Zaman birimleri dünya, ay ve güneşin devr-i daimi esas alınarak elde edilmiş verilerdir.
Ülkemizde geçmişten günümüze Hicri, Rumi ve Miladi olmak üzere üç takvim türünün de kullanıldığı, hal-i hazır takvimlerimizde de Miladi'nin yanında ay-gün ve yıl olarak Rumi ve Hicri'ye de genellikle yer verildiği hepimizin malumu.
Mevcut takvimde Şubat ayının gün sayısı 28.
Neden?
Bu vesileyle Miladi takvimin de tarihi seyrine göz atalım:
Bugün kullandığımız Miladi Takvim'in atası olarak kabul edilen Julyen Takvimi, M.Ö. 46 tarihinde Jules Sezar'ın emriyle İskenderiyeli bir astronom olan Sosigenes'in bilgisinden de yararlanılarak hazırlatıldı. Bu takvimde bir yıl 365 gün 6 saat olarak hesaplanıp(365.25 gün) fazlalık (artık) olmayan yıllarda 6 ay 31 gün, 5 ay 30 gün çekecekti ve son ay olan Şubat 29 olacaktı. Artık yıllarda ise Şubat ayı 30 gün çekecekti. Yani Şubat ayı yine diğer aylara göre eksik kalacaktı. Jules Sezar öldükten sonra halk tarafından onun şerefine olsa gerek Quintilis' yani 5. ay, Temmuz (July) ayına Jul Sezar'ın ismini verir.
Ayların numarasının kaymasının nedeni ise eski zamanlarda hazırlanan takvimlerde Ocak ve Şubat ayları yoktu ve bir yıl 10 ay sürüyordu. Bu iki ay sonradan hazırlanan takvimlerde yılın en sonuna eklenmiş olup bugünkü takvimde ilk iki ay olarak kabul edilince ayların sıraları değişti ama isimleri aynı kaldı. December(Aralık) Latincede 10. ay anlamına gelirken bugün 12.ay olması gibi.
İmparator Augustus varisi ve aynı zamanda büyük amcası olan Jul Sezar'a ithafen halkın O'nun ismini o zamanlar 5. ay olan Quintilis (July/Temmuz) ayına vermesi üzerine İmparator Augustus da Jul Sezar'dan altta kalmamak adına tahta çıktığı ay olan 'Sextilis'(August) ayına yani bugün 8. ay olan Ağustos ayına kendi ismini verir ve ayın ismi August olarak değişir. Ama bir şey daha vardı. O da Temmuz ayının 31 gün olması ve kendi adını verdiği Ağustos ayının ise 30 gün olmasıydı. Bu da bir altta kalma durumu teşkil ediyor olsa gerekti ki; Ağustos ayını 31 gün yapmak için Şubat ayından 1 gün eksiltip Ağustos ayına ekletti. Dolaysıyla Şubat ayı artık 28 oldu. Bugün de hâlâ Ağustos ayı 31, Şubat ayı ise 28 gündür.( Bkz.https://www.mynet.com/neden-sadece-subat-ayi-28-gun-ceker-190101094762)
İşte böyle; diğer aylar 30 veya 31 gün iken Şubat 28 gün olmasının cevabı aslında astronomik olaylardan ziyade tarihin içinde yatıyor.
Osmanlı İmparatorluğunda Tanzimat'a kadar Hicri takvim kullanılırken Tanzimat'ta yılbaşı Mart ayına alınarak Rumi takvime geçildi.
Miladi takvimin kabulü 26 Aralık 1925'de gerçekleşti. Mart'ta başlayan mali takvim uygulaması 1983 yılına kadar devam etti. Hatırlanılacağı üzere bu tarihler arasında devlet bütçesinin başlangıç tarihi bu günkü gibi Ocak ayı değil Mart ayı idi.
**
Tarihte Şubat ayında meydana gelen önemli olaylardan birkaç tanesine yer verelim:
1 Şubat 2004: Şeytan taşlamanın ilk günü meydana gelen izdihamda 251 kişi öldü. 
2 Temmuz 1990: Mina'daki tünelde havalandırma sisteminde çıkan arızanın akabinde yaşanan izdihamda bin 426 kişi hayatını kaybetti.
10 Şubat 1918: Osmanlı tarihinin en büyük hükümdarlarından Sultan II. Abdülhamit Han 76 yaşında vefat etti. II. Abdülhamit, 1909'da tahttan indirildikten sonra Selanik'e gönderilmiş, Balkan Savaşı'nın başında da Beylerbeyi Sarayı'na nakledilmişti. Ondan birkaç ay sonra da tahtta bulunan kardeşi V. Sultan Mehmet Reşat öldü. Yerine küçük kardeşi VI. Sultan Mehmet Vahdettin padişah oldu.
18 Şubat 1536: Fransa'ya "kapitülasyon" denilen ilk ticari imtiyazlar verildi.  Türkiye, Almanya-İspanya tarafından yutulmasına engel olmak için, Fransa'yı bütün gücüyle destekliyor, her türlü askeri, bahri ve mali yardım yapıyordu. Sonradan bu kapitülasyonlar tek taraflı lütuf eseri olmalarına rağmen, Avrupa devletleri tarafından, Türkiye'nin başına bela olacak şekilde istismar edilmiştir. 19. yüzyıl sonlarında emperyalizmin zirvesinde bulunan büyük Avrupa devletleri, Türkiye'den başka Çin, Japonya, Brezilya gibi eski imparatorluklara da "kapitülasyonlar" denen tek taraflı görüşlerini dayatmışlardır.
28 Şubat 1856: Osmanlı İmparatorluğu'nda Islahat Fermanı ilan edilmişti.
28 Şubat 1997: Post-modern Darbe yapıldı
Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hükümeti görevden zorla almaması da 28 Şubat'ın "post-modern darbe" olarak anılmasına yol açtı. Askerlerin deyimiyle "demokrasiye balans ayarı" yapıldı.
Kızların/kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat. 
**
Şeytan taşlama esnasında yüzlerce hacının vefatı, Avrupa ülkelerine tanınan imtiyaz ile batıya dönük Islahat Fermanı ve 28 Şubat post-modern darbesi içimizi sızlatan olaylar.
Bunlara ilaveten soğuğu, kar ve kışı da sayarsak..
Günü az, gamı çok ay dedirtti bize Şubat.
KUTLAMA: 
Sağduyulu, ilkeli ve istikrarlı çizgisiyle 29. yılına giren gazetemiz Çorum Hakimiyet'e nice başarılı yıllar diliyoruz.
Vesselam...