Gelecek Partisi Çorum İl Başkanı Barış Coşgunsu, dünyanın yeni bir soğuk savaşın eşiğindeyken hükümetin memlekette tozpembe tablolar çizmeye devam ettiğini belirterek, “Grup Başkanvekili pozisyonundaki yetkililer açıklamalarında; Avrupa’da enflasyon % 7 arttı, yani 7 kat her şeyin fiyatı yükseldi, 150 Euro’ya dolan poşetler artık 750-800 Euro’ya doluyor. Türkiye’de çok şükür 2-3 kat artışla biz bu krizi iyi yönetiyoruz havasındalar. Maalesef dört işlem bilmedikleri gibi vatandaşın aklıyla da alay etmekten de hiç utanç duymuyorlar” dedi.

Dünyada bangır bangır gelen enerji krizini ön göremeyen hükümetin vatandaşı yönetemedikleri krizin faturaları altında ezmeye devam ettiklerini vurgulayan Barış Coşgunsu, “Dünyada petrolün varil fiyatı 70 dolardan 100 dolara yükseldi. Artış % 40. Türkiye’de Eylül’de dolar 8,50TL’den 14,00 TL’lere yükseldi. Artış % 65. Dünyada Rusya - Ukrayna savaşı da olmasına rağmen akaryakıt % 40 artmış, Türkiye’de % 136. Türk Lirası bazında petrolün varil fiyatı 595 TL’den 1.404 TL’ye, benzin 7,85 TL den 16,85 TL’ye çıktı, artış % 94. motorin 7,35 TL’den 16,99 TL ye yükseldi artış % 111. Otogaz 5,16 TL’den 9,90 TL’ye yükseldi, artış % 92. Şimdi bakın aradaki farklara hiç de öyle Avrupa ile kıyaslandığı gibi değil” diye konuştu.
Coşgunsu, yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Faiz düşerse enflasyonda düşerdi. Faizi güya %14’e düştürdüler, gerçek faiz % 40’lara çıktı ticari kredilerde. Ama enflasyon % 50’ye çıktı onların rakamlarıyla, bağımsız şirketlerin rakamları ile % 80, ÜFE ise onların rakamlarıyla % 90’a çıktı. Nerde şimdi hükümetin çok övdüğü ekonomi bilgisi? Hani faiz düşerse enflasyon düşerdi? Sayın Cumhurbaşkanı, efendim Amerika’da elektrik % 10,7 artmış, doğalgaz % 23,9 artmış. Bize ne Amerika’dan Avrupa’dan, Allah aşkına hepimizin evine, iş yerine geliyor iki misli, üç misliden az gelen var mı? Bir gecede % 127 zam yaptınız, 2 aydır indirmeye çalışıyorsunuz. Türkiye’de bu kriz bir politika hatası yüzünden yaşandı. Bu bir Erdoğan krizidir. Hukuk sistemine ve demokrasiye insanların güvenmediği bir ülkede ekonomik bir çare olamaz. Küresel anlamda enerji krizinin sürdüğü şu günlerde Rusya - Ukrayna savaşıyla birlikte zaten sıkıntıda olan ekonomimizin büyük bir darbe daha alacağı aşikar. Ciddi bir turizm geliri sağladığımız bu iki ülkeden, aynı zamanda hammadde olarak gıda ithalatımızın % 40’nı yapıyoruz. Sadece buğdayın % 65’ini Rusya’dan, % 13 gibi bir bölümünü Ukrayna’dan temin ediyoruz. Bunlarla da sınırlı değil. Tarım politikalarımızın başarısızlığı sonucu arpa, mısır, ay çiçeği, nohut ve kepek gibi ürünlerin büyük bir kısmını yine bu iki ülkeden temin ediyoruz. Enerji ihtiyacımızın yaklaşık % 55’ini yine bu iki ülkeden karşılıyoruz. Enerjiden gıdaya, demir çelikten birçok üründe alımları yaptığımız bu iki ülkeden hangisine taraf olacağız? Nasıl bir aracılık pozisyonu üstleneceğiz? Amerika ile ilişkilerimiz kötü, Rusya bizi takmıyor, NATO’da bir özgül ağırlığımız yok. Güvenlik konseyimiz kuruluyor masada dış işleri bakanımız yok. Dünyanın gözü kulağı Rusya - Ukrayna savaşındayken 20 binin üzerinde Türk vatandaşının tahliyesi ile ilgili dış işleri bakanımızın acaba bir planı var mı? Dış işleri bakanımızın çok acil bir kriz masası oluşturması gerekirken, kendisi Kazakistan görüşmelerine devam etti. 9 gün ara ile ikinci kez Kovid-19 testi pozitif çıkan bakanımıza acil şifalar diliyorum, geçmiş olsun. Fakat ilerleyen günlerde bu krizin derinleşmesi durumunda; o günlerde ben yoktum kovit olmuştum, karantinadaydım mı diyecek. Cumhurbaşkanımız Afrika’ya seyahat yapmış olması, seyahati yarıda bırakıp kesmiş olsa bile bu kriz konusunda ön görülmeyen bir tutumun yansımasıdır. Ülkemizde ekonomik krizin derinleştiği, rakamlar hiper enflasyona doğru ilerlerken bir de Rusya - Ukrayna savaşına Merkez Bankamız kasasında eksi 50 milyar dolar ile yakalandı. Aynı zamanda Kur Korumalı Mevduat hesapları ile ilgili Gelecek Partisi olarak, gerek parti sözcümüz Sayın Serkan Özcan olsun, gerek Ekonomi Politikaları Başkanımız Sayın Kerim Rota ve Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu defalarca yeni bir pandemi düzeni veya dünyada savaş gibi farklı kriz ortamları oluşması durumunda hazinemizin altından kalkamayacağı bir yük karşı karşı kalacağı, bu KKM’den vazgeçilmesi konusundaki yapıcı eleştirilerine kulak asmayan hükümetimiz öngörüsüzlüğü sonucunda doların 15 TL olması ile hazineye bindireceği yük 40 milyar TL. 2022 yılı için tarıma ayrılan bütçe ise sadece 25 milyar TL. Ülkemiz yönetilemiyor. Bütün kaynakları tabiri yerindeyse har vurup, harman savuruluyor.”         (Haber Merkezi)