Sev­gi ve mer­ha­met duy­gu­la­rı­nın zir­ve­ye ulaş­tı­ğı, bir çok gü­zel­li­ği için­de ba­rın­dı­ran, in­san­la­rı me­le­ki­yet özel­lik­le­ri­ne bü­rün­dü­re­rek bir­bi­ri­ne yak­laş­tı­ran ra­ma­za­nın son gün­le­rin­de­yiz. Pey­gam­be­ri­mi­zin "Ra­ma­za­nın ba­şı rah­met, or­ta­sı be­re­ket, so­nu da mağ­fi­ret­tir"  bu­yur­du­ğu, mağ­fi­ret gün­le­ri­nin so­nun­da­yız . 

Mağ­fi­ret: gü­nah­lar­dan ba­ğış­lan­ma, ma­ne­vi kir­ler­den te­miz­len­me an­lam­la­rı­na ge­lir. Al­lah'ın kul­la­rı­nın iş­le­di­ği suç ve gü­nah­la­rı af­fet­me­si, ört­me­si, ba­ğış­la­ma­sı an­la­mı­na ge­len mağ­fi­ret ke­li­me­si, Kur'an da 28 ay­rı yer­de ge­çer. Muh­te­lif ayet­ler­de be­şer ol­du­ğu­muz, şa­şa­bi­le­ce­ği­miz, ha­ta ve yan­lış­lar ya­pa­bi­le­ce­ği­miz vur­gu­la­na­rak Na­suh bir töv­be ile Rab­bi­mi­ze yö­ne­le­rek onun rı­za­sı­nı ka­zan­ma yo­lun­da gay­ret gös­ter­dik­ten son­ra mağ­fi­ret di­le­di­ği­miz za­man 'gaf­far' sı­fa­tı ile ha­ta ve gü­nah­la­rı­mı­zı bu is­mi­nin bir te­cel­li­si ola­rak af­fe­de­ce­ği­ni bil­di­ri­yor. 

Mağ­fi­ret ke­li­me­si­nin kö­kü olan 'guf­ran'da ba­ğış­la­mak, af­fet­mek an­la­mı­na ge­lir. Af­fe­di­ci ol­mak Rab­bi­mi­zin şa­nın­dan­dır. Ye­ter­ki biz­ler ona doğ­ru bir adım atıp, bir gay­ret içe­ri­si­ne gi­re­lim.Yü­ce Rab­bi­miz; "Müs­lü­man er­kek­ler ve müs­lü­man ka­dın­lar, mü­min er­kek­ler ve mü­min ka­dın­lar, ta­ata de­vam eden er­kek­ler ve ta­ata de­vam eden ka­dın­lar, doğ­ru er­kek­ler ve doğ­ru ka­dın­lar, sab­re­den er­kek­ler ve sab­re­den ka­dın­lar, mü­te­va­zi er­kek­ler ve mü­te­va­zi ka­dın­lar, sa­da­ka ve­ren er­kek­ler ve sa­da­ka ve­ren ka­dın­lar, oruç tu­tan er­kek­ler ve oruç tu­tan ka­dın­lar, ırz­la­rı­nı ko­ru­yan er­kek­ler ve ka­dın­lar, Al­lah'ı çok zik­re­den er­kek­ler ve zik­re­den ka­dın­lar var ya; iş­te Al­lah, bun­lar için bir mağ­fi­ret ve bü­yük bir mükâfat ha­zır­la­mış­tır." (Ah­zap 35) Mü­min­ler için bu müj­de­yi ve­rir­ken, İn­kar­cı­lar için ise Al­lah'tan mağ­fi­ret di­le­ne­me­ye­ce­ği­ni bil­dir­mek­te­dir. Ab­dul­lah B. Übey, müş­rik olan ba­ba­sı Se­lül öl­dü­ğün­de, Pey­gam­be­ri­miz­den ıs­rar­la ba­ba­sı için dua edip Al­lah'tan mağ­fi­ret di­le­me­si­ni is­te­miş ve pey­gam­be­ri­miz­de dua et­miş­ti. Bu­nun üze­ri­ne "(Ey Mu­ham­med!) On­lar için is­ter af di­le, is­ter di­le­me; on­lar için yet­miş kez af di­le­sen de Al­lah on­la­rı as­la af­fet­me­ye­cek. Bu, on­la­rın Al­lah ve Re­su­lü­nü inkâr et­me­le­rin­den ötü­rü­dür.Al­lah fâsık­lar top­lu­lu­ğu­nu hi­da­ye­te er­dir­mez.(Tev­be80) İla­hi ika­zı gel­miş­tir. Pey­gam­be­ri­miz "Ey Al­lah'ım sen be­nim Rab­bim­sin. Be­ni ya­ra­tan sen­sin, ben se­nin ku­lu­num. Ben gü­cüm yet­ti­ğin­ce se­nin ah­di­ne ve se­nin va­adi­ne bağ­lı­yım. Ben se­nin ni­met­le­ri­ni bu­na kar­şı­lık­ta ken­di gü­nah­la­rı­mı iti­raf edi­yo­rum, be­ni mağ­fi­ret ey­le..." di­ye dua eder­di.

