Çorum’da 16 STK, dün sabah namazında Ulu Camii’de Kudüs için bir araya geldi.

Namaz sonrası cami avlusunda dua edilip basın açıklaması yapıldı.  Teşrik tekbirleri ile başlayan programa çok sayıda vatandaş katıldı. 
Çorum İHH, Genç İHH, İLKE-DER, Özgür-Der, Derman-Der, ÖNCÜ Gençlik Spor Kulübü, ÇORİM-DER, İmam Hatipli Kamu Çalışanları Derneği (İHK), Anadolu Gençlik Derneğ (AGD), Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Buhara Gençlik ve Spor Kulübü, TÜGVA, İHSAN-DER, MÜSİAD Çorum Şubesi ve Genç MÜSİAD’ın destek verdiği programın basın açıklamasını Çorum Genç İHH Başkanı Fatih Çelik yaptı.
Program, Hacı Ömer Bayram’ın yaptırdığı dua ile sona erdi.

‘RAHMET KAPISI MÜCADELESİ BİTMEDİ’
Kudüs’te, Müslümanlar’ın ilk kıblesinde, Siyonist İsrail işgaline karşı mücadele veren Kudüs halkının bu güne ‘Umut Cuması’ adını verdiğini hatırlatarak konuşmasına başlayan Çorum Genç İHH Başkanı Fatih Çelik, “ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşımasından bu yana Siyonist İsrail Mescid-i Aksâ ve Kudüs halkı üzerindeki hukuksuz hareketlerini artırarak devam ettiriyor.” dedi.
Tüm dünya Müslümanlarını terörist İsrail’in yaptığı zulümler karşısında duyarlı olmaya, Kudüs halkına destek olmaya davet eden Çelik, şu açıklamayı yaptı:
“Siyonist İsrail 2017 Temmuz’unda kapılarına metal detektörler yerleştirerek Mescid-i Aksâ’ya giriş ve çıkışları kontrol altına almak istemişti. Bu hamle Mescid-i Aksâ’yı zamansal olarak bölme planının ilk adımı idi. Tüm dünya Müslümanlarının ve tabiki Kudüs halkının büyük direniş göstermesi sonucu İşgalci İsrail geri adım atmak zorunda bırakılmıştı.
Bu geri adımı hazmedemeyen Siyonist işgalci yönetim 2019 Şubat ayında Mescid-i Aksâ’nın içerisinde bulunan rahmet kapısını işgal ederek sinegoga çevirmek istedi. Böylece Mescid-i Aksâ’nın mekânsal olarak bölünmesini gerçekleştirmek için bir adım atmış oldu. Aslında 2003 yılından beri kapalı ve zincirli olan mekânın bu şekilde işgal edilmek istenmesi üzerine yine tüm Kudüs halkı tüm dünyanın da desteği ile ayaklanarak bu sefer mekânı muhafaza etmekle kalmayıp 16 yıldır kilit altında tutulan mekânı açarak ismini Rahmet Mescidi koydular.

Tüm bu yaşanan olaylar yıl boyunca sayısız baskınlar ve gözaltılarla devam etti. Bu süreçte Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah gözaltına alınarak hapis cezası verildi. Uzun bir süre hapsedilen Şeyh Raid Salah geçtiğimiz aylarda ev hapsine alındı. Ancak Şubat ayında hakkında verilecek olan kararla yeniden hapsedilmesi gündemde. Ayrıca geçen hafta Pazar günü Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri, Rahmet Mescidi konusunda insanları Cuma hutbesinde provoke ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Şeyh İkrime Sabri’ye bir hafta süre ile Mescid-i Aksâ’ya giriş yasağı getiren Siyonist İsrail sürenin bir yıla çıkarılmasını istedi. Mescid-i Aksâ’da 50 yıldır hutbe veren ve Kudüs halkının gönlünde büyük yeri bulunan Şeyh İkrime Sabri aleyhine alınan bu karar üzerine Kudüs halkı ayaklanarak Rahmet Mescidi’nde toplanmaya başladı.
Son iki günde bu toplanma çağrısına uyan herkese karşı orantısız güç uygulayan Siyonist İsrail güçleri kadınlar başta olmak üzere birçok Müslümanı gözaltına altı.
Özellikle kadınlara uygulanan şiddetin dayanılmaz boyutlara gelmesi üzerine Kudüs halkı bu Cuma’yı Umut Cuma’sı olarak ilan ettiler. Siyonist İsrail’in, Rahmet Kapısı yasağına karşı seslerini yükseltecek olan Kudüs halkı tüm dünya Müslümanlarının Kudüs’ten yükselecek sese karşılık vermelerini bekliyor.

