ANAP'tan, 1987-1991 ta­rih­le­ri ara­sın­da Ço­rum Mil­let­ve­ki­li olan Mus­ta­fa Nam­lı, İs­ki­lip'te bu­lu­nan Taş Mek­tep ile il­gi­li ha­tı­ra­sı­nı an­lat­tı.

Mil­let­ve­ki­li ol­du­ğu dö­nem­de, Ço­rum ve İs­ki­lip'e bir şey­ler ka­zan­dır­ma­ya ça­lı­şan Mus­ta­fa Nam­lı, dö­ne­min Mil­li Eği­tim Ba­ka­nı olan Ha­san Ce­lal Gü­zel'den, İs­ki­lip'e bir şey­ler ka­zan­dı­ra­bil­mek için ya­tı­rım ta­le­bin­de bu­lu­nu­yor. Ha­san bey, Mus­ta­fa Nam­lı be­yi din­le­dik­ten bir sü­re son­ra, Cum­hur Baş­ka­nı Ke­nan Ev­ren'den ge­len bir ta­li­ma­tı, Mus­ta­fa Bey'e ile­ti­yor.

Ta­li­mat­ta - "Taş Mek­tep­le­rin yı­kı­la­rak, ye­ri­ne ye­ni­den okul ya­pıl­ma­sı." Yer alı­yor. Ha­san bey -"Si­zin İs­ki­lip'te bu­lu­nan Taş Mek­te­bi yı­ka­lım, ye­ri­ne ye­ni okul bi­na­sı yap­tı­ra­lım." di­yor. 
Mus­ta­fa bey de Taş Mek­te­bi yık­ma­ya­lım, ya­nında mü­sa­it ar­sa var ora­yı sa­tın alıp, oku­lu ora­ya yap­tı­ra­lım di­yor.

Ha­san bey- "O za­man bu işe sen ön­cü­lük et. Gi­dip o ar­sa­yı alın, oku­lu ora­ya yap­tı­ra­lım." di­yor. Bu­nun üze­ri­ne İs­ki­lip'e gi­den Mus­ta­fa Bey, ilk ola­rak İs­ki­lip'in Mil­li Eği­tim Mü­dü­rü olan Ad­nan Pa­buç­çu ile di­ya­log ku­ru­yor. Son­ra Kay­ma­kam­lı­ğa gi­diyor. Kay­ma­kam, Mal Mü­dü­rü­nü ça­ğı­rı­yor. Bir­lik­te ko­nu­yu ko­nu­şa­rak, Taş Mek­te­bi'n bi­ti­şi­ğin­de bu­lu­nan ar­sa­nın sa­hi­bi Et­hem Ta­tar­la bu­lu­şu­yor­lar. Et­hem bey 10.000.-TL kar­şı­lı­ğın­da, ar­sa­yı ver­me­yi ka­bul edi­yor. Mus­ta­fa bey "Bu pa­ra­nın 1000-TL si­ni ben kar­şı­la­rım." di­yor. 
Mus­ta­fa Bey, Kay­ma­kam, Mal Mü­dü­rü, Ad­nan Pa­buç­çu ile bir­lik­te, es­naf­tan pa­ra top­la­ma­ya çı­kı­yor­lar. Ne­ti­ce­de Mus­ta­fa Bey'in kat­tı­ğı 1000.-TL ile bir­lik­te, 4000.-TL pa­ra top­la­nı­yor.

Mus­ta­fa bey An­ka­ra'ya ge­le­rek, du­ru­mu Ha­san Ce­lal Gü­zel Bey'e ile­ti­yor. Mil­li Eği­tim Ba­kan­lı­ğı ar­sa­yı ka­mu­laş­tı­ra­rak, bu ala­na ye­ni okul bi­na­sı­nı yap­tı­rı­yor. Böy­le­ce Taş Mektebimiz yı­kıl­mak­tan kur­tu­la­rak, ken­di­ni ko­ru­muş olu­yor. Bir akıl­lı da ge­lip, Taş Mek­tep 'in du­var­la­rı­na sı­va yap­tı­rıp, ori­ji­nal­li­ği­ni boz­muş­tur. Bir an ev­vel du­var­lar­dan sı­va­la­rın ka­zı­tı­la­rak, oku­lun es­ki ha­li­ne dö­nüş­me­si­ni tüm hem­şe­ri­le­ri­miz ar­zu edi­yor.

Ay­nı dö­nem­de, Ab­dul Ha­mit Ha­nın ül­ke­mi­ze ka­zan­dır­dı­ğı Taş Mek­tep­ler­’den, Ço­rum'da iki taş mek­tep, di­ğer il­ler­de de taş mek­tep­ler yı­kı­la­rak, ye­ri­ne be­ton bi­na­lar ya­pıl­mış­tır.
Mus­ta­fa Bey'den bu ka­dar bah­set­tik­ten son­ra, TBMM'de Mus­ta­fa be­yin an­lat­tı­ğı bir ola­yı da siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum. Mus­ta­fa Bey, ken­di­si­ne ge­len hem­şe­ri­le­ri­mi­zin isim­le­ri­ni def­te­ri­ne not eder, han­gi ko­nu için gel­di­ği­ni de ya­zar­dı. Bir hem­şe­ri­miz ya­nı­na, dört ay­rı ko­nu için gel­miş. Mus­ta­fa Bey de yar­dım­cı ol­muş. Ay­nı ki­şi be­şin­ci ke­re Mus­ta­fa be­yin ya­nın gel­di­ğin­de ben ­de ora­da idim, Mus­ta­fa Bey hem­şe­ri­mi­ze "Ah­met Bey, dört ay­rı iş için gel­din yar­dım­cı ol­dum. Mü­sa­ade et­ de, bir baş­ka hem­şe­ri­mi­ze yar­dım­cı ola­lım ar­tık." de­di. 

Mus­ta­fa Bey'in Mec­lis’­teki odası her gün do­lar, öğ­le­ olun­ca da ka­la­ba­lık bir gurup ola­rak ge­len­le­ri ye­me­ğe gö­tü­rür­dü. Ay­nı dö­nem­de ANAP'lı di­ğer mil­let­ve­kil­le­ri de, ye­mek mas­ra­fı çık­ma­sın di­ye öğ­le­den son­ra oda­la­rı­na ge­lir­ler­di.

45 yıl­dır An­ka­ra'da­yım. Ço­rum'dan bir­çok mil­let­ve­ki­li gel­di geç­ti. Mus­ta­fa abi ile kur­du­ğum di­ya­lo­ğu, di­ğer mil­let­ve­kil­le­ri ile ku­ra­ma­dım. Bu dö­nem­de se­çi­len Mil­let­ve­ki­li Erol Kavuncu Bey, in­şal­lah so­run­la­rı­mı­za çö­züm bul­ma­ya ça­lı­şa­cak­tır.

Taş Mek­te­bi'mi­ze sa­hip çı­kıp, yı­kıl­mak­tan kur­tar­dı­ğı için, es­ki Mil­let­ve­ki­li­miz Mus­ta­fa Nam­lı abi­mi­ze te­şek­kür edi­yor, Mem­le­ke­ti­me yö­re­mi­ze taş üs­tü­ne taş ko­yan­dan Al­lah ra­zı ol­sun di­yo­rum.