Yü­ce Rab­bi­miz Hz. Adem'i ya­rat­ma­ya ka­rar ver­di­ği za­man Ba­ka­ra sur. 30-33 ayet­le­rin­de özet­le; "Ben bir ha­li­fe (tem­sil­ci) ya­rat­mak üze­re­yim de­di­ğin­de, me­lek­ler, biz­ler sa­na iba­det eder­ken, sa­na asî ge­le­cek is­yan ede­cek, fe­sat çı­ka­ra­cak, kan dö­ke­cek bi­ri­ni mi ya­ra­ta­cak­sın? De­miş­ler. Al­lah'ta on­la­ra si­zin bi­le­me­ye­cek­le­ri­ni­zi ben bi­li­rim. Me­lek­ler: Yâ Rab! Se­ni nok­san sı­fat­lar­dan ten­zih ede­riz, se­nin bi­ze öğ­ret­tik­le­rin­den baş­ka bi­zim bil­gi­miz yok­tur. Şüp­he­siz Alîm ve Hakîm olan sen­sin de­miş­ler­di"  Pey­gam­be­ri­miz "Yü­ce Al­lah ra­ma­zan bay­ra­mı sa­ba­hı me­lek­le­ri­ne şöy­le ses­le­nir. 'Ey me­lek­le­rim ben in­san­la­rı ya­rat­ma­ya ka­rar ver­di­ğim za­man; sa­na âsi ge­le­cek, emir­le­ri­ne uy­ma­ya­cak, her tür­lü gü­na­hı iş­le­ye­cek,var­lık­lar mı ya­rat­mak is­ti­yor­sun? De­miş­ti­niz. Ba­kın şu­an­da bin­ler­ce ku­lum (dün­ya­da ki Müs­lü­man­la­rın sa­yı­sı 4 mil­ya­rın üze­rin­de) sırf be­nim rı­za­mı ka­zan­mak için ra­ma­zan ayı bo­yun­ca oruç­lar tut­tu­lar, na­maz­lar kıl­dı­lar, ze­kat ve fit­re­ler ver­di­ler. Şu­an­da da kar­şı­lı­ğı­nı al­mak üze­re ca­mi­ler­de top­lan­dı­lar. On­la­rın bu se­ne ki ha­yır, ha­se­nat ve iba­det­le­ri­nin se­va­bı­nı bi­re 700den ve­ya 700bin den (ra­ma­zan bay­ra­mı sa­ba­hı Yü­ce Rab­bi­miz ne lüt­fe­der bi­le­mi­yo­ruz) ver­dim. Gü­nah­la­rı­nı da mağ­fi­ret et­tim (Af­fet­tim-ba­ğış­la­dım) der' bu­yur­muş­tur" de­mek ki ra­ma­za­nın so­nun­da ma­ne­vi do­yu­ma ula­şıp, bü­yük se­vap­la­ra na­il ol­du­ğu­muz ve gü­nah­la­rı­mız­dan arın­dı­ğı­mız­dan do­la­yı onun se­vin­ci ile bay­ram ya­pa­rız. 

Ra­ma­zan in­san­la­rın ge­rek mad­di ge­rek­se ma­ne­vi yön­den do­yu­ma ulaş­tık­la­rı bir ay­dır. Ze­kat­lar ge­nel­de bu ay­da ve­ri­li­yor. Va­cip olan fı­tır sa­da­ka­sı (Halk di­li ile fit­re) bu aya mah­sus. Fit­re: Al­lah'ın ver­miş ol­du­ğu sağ­lık ve sıh­ha­tin şük­rü­nü eda et­mek için yıl­da bir de­fa ra­ma­zan ayın­da bir gün ve­ya bir öğün kar­nı­mı­zı do­yu­ra­bi­le­cek bir be­de­lin yok­sul­la­ra ve­ril­me­si­dir. Bu­nu sa­de­ce oruç tu­tan­lar de­ğil ari­fe gü­nü do­ğan ço­cuk­lar­da da­hil her­kes için ve­ri­lir. Ari­fe gü­nü­ne ka­dar ve­ril­me­si ge­re­kir se­be­bi ise bay­ram­dan ön­ce yok­sul­la­rın ih­ti­yaç­la­rı­nı gi­de­re­bil­me­le­ri için. Eğer bay­ram­dan ön­ce ve­ril­mez­se yok­sul­lar bay­ram ih­ti­ya­cı­nı gi­de­re­mez ve bay­ra­ma içi bu­ruk bir şe­kil­de gi­rer­ler­di. Var­lık­lı kim­se­ler bay­ram ya­par­ken yok­sul­lar­da on­la­rı sey­re­der­ler­di. O za­man da bay­ram ama­cı­na ulaş­mış ol­maz­dı. Var­lık­lı in­san­la­rı­mız ze­kat­la­rı­nı ge­nel­de bu ay­da ve­rir­ler, ca­mi­le­ri­miz te­ra­vih na­maz­la­rın­da tık­lım tık­lım do­lar çün­kü  mü­min­ler, sa­de­ce bu ay­da tu­tu­lan oruç­la­rın de­ğil, kı­lı­nan na­maz­la­rın, ve­ri­len ze­kat­la­rın, ha­yır ve ha­se­nat­la­rın se­vap­la­rı­nın da bi­re 700den baş­la­dı­ğı­nı ve O'nun rı­za­sı­nı ka­zan­ma yo­lun­da gay­ret gös­te­ren­le­rin üze­ri­ne, Al­lah'ın rah­me­ti­nin sa­ğa­nak ha­lin­de yağ­dı­ğı­nın far­kın­da­dır­lar. On­dan do­la­yı bu fe­yiz ve be­re­ket­ten na­sip­le­ri­ni al­ma­ya ça­lı­şır­lar. Ra­ma­zan ayı­nın be­re­ket ayı ol­ma­sı bun­dan do­la­yı­dır. Pey­gam­be­ri­miz "Üm­me­tim ra­ma­za­nın so­nun­da al­dı­ğı se­va­bı bil­sey­di 'Al­lah'ım keş­ke se­ne­nin 12 ayı ra­ma­zan ol­say­dı.' Der­ler­di." bu­yu­ru­yor.

Kur'an-ı Ke­rim'de adı açık ola­rak ge­çen tek ay ra­ma­zan ayı­dır. Kur'an-ı Ke­rim bu ay­da in­di­ril­miş­tir. "Bin ay­dan da­ha ha­yır­lı" ol­du­ğu bil­di­ri­len ka­dir ge­ce­si bu ay­da­dır. Yü­ce Rab­bi­mi­ze ham­dü­se­na­lar ol­sun. Maz­lum­la­rın se­si ol­ma, yok­sul­la­rın im­da­dı­na ye­tiş­me gi­bi bir çok ko­nu­da mil­let ve dev­let ola­rak lo­ko­mo­tif gö­re­vi ya­pı­yor, bü­tün dün­ya­ya da ör­nek teş­kil edi­yo­ruz. Bu rah­met ayın­da in­san­la­rı­mız yar­dım eli­ni dün­ya­nın yok­sul bir­çok ül­ke­sin­de ki in­san­la­ra uza­ta­rak Kur-an'ın "ha­yır­da ya­rı­şın" ilahî em­ri­ne de mu­ha­tap olu­yor­lar.

Rab­bi­miz! Bi­zi doğ­ru yo­la ilet­tik­ten son­ra kalp­le­ri­mi­zi eğ­rilt­me. Bi­ze ta­ra­fın­dan rah­met ba­ğış­la. Lüt­fu en bol olan sen­sin." (Âl-i İm­ran 8)  Ey Rab­bi­miz kıl­dı­ğı­mız na­maz­la­rı­mı­zı, tut­tu­ğu­muz oruç­la­rı­mı­zı, se­nin rı­zan için yap­mış ol­du­ğu­muz in­fak­la­rı­mı­zı in­di ila­hin­de ka­bul ede­rek bay­ra­ma gü­nah­la­rın­dan mağ­fi­ret edil­miş, bü­yük se­vap­la­ra na­il ol­muş kul­lar ola­rak gir­me­mi­zi na­sip ey­le.