli öğütlerde bulundu. 

Uğur Gurup olarak ana temellerinin makina olduğuna işaret eden Barlık, un makinaları konusunda yüksek bir ihtisasa sahip olduklarını, babasının un fabrikasında ustalık yaparak un makinalarının imalatına adım attığını anlattı. 
Un fabrikasın ustasının oğlu olarak sürdürdüğü un makinaları imalatında her iki alana da hakim olmanın avantajını yaşadıklarını dile getiren Uğur barlık, bugün dünya markası haline gelen Uğur Makina'nın, dünyanın en büyük kapasiteye sahip un fabrikalarını anahtar teslim yaparak dünya devlerini geride bıraktığını söyledi. 

Pek çok sektörün pandemi sürecinde yaşadığı zorluklar olmasına rağmen, sadece montaj ekiplerinin yurt dışına çıkışlarında ve müşterilerinin Türkiye'ye gelişinde sorun yaşadıklarını belirten Barlık, buna rağmen 10 ülkede montajlarının sürdüğünü, bu süreç içerisinde hazır olan projelerin makinalarının tek tek hazırlandığını, imalattan geri durmayıp üretim sürecini yavaşlatmadıklarını anlattı. 

12 yaşından itibaren sektörün içerisinde var olduğunu hatırlatan Uğur Barlık, aşk derecesinde işini sevdiğini, başarıların altında işini sevmenin ve sektörü çok iyi tanıyor olmasını yattığını, bu başarının da dünya markası haline gelmeleriyle tasdiklendiğini paylaştı. 

Başarılı iş adamı Uğur Barlık, Hakimiyet TV için geçtiği kamera karşısında şunları söyledi; 
"Uğur markası olarak sadece Türkiye değil, dünya genelinde bilinen ve aranan bir firma olduk. Hem kalitemiz hem de kapasitemiz açısından dünyada büyük ş yapan un fabrikası sahiplerine hizmet sunmaktayız. Yaklaşık 100'ün üzerinde ülkeye ihracat yapmaktayız. Zaten üretimlerimizin % 90'ını yurt dışı çalışıyoruz ve dünyadaki kapasitesi en büyük fabrikaları da biz yapıyoruz. 

DÜNYANIN EN BÜYÜK KAPASİTESİNİ BİZ YAPIYORUZ
Türkiye'de olsun, dünyada olsun bir çok sektörümüzde imalatçı firmalar var. Özellikle de Türkiye'de çok firma var.  Bir kısmı bizde yetişmiş elemanlarımızın açmış olduğu küçük atölyeler var. Bir kısım büyük firmalar var ama biz Uğur olarak dünyada bugün en büyük kapasiteli, en randumanlı fabrikaları biz yapıyoruz. 

100'DEN FAZLA ÜLKEDE KENDİMİZİ KANITLADIK
İşi bilen, fabrikasını büyütmek isteyen, yıllardır un sektörünün içinde olup ta büyük kapasiteli fabrikalar yaptırmak isteyenler bizi arar bulur. İsmimizden dolayı bize gelir. Biz bu açıdan artık dünyada kendimizi kanıtlamışız. 100'ün üzerindeki ülkede yapmış olduğumuz fabrikalarla kendimizi kanıtladık ve bir fabrikacı eğer tekrar bir fabrika yapacaksa veya bu işe büyük bir katılımla katılmak istiyorsa, muhakkak ki bir piyasa araştırması yapıyor. 

TECRÜBEMİZ YARIM ASRI GEÇİYOR
Bizim geçmişimiz 50 yıllara dayanıyor. O zaman 50 tonluk, 100 tonluk fabrikalar denilince büyük fabrika olarak anılırdı. Bugün artık öyle bir konuma gelindi ki, hatta bundan 20 yıl öncesine kadar Türk Cumhuriyetleri'nde küçük kompakt değirmenler yapıldı. Kompaktlarda hem kapasite azdır hem de kalite iyi değildir. 
O dönemin fabrikaları, artık büyük fabrika yapmanın peşinde. Çünkü bu sektörde aşırı bir rekabet var. Hem yüksek tonaj yapacaksın, randumanlı fabrikan olacak, hem de fabrikan problemsiz çalışacak. Bunlar unculukta, fabrikacılıkta çok önemli faktörler. Bu faktörleri başarıyla yerine getirmiş fabrikalar da ön plana çıkıyor. Biz de bunlardan birisiyiz. 

