Bir ön­ce­ki ya­zı­mız­da "fi­zi­ki ve ru­hi do­na­nım ge­re­ği yu­kar­da sı­ra­la­dı­ğı­mız tec­hi­zat­la­rın (ne­fis, ruh, kalp, zi­hin, vic­dan) her bi­ri in­sa­nın ça­lı­şa­bil­me­si için dol­du­rul­ma­sı/do­yu­rul­ma­sı ge­re­ken şarj alan­la­rı­dır" de­miş­tik.

Bun­lar içe­ri­sin­de ne­fis/mi­de, kalp ve zih­nin ön pla­na çık­tı­ğı­nı ve di­ğer­le­ri­ni kap­sa­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz. Zi­hin­le il­gi­li de­ğer­len­dir­me­mi­zi yap­mış­tık.
Bu ya­zı­mız­da kalp üze­rin­de du­ra­ca­ğız.

Tü­ke­ti­mi ar­tır­mak için uy­du­ru­lan gün kut­la­ma­la­rı öte­den be­ri ba­na iti­ci ge­lir ama bir ta­raf­tan da o gün ve­si­le­siy­le dik­kat­ler çe­kil­di­ği için de ho­şu­ma gi­der; fay­da­lı ol­du­ğu ka­na­ati­ne va­rı­rım. Geç­ti­ği­miz Cu­mar­te­si(29 Ey­lül 2018) de Dün­ya Kalp Gü­nü idi.

Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı si­te­sin­de ya­pı­lan açık­la­ma­da şöy­le de­nil­mek­te­dir:
Dün­ya­da ve ül­ke­miz­de ya­şa­mı teh­dit eden sağ­lık so­run­la­rı ara­sın­da ilk sı­ra­da yer alan "Kalp ve Da­mar Has­ta­lık­la­rı"na dik­kat çek­mek ve top­lum­sal far­kın­da­lı­ğı sağ­la­mak ama­cıy­la her yıl 29 Ey­lül "Dün­ya Kalp Gü­nü" ola­rak çe­şit­li et­kin­lik­ler­le kut­la­nı­yor.
Dün­ya Sağ­lık Ör­gü­tü ve­ri­le­ri­ne gö­re 2012 yı­lın­da tüm dün­ya­da bu­la­şı­cı ol­ma­yan has­ta­lık­la­ra bağ­lı ölüm­le­rin yüz­de 46,2'si (17,5 mil­yon) kalp ve da­mar has­ta­lık­la­rı ne­de­niy­le ol­du­ğu be­lir­ti­li­yor. Kalp ve da­mar has­ta­lık­la­rı­na bağ­lı ölüm­le­rin ar­ta­rak, 2030 yı­lın­da 22,2 mil­yo­na ula­şa­ca­ğı tah­min edi­li­yor.

Ül­ke­miz­de 2013 yı­lın­da ölen her 5 ki­şi­den iki­si­nin kalp-da­mar has­ta­lı­ğı­na bağ­lı ne­den­ler­den öl­dü­ğü gö­rül­mek­te­dir. Sağ­lık­sız bes­len­me, ye­ter­siz fi­zik­sel ak­ti­vi­te, tü­tün ve al­kol kul­la­nı­mı gi­bi risk fak­tör­le­ri kro­ner kalp has­ta­lık­la­rı­nı te­tik­li­yor. Sağ­lık­sız bes­len­me ve ye­ter­siz fi­zik­sel ak­ti­vi­te et­ki­siy­le bi­rey­ler­de kan ba­sın­cın­da yük­sel­me, kan şe­ke­ri yük­sek­li­ği,  kan li­pid­le­rin­de yük­sel­me, faz­la ki­lo ve­ya obe­zi­te gö­rü­lü­yor.
**
Fi­zikî mânâda göğ­sü­müz­de var olan ve in­sa­nın ha­ya­tı­nı sür­dü­re­bil­me­si için be­de­ni­ne kan pom­pa­la­yan kal­bi­miz böy­le..
Di­ğer ta­raf­tan kalp, zi­hin gi­bi ruh/ma­nevî dün­ya­mı­zın ana mer­kez­le­rin­den­dir.
Bu yö­nüy­le hal­den ha­le gi­re­bi­len, bu­lun­du­ğu or­ta­ma, çev­re­ye gö­re şe­kil ala­bi­len, ha­ri­ci te­sir­ler­den et­ki­le­nen de­ği­şik bir or­ga­nı­mız­dır.
Kalp, ina­nır, zi­hin dü­şü­nür, al­gı­lar. Kal­bin ka­bul et­ti­ği­ni zi­hin kod­lar. Ter­si de müm­kün. Zih­nin önem­se­di­ği, uy­gun gör­dü­ğü kalp ta­ra­fın­dan be­nim­se­ne­bi­lir.
"Kal­bin­de kı­şı ya­şa­ya­nın öm­rü­ne ba­har gel­mez­miş" me­se­la.
"Kalp­te ke­mik yok­tur ama en çok kı­rı­lan yer ora­sı­dır" der­ler.
Kal­bin fonk­si­yo­nun­da aza­la­rın da bü­yük ro­lü var­dır. Göz ve ku­lak, kal­be açı­lan çok önem­li ka­pı­lar. Ba­kı­nız Di­van şa­iri Nahîfî bu­nu ne gü­zel ifa­de eder:
Göz gör­dü gö­nül sev­di se­ni ey yü­zü mâhım
Kurbânın olam var mı be­nim bun­da günâhım

Ey seng dil et­mez mi se­nin kal­bi­ne te'sîr
Hârâla­rı hâkis­ter eden âteş-i âhım
Bir bağ­rı ya­nık âşık-ı mih­net-ze­de­dir dil
Ağ­lat­ma nahîfî ku­lu­nu cevr ile şâhım..
**
Di­ni ha­ya­tı­mız­da kalp, iman ve in­kar ma­hal­li ol­ma­sı ba­kı­mın­dan bü­yük öne­me sa­hip­tir.  İyi­lik ve kö­tü­lük, ha­yır ve şer… kal­bi me­kan tu­ta­bil­mek­te­dir. Bu se­bep­le ola­cak ki Pey­gam­be­ri­miz (s.a.v) şöy­le bu­yu­rur:
"Vü­cut­ta bir et par­ça­sı var­dır. O, iyi olur­sa bü­tün be­den iyi, kö­tü olur­sa bü­tün be­den kö­tü olur. Bu et par­ça­sı kalp­tir. (Bu­ha­ri, iman, 39)  
Ata­la­rı­mız "kalp ne ile do­lu ise du­dak­tan o dö­kü­lür, gi­der" der.
Ni­yet­ler de kalp çı­kış­lı­dır.
Ki­şi sa­bah kalk­tı­ğın­da kal­bin­den ge­çen ni­ye­ti­ne gö­re gü­nü ge­çi­rir; ya ken­di­si­nin ve baş­ka­la­rı­nın iyi­li­ği­ne/fay­da­sı­na ya da kö­tü­lü­ğü­ne/za­ra­rı­na ne­fes alır-ve­rir/ça­lı­şır.
Kalp, is­mi di­li­me dü­şün­ce haz duy­du­ğum "gö­nül ve yü­rek" di­ye iki kar­de­şe/eşan­la­ma sa­hip.
"Gö­nül" ke­li­me­si ne ka­dar hoş, ne ka­dar la­tif­tir bi­lir­si­niz. Şu be­yi­te bir ba­kın:
Şi­ka­yet­ler gül­den­dir/Gü­le sor bül­bül­den­dir
Ne gül­dür ne de bül­bül/Der­di­miz gö­nül­den­dir.
Bir de şu­na ba­kın:
Ba­şım­la gön­lü­mü ede­me­dim eş
Bi­ri yüz ya­şın­da bi­ri yir­mi­beş
….
Ba­şım de­di: Din­len; gön­lüm de­di: Koş! 
Ba­şım de­di: Du­rul; gön­lüm de­di: Coş! 
Ba­şım yü­rek­siz­di, gön­lüm ba­şı­boş; 
Var­lı­ğım ara­da oy­na­dı git­ti...(Ce­lal Sa­hir Ero­zan)
"Yü­rek" ke­li­me­si üze­rin­de bu ya­zı­da dur­ma­ya­lım, ay­rı bir ya­zı ko­nu­su ol­sun in­şa­al­lah.
Kalp bir bah­çe/tar­la gi­bi­dir. On­da mut­la­ka bir şey­ler bi­te­cek­tir. O hal­de gü­zel şey­ler ekin ki gü­zel şey­ler bit­sin.
Ves­se­lam.