RAHMET KAPISI (BAB’U ER-RAHME) NEDEN ÖNEMLİ?
Öncelikle şunu anlamamız gerekmektedir ki Rahmet Kapısı sadece yıllardır kapalı olan bir kapıdan ibaret değildir. Bu kapı, içerisinde İmam Gazalî’nin İhya eserini yazdığı ve inzivaya çekildiği odaların da bulunduğu bir müştemilattır. Siyonist İsrail’in şu an müdahale etmek istediği, içerisinde binaların da bulunduğu 1000 m2’lik Rahmet Kapısı Müştemilatı ve buna ilave, içerisinde zeytin ağaçlarının ve bazı diğer binaların da bulunduğu 20 dönümlük alandır. Mescid-i Aksâ’nın bir bölümünü ele geçirerek iddia edilen Süleyman mabedinin inşası için bir basamak olarak kullanmak istemektedirler.
Rahmet Kapısı Selahaddin Eyyubi tarafından duvar örülerek güvenlik gerekçesi ile kapatılmıştır. Çünkü Mescid-i Aksâ’ya şehre uğramadan direk olarak girilebilen bir kapıdır. Bu tarihten beri kapalıdır. 1970’lerden 2003’e kadar Mescid-i Aksâ hizmetinde bulunan bir dernek tarafından merkez olarak kullanılmış ve bu dernek ve merkezi 2003 yılında kapatılmıştır. 2019 yılı Şubat ayında yaşanan olaylar sonrasında kapı Müslümanlar tarafından açılarak mescit haline getirilmiştir.
Rahmet Kapısı Hristiyan ve Yahudi inancında da önemli bir yer tutmaktadır çünkü her iki din mensupları da kıyamete yakın bir zamanda Mesih’in buradan Kudüs’e gireceğine ve o zamana kadar bu kapının kapalı kalması gerektiğine inanmaktadırlar.

2019 ŞUBAT’INDA NE OLDU?
Esasında Rahmet Kapısı’nın Mescid-i Aksâ içerisinden girilen (binaya inilen merdivenlerin başında) kısmında 2003 yılından beri bir kilit vardı. Ancak Müslümanlar buraya zaman zaman girip ibadet edebiliyordu ve buna Siyonist İsrail’in herhangi bir müdahalesi söz konusu değildi. Çünkü Siyonist İsrail zaten Mescid-i Aksâ içerisinde bir karar verme yetkisine sahip değildir. Mescid-i Aksâ içerisindeki her türlü tasarruf Ürdün Vakıflar’ına aittir.
17 Şubat 2019 Pazar günü Siyonist İsrail’in silahlı teröristleri Mescid-i Aksâ’ya baskın düzenleyerek “bazı Müslümanlar’ın Rahmet Kapısı’nda namaz kılmalarını bahane göstererek merdivenlerin başındaki demir kapıya kilit vurdular. (Rahmet Kapısı’nın müştemilatına inen merdivenlerin başına)
18 Şubat 2019 Pazartesi günü Mescid-i Aksâ’daki murabıtlar ve Kudüs halkı Siyonist İsrail’in bu davranışının Mescid-i Aksâ’ya bir müdahale olduğunu söyleyerek zinciri ve kilidi kırarak içeride namaz kıldılar. Bunun üzerine Siyonist İsrail’in eli silahlı teröristleri buradaki Müslümanlara saldırarak birçok genci Mescid-i Aksâ içerisinde önce darp edip sonra da gözaltına aldırlar. Ayrıca Mescid-i Aksâ’nın tüm kapılarını kapatarak giriş çıkışları yasakladılar. Kudüs halkının tepkisinin ve ayaklanmasının üzerine çok geçmeden kapıları tekrar açmak zorunda kaldılar.
Rahmet Kapısı olayları sırasında Kıyamet Kilisesi’ne yapılan siyasi ve ekonomik baskıları protesto etmek amacıyla Kudüs’lü Hristiyanlar da kiliseyi kapattı ve Müslümanlar’ın Rahmet Kapısı direnişine destek verdiler.
Bizler de Türkiyeli Müslümanlar olarak Kudüs halkının yanında olduğumuzu, Mescid-i Aksâ özgürleşene dek mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz. 2009 Gazze konvoyunda olduğu gibi, 2010 Özgürlük filosunda olduğu gibi hiçbir engeli tanımadan, yılmadan Müslüman kardeşlerimizin yardımına koşacağımızı tüm dünyanın bilmesini istiyoruz.
Bizler tüm dünya Müslümanlarını Terörist İsrail’in yaptığı zulümler karşısında duyarlı olmaya, Kudüs halkına destek olmaya, davet ediyoruz.”
Çelik konuşmasını  Maide Suresi’nin 56. ayetiyle noktaladı: “Kim Allah’ı, Peygamberini, inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah’tan yana olanlar üstün gelirler.” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi