Daha yeni bir hadis-i şerif okudum. Takvim yaprağı arkası değil. Riyazüs Salihınde Buhari ve Müslim'in üzerine ittifak ettiği bir hadis. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
"Sabah veya akşam camiye giden kimseye, her gidişi veya dönüşü için Allah cennette bir ziyafet/köşk hazırla(tı)r.
Cemaate iştirak biz Müslümanlar için ne kadar önemli ehlince malumdur..
Cuma, bayram namazları, hac ve umre cemaatle ifa edilen, Beş vakit ve teravih cemaatsiz olsa da cemaatle sevabı katmerleşen ibadetler.
Camiler ve Kabe, inananların içtima merkezleri.
Ve geçtiğimiz Cuma..
Türkiye'nin de içinde yer aldığı İslam ülkelerinin muhtemelen tamamında ve gayr-i Müslimlerde bulunan mescitler/camiiler kapalıydı.
Cuma kılınmadı..
Kâbe bomboş…
Öyle enteresan bir durum ki farz harama dönüştü..
Kaçak Cuma namazı kılma kahramanlığı yapılamaz, kaş yaparken göz çıkarmanın âlemi yok, büyük risk..
Televizyonda bizzat kulaklarımla dinledim:
Güney Kore'de bir vatandaş grip şikâyetiyle hastaneye başvuruyor, şüpheleniyorlar; Koronovirüs testi yapalım diyorlar, kabul etmiyor. Evine geliyor. Yine hastalanıyor, tekrar muayene ve test işi; yine kabul etmiyor. Evine dönünce dindar bir Hıristiyan olmalı ki dua için Katedral'e gidiyor. Sonra tekrar hastalanıp yoğun bakıma alınınca adam, bakıyorlar ki koronavirüslü. Ancak kiliseye gittiğinde olanlar oluyor; 1600 kişiye birden virüsü bulaştırdığı tespit ediliyor.
**
Yine de ezan okunuyor ve camiye gidemiyorsunuz. Hele bu Cuma namazı, çok daha zor oldu. Zira şartlı refleks halini almıştı. Bir boşluk hissettik kendimizde.
Bu duruma "alışkanlık işte" diyesim geliyor.
Aslında "doğru" değerli okurlar!..
Biz Müslümanlar ibadetleri "adet ve alışkanlık" haline getirdik.
Baktığınız ve durduğunuz yere göre ibadetlerin adet ve alışkanlık durumunu değerlendirebilirsiniz. Yada kişiye kazandırdığına göre..
Siz camiye gittiğinizde imamın arkasında namaz kılma cesareti gösterebiliyor musunuz?
Ben de o cesaret yok.
Neden?
İmam yanılırsa uyarı/düzeltme yapıp yapamayacağımdan emin değilim; çoğu kere kendimi otomatiğe bağlıyor, selamla namazın bittiğini anlıyorum.
Halimiz bu..
Umreden gelenlerin karantinadan kaçtığı haberleri.
Erzurum valisi Çorum'da yakalandı diye açıklama yaptı, çok üzücü değil mi?
"Erzurum Valisi Okay Memiş, umreden geldikten sonra karantinadan kaçarak Erzurum'a gelmeye çalışan 28 vatandaşı Çorum'da yakalattıklarını söyledi." (17.03.2020, https://www.trthaber.com/haber/turkiye )
Namazı kaçırma, Cuma ve Bayram'ı ihmal etme, camiden çıkma, hac ve umre'yi müteaddit defa yap ama kul hakkına gir..
Olacak şey değil..
Taşıdığın virüsü başkasına bulaştırmak kul hakkı olmaz mı?
"Adet ve alışkanlık olan ibadet" burada bizi dönüştürmüyor demektir.
Bu ibadetin katkısı da bize "o kadar"  oluyor işte.
Gerisini siz anlayın.
Size çarpıcı bir örnek vereyim mi?
"Her meşru işe Besmele ile başlamak" bir ibadetken, işyerinin kapısına ya da herkesin göreceği bir yere bir Besmele levhası asan birisi, orada gayr-i meşru işler, haram yoldan kazançlar sağlıyorsa bu durum kendisini en hafifinden riyaya hatta şirke kadar götürebilir. Besmele ile içki içmek gibi bir şey…
Bizim ibadetlerimiz "bu kadar" ne yazık ki…
Koronavirüs merkezli sosyal medyada bazı cümleler dolaşıyor; ilave ve düzeltmeler yaparak bir kısmını paylaşıyoruz:
Cemaatle namazın kıymetini bilemedik, iki safı ancak dolduruyorduk gerisi boş, ibadet, cemaat sıradanlaştı ve âdet oldu, camiler küstü bize.
Hac ve umrenin ruhunu ihmal ettik, Kâbe kendini kapattı bize
Kardeşlerimizle karşılaştığımızda bir mü'mine yakışır gibi selamlaşamadık, hasret kılındık birbirimize…
Yine sosyal medyadan:
Merhaba dünya, sevdiklerinden ayrı kalmak, okula gidememek nasıl? (Irak ve Suriye)
Merhaba dünya, korkmak nasıl? (Uygurlar) Seyahat kısıtlaması nasılmış? (Filistin)
Merhaba dünya, kilitli/tel örgü arkasında kalmak nasılmış? (Keşmir)
Merhaba dünya, Yeterince yiyecek depoladınız mı? (Orta Afrika Cumhuriyeti) En sevdiğiniz restoran kapandı mı yoksa? (Yemen)
Korona değil can alan,
Bunca zulme sessiz kalışıdır dünyanın.
**
Hasıl-ı kelam öyle yada böyle bu Çin kaynaklı koronavirüs Aralık 2019'da dünya gündemine geldi, Sağlık Bakanlığı yetkililerimizin olağan üstü gayretleriyle üç ay geciktirebildik, 11 Martta da ülkemize sirayet etti.
Minnacık virüs esir aldı dünyayı.
Bu virüs yüzünden Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu kararıyla 13 Mart 2020'de camilere cemaate gitmeme çağrısı yapıldı, 20 Mart Cuma günü, 21 Mart 2020'de  Mirac kandili için camilerin kapatılması kararı alındı.
Sonuç itibarıyla;
Kutsal mekânların kıymetini bilemedik.
İbadetler adete de dönünce;
Tedbir amaçlı da olsa en yakınımızdaki camiler ile Efendimiz (s.a.v)'in "yolculuk ancak üç mescit için yapılır" buyurduğu "Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa" kapattı bize kendilerini…
Mevla encamımızı hayreyleye.
Vesselam…