UZMANLIK ALANIMIZ UN VE MAKİNACILIK
Özellik de bizim diğer imalatçılardan farklı yönlerimiz şu Ki; bu işler tabiki kolay olmuyor. Babamız 1960'lı yıllarda un fabrikası ustasıydı. O zaman çalıştığı fabrikaların makinaları hatta civataları dahil yurt dışından İngiltere'den gelmiş. İngiliz montörlerin yapıp çalıştırdığı bir fabrikaydı. O zamanlar Türkiye'de çok fazla üretim yoktu. Tabi babam bu fabrikada çalışırken makinalara adapte oluyor ve diyorki, "Yabancılar bunu yapıyor da biz neden yapamıyoruz?" diyerek hayıflanıyor. Yanına bir kaç kişi alarak fabrikanın deposunda tek tek makina yapmaya başlıyor. Bizim kökümüz bu şekildedir.

ÇOCUKLUĞUM MAKİNALARIN İÇİNDE GEÇTİ
izim çocukluğumuz da bu dönemde fabrika içerisinde geçti. Üretim yapmak kolay bir şey değil. Bir çok üretici arkadaşımız var, hepsine biz saygı duyuyoruz. Özellikle bizim yanımızda çalışan elemanlar bir yerden bir kopya alır, yıllarca çalıştığı bölümde bir makinayı öğrenir, sonra gider onun imalatını yapmak için yola çıkar. Yapar yapmasına, her yapılan makina çalışır ama önemli olan o makinanın görevini layıkıyla yerine getirmesi, performansının yüksek olması ve problem çıkarmamasıdır. 

FABRİKANIN KALİTESİ UN KALİTESİYLE ÖLÇÜLÜR
Bütün fabrikalar neticede buğdaydan unu çıkartır ama önemli olan çıkan unun kaliteli olmasıdır. EKmek vasfının veya hamur vasfının dört dörtlük olması gerekir. İkincisi, o buğday içerisinden aldığı un miktarının yüksekliği, biz buna randuman diyoruz. Eğer randumanı yüksekse ve unu kaliteliyse fabrikacı piyasada iş yapar, rekabet eder ve para kazanır. 
Mesela bir fabrikanın unu, bugünün şartlarında 150 TL ise, bir fabrika bunu 110-120 TL'ye satabilir. Ama o 150 TL olan aranarak alınan bir undur ve problemsizce satar. Bir fabrika da harcı alem bir un çekmiştir ama piyasada rekabet etme şansı çok zayıf olur. Diğeri de sırada mal satar. 

Çok üretim var, makina yapan çok arkadaşlarımız var ama önemli olan işi bilerek, makinanın görevi nedir? Problemsizce nasıl çalışır? İleriye yönelik olarak problem yaratmayacak makinalar üretmektir. Biz bunu başardık, biz yıllar öncesinden bu çalışmalarımızın bir çoğunu bitirdik. Artık sistemimiz %90 oturmuş vaziyette. Sonra bu sektör öyle bir sektör ki devamlı yenilik, devamlı değişiklik isteyen bir sektör değil. 
Neticede her ülkede bu buğday aşağı yukarı yetişiyor ama bir çok ülke, nüfusu fazla olanlar dışardan un almak zorunda kalıyor. Türkiye bu konuda artık çok iyi bir noktaya geldi. Yıllık 4-5 milyon ton ihracatımız olabiliyor. 
Bununla birlikte Türkiye içindeki en büyük fabrikaları da biz yapmışızdır ve yapmaya da devam ediyoruz.  

BİZ İŞİMİZE AŞIĞIZ
Ben çocukluğumdan beri fabrikanın içerisindeyim. Ben bu işi çok seviyorum, biz işimize aşığız. İşimizi sevdiğimiz için bu noktalara geldik. Biz gece gündüz işimizi düşünürüz. Bugün dünyada olmayan bazı makinalar var ki, biz bunları burada yıllar öncesinden yaptık ve bu makinalarımız kendini kanıtlamıştır ve bu makinalar dünyada yapılmıyor. 

MAKİNALARIMIZ DÜNYANIN TERCİHİ
Bir çok firma belki aynı makinaları yapıyor ama bu yapmış olduğumuz makinalar hem kapasite olarak, tonaj olarak ve kalite olarak çok ön planda. Biz bunların AR-GE'lerini falan tamamlamışız. Çünkü biz bu işin çekirdeğinden geldik. İşi çok iyi biliyoruz. Hem unculuğu biliyoruz, hem makinacılığı biliyoruz.  Makina yapmaktan öte, makinanın görevinİ tam yapabiliyor olması önemli. Biz bunları çok iyi bildiğimiz için yapmış olduğumuz makinalar bugün dünyada aranan bir marka sınıfına girdi. 

Un işine yeni başlamak isteyenlerin bir kısmı daha çok fiyata takılıyor. Nerede ucuz yapan var ona gidiyor ama ilerde yaşayacağı sıkıntı ve sorunları hesap edemiyor. Bu piyasada nasıl rekabet edebileceğinin ilk başında farkında olamıyorlar. Elindeki sermayesini bu işe yatırıyor, üç kuruş daha ucuza alabileceği yerlere gidiyor. Tabi bazı firmalar ucuz rakamlara makina veriyorlar, öyle olunca da kaliteden de taviz veriyorlar. Öyle olunca da yapılan işler çok fazla randumanlı olmuyor. Yaptıran kişiler de sıkıntı yaşıyor. 

