Sürekli bir meşguliyet isteyen insan zihni, oluşturduğu çeşitli boşlukları ( duygu boşlukları, iş-uğraşı-faaliyet boşlukları vb.) doldurmak için arayış içerisine girer. Bu arayış içerisinde yaş faktörü zayıf bir etken olmakla birlikte aile değerleri zayıf olan gençlerde bu durum daha çok görülmektedir.

                Sürekli bir arayış içerisinde olan birey zaman içerisinde iyi ya da kötü yöne eğilim gösterebilmektedir.  Bu yönelimler neticesinde birey farklı grup ya da oluşumlara girmekte, bu boşluğun farkında olan kişi ya da kişiler müthiş bir biçimde dizayn ettikleri bu oluşumlarla arayış içerisinde olan bireye aradığı her şeyi sunma taahhüdünde bulunmaktadır.  Öyle ki bu oluşumlar bireye ailesinden daha yakın ve içten davranışlarda bulunmaktadırlar. Bir rüya âleminde olan birey tüm boşlukları bu oluşum/grup ile tatmin etmeye başlamakta, her söyleneni yapmakta ve her yapılanı kabul etmektedir. Yanlış olanı dahi doğru gözü ile görmeye başlamaktadır. Bu oluşumlar bireyi öylesine etkisi altına almıştır ki; ölümü istense anında yapacak haldedir. Sorgulama, düşünme olgusu birey üzerinden artık kalkmıştır. Tüm bu anlattıklarımıza örnek olarak 1978 yılında Güney Amerika’da Jonestown Katliamı olarak belgelere geçen Halkın Tapınağı tarikatının toplu intiharını gösterebiliriz. Olaydan kısaca bahsedecek olursak; Jim Jones adlı kişinin kendi kilisesini açarak halkın tapınağı tarikatını kurmasıyla başlar. Hitap gücü yüksek olan Jim Jones’un mürit toplamasının en büyük etkeni vaazlarında siyah ve beyazların eşit ve aynı haklara sahip olduğundan bahsetmesiydi. Yapılan bağışlarla büyük bir servetin sahibi olan Jones medyanın da ilgi odağı olur. Bu durumdan rahatsız olan Jones müritleri ile gözlerden uzak ormanlık alanda yeni bir yerleşim yeri kurar. Müritlerine devamlı intihar provaları yaptırmaktadır. İnsan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle bir süre sonra Jonestown adını verdikleri bu yeni yerleşim yerine hükümet tarafından incelenmek üzere bir heyet gönderilir.  Heyetin bölgeye gelmesiyle tersine giden işler, birkaç kişinin buradan ayrılmak istiyoruz demesi Jones’u iyice kızdırmıştır. Heyetle birlikte ayrılmak isteyenlerin üzerine ateş açılarak öldürülmüştür. Bu olay üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri ikinci şokla karşılaşır. Sahte cennet vaat eden Jones müritlerine o gün etkili bir konuşma yaparak onlardan siyanür içerek intihar etmelerini istemiştir. Müritlerinin çoğu bunu kabul eder ve önce çocuklarına sonra ise kendileri siyanür içerek intihar ederler. İçmek istemeyenlere ise tarikat mensupları tarafından zorla içirilerek onların da ölümüne neden olurlar.

                Jonestown katliamında görüldüğü üzere; doldurulduğu düşünülen boşluklar sorgulanmadığı sürece sonu acı ile bitebilmektedir. Önceleri boşlukların doldurulduğu düşünülen bu tür oluşumlar gün geçtikçe acı vermekte daha büyük bir boşluğa ve yalnızlığa itmekle birlikte yeni arayışlara neden olmaktadır. ‘‘Her yeni arayış biraz daha büyüyen bir boşluk ve sapkınlığa gebedir.’’  Sanal alem düşkünlüğü, şiddet, cinsel sapkınlıklar, işkence, sevgisizlik hissi, seri cinayetler, dinci gruplar vb. yaşamsal sapkınlıklara örnek olarak gösterebiliriz. Bunların olmasını önlemek için iyi bir aile ve okul eğitimi, etik değerlere sahip bir toplum yapısının olması gerekmektedir. Doğru ve iyi değerler ile dolduramadığınız boşlukları doldurmak isteyen ve sizi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyen kişiler/gruplar her zaman olacaktır.

                ‘Zihinlerinizi iyi ve doğru ile meşgul edin ki; sapkınlıklar sizi yakalamasın.’