9 Aralık. İslam ümmeti için sancılı gün.
9 Aralık 1917'de ilk kıblemiz Kudüs'ten çıkmak zorunda kaldık. Aynı zamanda 9 Aralık (1949) İngiltere'nin Kudüs'ü fiilen terk ediş günü.
Kudüs'ün elimizden çıkmasıyla başlayan kronolojik tarih şöyle özetlenebilir:
1917- Yukarda belirttiğimiz üzere Kudüs, 9 Aralık'ta Osmanlı'nın elinden çıkarak İngiliz işgaline girdi.
9 Aralık İngiliz Mareşal Edmund Allenby'nin şehre girişi. 1949 yılı 9 Aralık'ta ise İngiltere'nin, Kudüs'ü fiilen terk edişidir.
İngiltere'nin Kudüs'te "başarısız bir 32 yıl"ı olmuştur. İlber Ortaylı'ya göre Britanya'nın Filistin'deki hâkimiyetini nitelemek için en doğru tabirdir. İlk başta Yahudi yerleşimcilere sempati duyan ve istikbal vaat eden bir Balfour Deklarasyonu, bir müddet sonra Yahudi yerleşimcilerle çatışma, hatta özellikle kamplardan çıkan insanları kabul etmeme gibi tavırlar Siyonist terörü de arttırdı. İhtiyar İngiltere'nin Arapların henüz örgütlenemeyen mücadeleci protestoları ve Siyonistlerin örgütlenen terörüyle baş edebilme imkânı kalmamıştı.(Bk. www.hurriyet. com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/9-aralikin-ingilizleri-41045503)
1948- 14 Mayıs'ta Filistin toprakları üzerinde İsrail kuruldu. Akabinde İsrail, Kudüs'ün batısını işgal etti.
1967- Doğu Kudüs, Araplarla yapılan 6 gün savaşında İsrail tarafından işgal edildi.
Mısır, Ürdün ve Suriye savaş uçaklarını İsrail daha kalkmadan vuruyor/imha ediyordu. Oysa Mısır lideri Nasır, savaş öncesi bir demecinde İsrail'i topyekün bir savaşta imha etmeden bahsediyordu. Bu Arap-İsrail savaşı, tam bir hezimetle sonuçlandı, İsrail yeni topraklar kazandı, neredeyse üç misli oranında büyüdü.
Filistinli Araplar, İsrail'in 1967'de Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi, Sina Yarım Adası ve Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan 6 Gün Savaşı'nın  başladığı 5 Haziran'ı "Yevmu'n Nekse" (Kayıp Günü) adıyla anarlar.
1980- İsrail Kudüs'ü "birleşik başkenti" ilan etti. BMGK, İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararı aldı.
2017- ABD, 6 Aralık'ta Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını duyurdu.
ÜZÜNTÜMÜZ
"6 Gün Savaşı" ile İsrail'de "biz hakikaten seçilmiş bir milletiz" diyen muhafazakâr anti-laik kanatın sevinmesi/bayram etmesi. Araplar buna fırsat verdiler. Ne yazık ki, O günden sonrada İsrail'e kafa tutamıyorlar. Aynı zamanda umarız Osmanlı'nın Kudüs mücadelesi ne imiş çok iyi anlamış oldular. Bu bir. 
İki; Filistinlilerin devletsizlik problemi dramatik olarak devam ediyor.
Kudüs ziyaretleri yapanların tespitlerine ve elde ettikleri bilgilere göre, İsrail'in Doğu Kudüs'ü fiilen ilhak etmesine rağmen burada yaşayan Filistinliler İsrail vatandaşı sayılmıyor ve vatandaşlık haklarından yararlanamıyor. Doğu Kudüs'te yaşayan 420 bin civarındaki Filistinli, İsrail makamlarının verdiği "Kudüs Kimlik Kartı" ile şehirde sürekli ikamet etme iznine sahip bulunuyor.
Söz konusu Filistinliler aynı zamanda Ürdün pasaportuna da sahipler ancak bu pasaportlarda da vatandaşlık numarası bulunmuyor. Bu nedenle tam olarak Ürdün vatandaşı da sayılmayan Doğu Kudüslü Filistinliler’in Ürdün'de çalışma ve devlet hizmetlerinden yararlanma hakları yok.
Doğu Kudüs'teki yüz binlerce Filistinli, bir nevi arafta; ne İsrail, ne Ürdün, ne de Filistin vatandaşları yani ait oldukları bir devlet yok "devletsiz" yaşıyor. (Bkz. https://www.yeniakit. com.tr/haber/zulum-9-aralik-1917-basladi-iste-dunden-bugune-kudus-tarihi-403547.html)
Ne olacak biz Müslümanların hali?
Kendi içimizde bile ittifak halinde değiliz; devletler olarak birbirimize hasımız, diş biliyoruz. Çok şükür milletler bazında her şeyin farkındayız ama bizi, bize bırakmıyorlar.
Bir avuç İsrail, İslam âleminin başına hâlâ bela olmaya devam ediyor.       
Son olarak Kudüs şairi Nuri Pakdil'in kendisine rahmet dileyerek "Anneler ve Kudüsler" şiirinden bir bölüme yer verelim:

Gel
Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar
*
Adam baba olunca
İçinde bir Kudüs canlanır
*
Yürü kardeşim
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin
***
Tarih; 9 Aralık 2019, 102 yıldır Kudüs bize, biz Kudüs'e hasretiz.
Vesselam..