MARDİN'DE 18. FABRİKAMIZI KURUYORUZ
Biz işi bilen fabrikacılarla muhatabız. Zaten dünyada da en büyük kapasiteli fabrikaları biz yapıyoruz. Türkiye'de de bu sektördeki en büyükler bizim müşterimizdir. Mesela Mardin'de biz 15-20 yıldır varız. Önce Gaziantep ön plandaydı, şimdi Mardin ön plana geçmeye başladı. Bugün Mardin'de 18. fabrikamızı yapıyoruz ki bunlar çok büyük kapasitesi olan fabrikalar. 

TÜRKİYE'DE DE DÜNYADA DA EN BÜYÜKLER BİZİ TERCİH EDİYOR
Hem Türkiye'de hem de dünyada Uğur olarak bizim ön planda olduğumuzu biliyorlar. 
Bu fabrikacı ununu bayiye satacak, ekmekçiye satacak. Gönderdiği undan ekmek olmazsa fırıncı aldığı unu iade edecek, harcadığının da parasını ödemeyecek. Onun için çıkan unun hem kaliteli hem de randumanlı olması lazım. 
Biz anahtar teslim fabrikalar yapıyoruz. Üretim kalitesinden kapasiteye, tesisten en zküçük noktaya kadar her şey bize ait. En son montaj bittikten sonra üretimi yapıp tam tekmil teslim ediyoruz. Artık dünyada kendimizi kanıtladık. 

DÜNYA DEVİ BİZİM GERİMİZDE KALDI
Türkiye'deki en büyük fabrikalar bizim müşterimiz olduğu gibi, dünya çapında da en büyükler bizim müşterimizdir. Dünyada bu sektörde geçmişi 200 yıldan fazla zamana yayılan Almanya, İsviçre firmaları var. Daha önce MİYAK vardı, onlar bitti. Buhler bunu aldı. Bugün bu sektörde dünyada en büyük kapasitesi olan Buhler'dir. Teknolojik ve kapasite olarak.  İsviçre-Almanya ortaklığıdır. Biz dünyada Buhler'in rakibiyiz. Teknolojimiz onların altında değil, bazı birimlerde biz onların da üstündeyiz. Onlar da bunu kabul ediyorlar. Teknolojik olarak bir eksikliğimiz yok. Onlar 100-200 sene evvel dünya pazarını ellerine geçirmişler. Ama bir çok yerde Buhler'in rakibiyiz ve ellerinden işlerini alıyoruz. Buhler artık bizim pazarlarımızdan çıkmaya başladı. Daha sonra İtalyanlar vardı, dünya pazarında olan 3-5 büyük firma vardı, onlarda artık bizim gerimizde kaldı. Türkiye'nin gerisinde kaldı. Tabi Türkiye'de de bir kaç tane büyük üretim yapan arkadaşlarımız var, onlar da dünya çapında iş yapıyorlar ama biz Uğur Makina olarak biraz daha farklıyız. Biz tonajı ufak fabrikaları pek yapmayız, genelde büyük fabrikalarla uğraşırız. 

PANDEMİ SÜRECİNDEN ETKİLENMEDİK
Pandemi sürecinden biz de etkilendik, üretimimizde bir kısıtlama yapmadık, üretimimizi durdurmadık, personelimizde bir değişiklik yapmadık ama 3-4 aydır, genelde yurt dışı ile çalıştığımız için ulaşım kısıtlamasından etkilendik. Bu süreçte yurt dışına montaj için eleman gönderemedik. Uçuşlar olmadığı için bizim müşterilerimiz gelemedi. Fakat işimizi devam ettirdik, çünkü bir 1-2 yıl iş potansiyeli dolu olarak çalışıyoruz. O açıdan işimizde çok fazla bir engel olmadı ama montajımız biraz gecikti, bir de yeni müşteri portföyümüzdeki yeni misafirlerimizin gelmesi zorlaştı. Onun haricinde bizi çok fazla etkilemedi. Üretimimizi kısıtlamadık, elimizdeki mevcut işlerimizi tamamladık. İnşallah şu uçuşlar falan da netleştikten sonra, görüşmelerimizi yüzyüze yapacağız. Telefonla görüşüyoruz ama müşterilerimizin gelmesi ve görüşmelerimizi karşılıklı yapmamız lazım. Şu anda 10 ülkede montajlarımız devam ediyor Her ülkede elemanlarımız var. Yıllık 10-15 büyük proje yapıyoruz. O açıdan montaj ekiplerimizin gitmesinde biraz sıkıntılar yaşadık. 

