İç sahada altıncı maç altıncı galibiyet gerçekten mükemmel. Son yıllarda hatırladığım en iyi iç saha performansı. Bundan iyisi mümkün değil tabiki. Bağcılar karşısında ilk yarıda rakibin ilerde basması ile bocalayan kırmızı siyahlı takım mağlup duruma düştü. Hemen ardından gelen beraberlik golü panik havasını ortadan kaldırdı.
İkinci yarıda ise Kerem’in müthiş katkısı ve rakibin direncinin erken kırılması farklı skoru getirdi. İç sahada alınan galibiyet serisi güzel ancak sadece bu iç saha performansı ile hedefe ulaşmamız mümkün değil oda gerçek.
Bağcılar maçında gördükki kanatlardaki gerek savunma gerekse hücumdaki sıkıntı devam ediyor. Skoru bulduktan sonra yaptığımız pas trafiğini tek farklı galibiyetlerde de yapmadığımız takdirde işimiz zor.
Bir büyüğümün tesbiti bencede doğru takım olarak ikili mücadele kazandığımız pozisyon sayısı ve mevkisi çok az. Gerek hücum gerekse orta sahada bastığında topu alan isim sayısı o kadar azki. Bu eksikler özellikle deplasman maçındaki olumsuz performansın en büyük nedeni olarak düşünüyorum.
Grupta her takım birbirini yenebilecek güçte. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. İlk beş deplasman maçında bunu başaramadık ilk yarının kalan haftaları bu anlamda çok önemli. Şimdi önümüzde birbirinden zorlu üç tane kritik maç var. Bir anlamda bu sezonun yol haritasını çizecek üç maç. Diyarbekir, Kocaeli ve Bayburt yani zirvedeki üç rakibimiz. Alınacak her puan atılacak her golün çok büyük önemi var.
Gol yollarındaki sorunu bir şekilde çözüyoruz ancak gol yemeden bitirdiğimiz maç sadece bir. Evet kırmızı siyahlı takım biri kupa 11’i lig olmak üzere oynadığı 12 maçta sadece bir maçı gol yemeden tamamladık. Atmak önemli ancak yediğimiz zaman atmanın bir anlamı kalmıyor. Payas deplasmanında iki gol atıp yenildiğimiz gibi. Atmak kadar yememekte önemli. Grubun en çok atan takımıyız ancak en çok gol yiyen takımları arasındayız. Lider Bayburt sadece beş gol yedi biz ise 12 gol yedik. Buda aradaki farkın en güzel göstergesi.
Bunda da bana göre en büyük etken yukarda belirttiğim gibi ikili mücadeleden hep yenik ayrılmamız. Biraz direnç göstermemiz gerekiyor. Özellikle deplasman maçlarında bu direnç iyice azalınca mağlubiyet kaçınılmaz oluyor. Mehmet hocamın bu konuda özel bir çalışma yapması gerektiğine inanıyorum.
Orta sahada top tutmak içinde özellikle isimler gerekiyor. Bağcılar maçında Nizamettin ve Oğuzhan savunmanın içine fazla girince dönen tüm topları konuk takım kazandı ve üzerimize yeni bir atak olarak geldi. İkinci yarıda Mümin’in girmesinden sonra galibiyetinde verdiği etki ile birlikte biraz olsun bunu başardık. Özellikle genç Kerem’in perfomansı bu galibiyette büyük etken olduğu kesin.
Kerem genç bir yetenek ve inşallah önünde uzun bir futbol hayatı var. Ancak abi olarak bir nasihatta bulunmak gerektiğine inanıyorum. Gerek yaptırdığı penaltı gerekte attığı golden sonraki görüntülerini bir izle Kerem kardeşim. Yaptığın tavırlar hiç hoş değildi inanki. Ben öyle gördüm görüştüğüm hemen hemen herkesde aynı düşüncede. Tavır yapma be koçum kime yapıyorsun Mehmet Aurelio’ya. Bu formayı sana veren o alanda o. Neden verdi neden aldı orayı bir düşün.
Sen iyi olduktan sonra böyle oynadıktan sonra kimse senden o formayı alamaz bundan emin ol. Futbolcular formayı aldığı zaman ‘Ben aldım’ kadroya alınmadığı zaman ‘Hoca almadı’. Yok verende sizler alanda sizlersiniz. Adalet noktasında geldiği günden buyana Mehmet hoca ile hep övgü dolu şeyler söyledim ve halada bunun arkasındayım. Küçüksün önünde uzun bir futbol hayatı var. Bu kötü alışkanlık senin önündeki en büyü engel olur. Abi nasihatı seni seviyoruz seninle birlikte sevinmek istiyoruz. O yüzden formayı alanda verende sensin. Bu sözler tüm gençler için geçerli.
Yönetim devre arası takviye için inanıyorumki arayışlarını sürdürüyordur. Çünki eksikler belli fazla abartmadan 2-3 nokta transfer yapılması halinde sezon sonunda mutlu sona ulaşmamak için hiç bir neden göremiyorum, yeterki inanalım.