Ho­ca Saa­det­tin Efen­di'nin ün­lü ese­ri
Ta­cü't-Te­va­rih'te­ki şu bil­gi­ler, onun Os­man­lı dev­le­ti­nin ku­ru­luş ve iş­le­yi­şin­de­ki ro­lü­nü or­ta­ya ko­yar: 
"Ede­ba­li, yü­ce ma­kam sa­hi­bi bi­li­mi ve bil­ge­li­ği özün­de top­la­yan bil­ge­ler­den bi­ri idi. Os­man Ga­zi'nin hiz­me­ti­ne gö­re­rek onun ya­kın il­gi­si­ni ka­zan­mış­tı. Şe­ri­at ko­nu­la­rın­da ve gün­cel so­run­lar­da ken­di­si­ne mü­ra­ca­at edi­len bir ki­şi ol­du. Giz­li açık her işin ba­şın­da o var­dı. Din­dar­lı­ğı ve kö­tü­lük­ler­den sa­kın­ma­sıy­la ta­nın­mış du­ası­nın Al­lah ka­tın­da ka­bul gör­me­siy­le ün yap­mış­tı. Bü­tün in­san­lar onun be­re­ket­li nef­sin­den di­lek ey­le­me­yi, bü­tün gö­nül­ler her yön­den ona yö­nel­me­yi iş edin­miş­ler­di. Var­lık­lı bir kim­se olup her­ke­se cö­mert­çe yar­dım eder­di. Os­man­lı top­rak­la­rı üze­rin­de bir tek­ke yap­tır­mış­tı. Os­man Ga­zi, za­man za­man ge­lip ge­ce ya­tı­sı­na ka­lır­dı. Ün­lü dü­şü­nü bu tek­ke­de gö­rül­müş ol­du­ğu söy­len­mek­te­dir.”
Os­man­lı Dev­le­ti'nin Ma­ne­vi Ku­ru­cu­su
Ede­ba­li, Ana­do­lu'da Türk İs­lam bir­li­ği­ni sağ­la­mak için ken­di­ni o da­va­ya, öm­rü­nü bu uğur­da har­ca­yan bir şah­si­yet­tir. O, at sır­tın­da­ki Os­man'ı keş­fe­der. Ona ba­ba­sı Er­tuğ­rul Ga­zi'nin kı­lı­cı­nı gös­te­rir. Ba­ba­sı­nın ye­ri­ne ha­zır­lar. Oba ida­re­si­ni, din il­mi­ni, sa­vaş tak­tik­le­ri­ni öğ­re­tir. 
Şeyh Ede­ba­li, Ka­yı bo­yu­nu yay­la­lar­da ge­zin­mek­te iken bi­le özün­de var olan dev­let kur­ma kı­vıl­cı­mı­nı ateş­le­miş­tir. Do­la­yı­sıy­la ko­ca çı­na­rın öz­su­yu, ko­ca bi­na­nın te­me­li ve har­cı ol­muş­tur. Bey Er­tuğ­rul’dur, Os­man’dır ama per­de ge­ri­sin­de­ki tek­nis­yen Ede­ba­li’dir.
Bi­lin­di­ği gi­bi, ku­ru­luş yıl­la­rın­da kı­lıç gü­cü­nün ya­nın­da ma­ne­vi gü­cün de öne­mi bü­yük ol­muş­tur. Bu gü­cü ve des­te­ği ve­ren­le­rin ba­şın­da ise, Şeyh Ede­ba­li'dir. Onun için ken­di­si­ne Os­man­lı  Dev­le­ti'nin "Ma­ne­vi Ku­ru­cu­su" de­nil­me­si, ga­yet isa­bet­li ve doğ­ru bir tes­bit­tir.
Şeyh Ede­ba­li, Os­man Ga­zi'nin her hu­sus­ta da­nış­tı­ğı, is­ti­şa­re et­ti­ği, son­suz hür­met gös­ter­di­ği en ya­kın da­nış­ma­nı ve yar­dım­cı­sı ol­muş­tur. 
Alim­le­re ve ev­li­ya­ya ya­kın ol­ma­nın öne­mi­ni ve kıy­me­ti­ni çok iyi bi­len Os­man Ga­zi, ken­di­sin­den son­ra ge­le­cek Os­man­lı sul­tan­la­rı­na va­si­yet­na­me­sin­de İs­lam alim­le­ri hür­met edil­me­si­ni, on­la­ra her tür­lü ko­lay­lı­ğın gös­te­ril­me­si­ni, ci­ha­nın en bü­yük dev­le­ti ol­ma­nın yo­lu­nun her iş­te alim­le­re da­nı­şıl­ma­sın­dan geç­ti­ği­ni söy­le­miş­tir.