BAŞARILI İŞ ADAMINDAN GENÇLERE NASİHAT
Genç mühendis arkadaşlar teoride kalıyorlar. Malesef uygulama yok. Benim çocukluğum fabrikada geçti, devamlı makinaların içerisinde dolaşırdım. nasıl çalıştığına, ne işe yaradığına merakla bakardım. Babam kimi zaman kızardı, bir yerine bir şey yapaksın dışarı çık derdi. Babam fabrikanın dışına çıkınca ben tekrar girerdim. Artık biz özümsedik bu işi. Unculuk ve makinacılık sektöründe kendimizi fevkalade yetiştirdik. 

MUTLAKA İŞİNİZİ SEVİN
İşi severek yapacaksın, bir de fedakarlık yapacaksın. Sadece teoride kalırsa olmuyor. Genç arkadaşlarımız azmetmeli, işin peşinden gitmeli. Çözüm üretmek için kafa yormalılar. Bir de insanın işini sevmesi gerekir, sevmediğiniz işi yaparsanız başarılı olamazsınız. İnsan önce yaptığı işi sevecek, kendini o işe adapte edecek. İşte o zaman başarılı olmamaları için hiç bir neden yok. 

GENÇLERİMİZE GÜVENİYORUM
Bizler, ülkemizin geleceği olan gençlerimizden çok şey bekliyoruz. Gençlerimizin kendilerini fevkalade donanımlı ve bilgili yetiştirmelerini, seçecekleri mesleklerinde ülkemiz yararına güzel şeyler yapmalarını arzu ediyorum. Seçmiş oldukları tahsil hayatlarında sadece diploma almak için değil, konularında kendilerini çok iyi geliştirip, bilgi sahibi olmaya özen göstermeliler. 

HAYAT OKULDAN İBARET DEĞİL
Eğitim çok kıymetli ve değerlidir. Ancak hayatın sadece okul bitirmekten ibaret olmadığını, gerçek hayatın bundan sonra başladığı akıllarından çıkarmamalılar. Eğitimlerinden sonra seçtikleri dalda azimle ve kararlılıkla ilerlemeliler. Bıkmak, yılmak nedir bilmeksizin ufuklarını genişleterek, ülkemiz adına faydalı hizmetler üretmeliler. Türkiye olarak çok genç bir kuşağa sahibiz. Gençlerimiz bizim en büyük zenginliğimizdir. Gençlerimiz çalışacak, vizyonlarını geliştirip dünya ile entegre olarak yaptıkları işin en iyisin yapacaklarına gönülden inanmalı ve bu azimlerinden asla vazgeçmemeliler. 

KENDİNİZE GÜVENİN
Ben gençlerimizin tümünü becerikli, akıllı, ahlaklı ve kabiliyetli gençler olarak görüyorum. Bizim bir tek bile feda edeceğimiz gencimiz olamaz. Hepsi değerli, hepsi de geleceğimizin teminatıdır. Hiç birisi kendisini zayıf ya da yetersiz görmemeli. İnanmalı, yola çıkmalı ve başarma azmiyle kendisini donatmalıdır. Onların tek ihtiyacı kendilerine olan güvenlerini tazelemek ve kendilerini geleceğin vizyonuyla donatmaktır. 

GERİDEN BAKMAKLA BAŞARI YAKALANMAZ
Bizim gibi müteşebbislerin sayılarının artmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Memleketimize getiren sektörlerin çoğalması ülkemizin kazandığının işaretidir. Bu sayılar ne kadar çoğalırsa, her kesime belirli oranda dağılacağından memleketimiz ileriye yönelik büyüyecek, kalkınacak ve daha da güçlenecektir.  Ben 67 yaşındayım, 11-12 yaşından beri bu sektörün içindeyim. Ben 55 yıldır hâlâ işimi severek yapıyorum. En ufak bir eksiğim varsa bile onu tamamlamak için mücadele edip gayret göstererek yolumuza devam ediyoruz. Geriden bakmakla başarı yakalanmaz, işin içine gireceksin tecrübe kazanacaksın. 

YENİ TEKNOLOJİYİ YAKINDAN TAKİP EDİN
Yazılmış kitaplar yıllar öncesinin kitapları ama teknoloji öyle bir noktaya geldi ki bunu çok iyi takip etmek lazım. Mesela doktorlar; mezun oluyorlar ama sürekli okuyorlar takip ediyorlar, kongrelere gidiyorlar. Mesleklerinin zirvesine çıkmaya çalışıyorlar. Her sektör aşağı-yukarı öyle. Ben anamdan babamdan bunu gördüm demekle malesef bir yere varılmıyor."


 

Editör: Haber Merkezi