Çocukluğu:
Halvetiyye tarikatının kollarından biri olan Uşşakiyye’nin kurucusu Hasan Hüsameddin hazretleri, hicri 880, miladi 1475 yılında Buhara’da doğmuştur. Tahsilini aynı yerde tamamladıktan sonra bir süre ticaretle meşgul olmuştur. Ancak bu işte manevi tatmin bulamadığı için babasından kalan servetini kardeşine devrederek tasavvufa yönelmiştir.

Bir işaret ve Anadolu’ya hareket:
Tasavvufa yönelmesinden kısa bir süre sonra rüyasında aldığı işaret üzerine Anadolu’ya gelmiştir. Erzincan’da bir Halveti şeyhi olan Emir Ahmet Semerkandi’ye intisap etmiştir. Daha sonra şeyhinin emriyle Uşak’a gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Bu nedenle Uşşaki diye anılmaya başlanmıştır. Burada yaklaşık elli yıl irşat faaliyetini yürütmüştür.
III. Murat’a ilk müjde:
Uşak’ta irşat faaliyetlerini yürüttüğü sırada şehzade olarak Manisa valiliği görevini yürüten III. Murat’a yakında padişah olacağını bir mektupla bildirmişti. III. Murat, gün gelip padişah olunca bu dervişi hatırladı ve onu İstanbul’a davet etti. Önce ona Aksaray mevkiinde bir konak tahsis etti. Ardından da Kasımpaşa’da kendisine bir tekke yaptırıp orada ikametini sağladı. Şeyh Efendi de irşat faaliyetlerini burada sürdürdü.
O dönemde Kasımpaşa Uşak’a çok benzediği için Hüsametin Efendi, burayı çok sevmiştir. Buradayken bir Halvetiyye şeyhi olan Ümmü Sinan’ın dergahına devam etmiş ve ondan da icazet almıştır. Bu bölgede müritleri ve sevenleri hayli artmıştır. Devlet adamları bile ondan feyz almak için akın akın gelmişlerdir.

Hac niyeti ve vefatı:
İstanbul’da irşat faaliyetlerini sürdürdüğü sırada yaşı da bir hayli ilerlemişti. Hac ibadetini yerine getirmek üzere yola çıkmaya niyetlendi. Hatta bu konuda Padişah’tan izin bile aldı. Hac ibadetini yerine getirip dönerken Konya’da hastalandı. Orada ilahi emaneti sahibine tevdi etti. Yıl 1592.
Durum, istanbul’a bildirilince cenazesi, Padişahın emriyle İstanbul’a getirildi. Üsküdar’daki Aziz Mahmut Hüdai hazretleri, cenaze namazını kıldırdı. Kalabalık bir cemaatin iştirakiyle Kasımpaşa’daki tekkesinin haziresine defnedildi.

Tasavvufi ilkeleri:
Uşşakiyye tarikatı, Kur’an ve Sünnete bağlılığı esas alan bir tarikattır. Burada namaza, oruca ve farz ibadetlere öncelik verilir. İşrak, duha, evvabin, teheccüt ve şükür namazı gibi nafile namazlar, devamlı yapılması gerekli olan ibadetler olarak tarif edilir. Tarikat adabında her ibadetin sonunda yapılması gereken zikir ve evrat sıralanmıştır. Müritlerin onları ihmal etmemeleri öğütlenir.

Her tarikattaki gibi Uşşakiyye’de de şeyhe teslimiyet şarttır. O kadar ki şeyhin sözü, ebeveynin sözünden öncedir. Dünyaya aşırı meyletmiş insanlarla oturulmamalı, onlara imrenilmemelidir.

Zikir usulü:
Her tarikatta olduğu gibi Uşşakiyye’de de zikir esastır. Hiç bir halde derviş, zikirden gafil olmamalıdır. Esas olan cehri zikirdir. Zira zikrullah ile ilahi farzları ilan etmek ve açıktan işlemek, ihfa edip gizlemekten daha üstündür. Açık zikirde gafilleri uyandırma ve şeytanı uzaklaştırma meziyeti vardır.

Önce oturarak (kuuden) halka suretiyle zikre başlanır. Bir süre kelime-i tevhit zikrinden sonra devrana, kıyama kalkılır. Bu esnada okunan ilahilerle el ele tutuşularak bir sağa, bir sola darb-ı zikir yapılır. Bazı esmanın zikriyle ayakta zikir devran devam ederken uyulması gerekli belli sıra vardır. Şeyh ve müritler, bu sıraya ve usule riayet etmeyi ihmal etmezler.
Her tarikatın hedefi, insan-ı kâmil yetiştirmektir. Bu; insanı batıldan, bid’attan koruyup Hakk’a, hakikate ve sünnet-i seniyyeye yöneltmektir. Uşşakiyye de bu uğurda çaba sarf eden tarikatlardandır.