Daha düne kadar dış güçlerin başımıza musallat ettikleri, PKK terör örgütünün bile hakkından gelemezken, savunma sanayiinde başlattığı milli ve yerli hamle ile dışa bağımlılığı azaltan ve kabiliyet gücünü yükselten Ülkemiz, bir asrı aşkın bir sürenin ardından yeniden üç kıtada etkin rol oynamaya başlamıştır.  
Yıllardır islam ümmetinin kan ve gözyaşları hiç durmadı. Elhamdülillah şu anda ise Libya'dan Sudan'a, Azerbaycan'dan Bosna'ya, Katar'dan Suriye'ye uzanan geniş bir coğrafya, yeniden Türkiye'nin gücüyle ve şefkat eliyle buluşmaya başladı. Güçlü Türkiye, mazlumların ve mağdurların umudu oldu. Geçmişinde bin yıl boyunca, üç kıta yedi denizde dünyanın adalet timsali olan aziz milletimiz, zincirleri kırarak, tarihi görevini yeniden üstlenmeye başladı. Bölgesinde dengeleri değiştiren, yeniden küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye'nin her hamlesinden sonra, tarihi kapılar bir bir açılmaya başladı. En son örneğini de bütün gücümüzle, gönlümüzle ve her türlü silahlarımızla yanında olduğumuz Azerbaycan'da, Karabağ'ın kurtuluşunda gördük.   Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayiine yapılan yatırımlarla harekât kabiliyeti yükselen, Türk Silahlı Kuvvetleri, kıtalar aşarak mazlumların ve mağdurların yanlarında yer alarak seslerine ses veriyor, güçlerine güç katıyor. Karabağ anlaşmasıyla Kafkasya'daki varlığını resmileştiren Türkiye, elhamdülillah yüz bir yıl sonra bölgeye adım attı. Osmanlı'nın Bakü Muharebesi'nin verildiği 1918 de veda ettiği Azerbaycan diyarında, Azerbaycanlı kardeşlerimizle 2020'de yeniden kucaklaştık. Barışın ve adaletin sembolü olan Mehmetçik, 94 yıl sonra Sudan'da, 97 yıl sonra Irak'ta, 98 yıl sonra Suriye'de, 102 yıl sonra Katar'da, 118 yıl sonra Libya'da, 132 yıl sonra Somali'de konuşlanarak tarihi görevini yeniden üstlenmeye başladı. Sudan topraklarından 1923'te koparılan Mehmetçik, 2017'deki Sevakin Adası anlaşmasıyla yeniden bölgede. Sudan'da TİKA, MTA, TPAO ve Tarım Bakanlığı çeşitli anlaşmalar çerçevesinde faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor. Şu anda, Somali'de ay yıldızlı bayrağımız yeniden dalgalanıyor. 2017'de TURKSOM Askerî Eğitim Üssü'nü Somali'de tesis eden Türkiye, yurtdışındaki en büyük askeri üssünü bu ülkede oluşturmuş oldu.
ABD nin, Katarı, Suudi Arabistan'a yem etme hesaplarını bozan ülkemiz, 2015 yılında ülkede inşa edilen Türk askeri üssü ile yeniden Körfez'e ayakbastı. Türkiye, Katar'da 2019'da ikinci askeri üssünü hayata geçirerek korkma ey Katar seni kimseye yem etmem mesajını verdi. Suriye de 402 yıl barış ve sükûneti sağlayan devletimiz, 1918'de bölgeden koparılmış ve suni sınırlarla kardeşler arasına setler çekilmişti. İç savaşın ardından hudutlarımızın tehdit edilmesiyle birlikte 2016'daki Fırat Kalkanı Harekâtı ile 98 yıl sonra, Mehmetçiğimiz Suriye'ye girdi.  Mehmetçik; İdlib operasyonu (8 Ekim 2017), Zeytin Dalı Harekâtı (20 Ocak 2018), Barış Pınarı Harekâtı (9 Ekim 2019), Bahar Kalkanı Harekâtı (27 Şubat 2020) ile PKK terör örgütünün belini kırarken, esaret altındaki Suriyelilerin de yüzünü güldürdü. Birçok stratejik kenti özgürlüğe kavuşturarak mazlumların sesi, eli ve umudu olduğunu gösterdi. 1918'de bizden koparılan Irak da, 2015 yılında inşa edilen, Başika Askeri Üssü ile birlikte, 97 yıl aradan sonra, kadim topraklardaki varlığımızı yeniden tesis ettik. Kıbrıs'ta 46 yıldır kilitli tutulan Kapalı Maraş'ın açılması hamlesiyle Akdeniz'deki gücünü perçinleyen Türkiye, iki bin askerle on altı yıldır Afganistan'da adaleti tesis ediyor. Türkiye ayrıca; Bosna Hersek, Arnavutluk, Kosova, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Lübnan'da da çeşitli milletlerarası anlaşmalar gereği asker bulundurmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara ve uyguladığı ambargolara rağmen, sınırları içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabilmesi ve sınırları dışında barış harekâtları yürütebilmesini, savunma sanayisinde elde ettiği ilerlemeye borçlu olduğunu belirtmiştir.
"Bugün Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara ve uyguladığı gizli-açık ambargolara rağmen, sınırları içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabilmesini, sınırları dışında barış harekâtları yürütebilmesini, savunma sanayisinde bu dönemde elde ettiği ilerlemeye borçludur. Özellikle son 5-6 yılda sürdürülen ve başarıyla bitirilen çalışmaların büyük katkısı olmuştur. Kahraman askerlerimiz sahada canları pahasına mücadele ederken, onlara vereceğimiz en büyük destek, savunma sanayimizi daha ileriye taşımak olacaktır. Savunma sanayisinde daha planlı, daha sistematik ve orta-uzun vadeli hareket etmemiz gereken bir döneme girdik. Savunma Sanayii Müsteşarlığını, Başkanlığa dönüştürüp, doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlamamızın asıl sebebi işte budur. Cumhurbaşkanı olarak bundan sonra daha da büyüyen bir güçle savunma sektörüne her tür desteği vermeye devam edeceğimizi belirterek, kuruluşundan bugüne kadar Savunma Sanayii Başkanlığımızın çalışmalarında emeği, katkısı, desteği olan herkese teşekkür ediyorum." ifadelerini kullanmıştır.
Türkiye'nin uygulanan tüm küresel ambargoları aştığı gibi, dost ve müttefik ülkelerin hava ve deniz ekipmanları ihtiyacını da karşıladığını ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız yine "Dünyanın ilk yüz savunma şirketi listesinde yedi firma ile temsil ediliyoruz. Sadece son beş yılda beş firmamız bu listeye girdi. Kendi savaş gemisini tasarlayan on ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA, TİHA üretiminde dünyanın ilk üç-dört ülkesi içerisindeyiz. Elektronik harpte bize çok büyük güç katacak karakulak yüksek frekans kestirme ve dinleme sistemi artık kullanıma hazırdır. Yeni sistem var olan koral ile düşman unsurlarını algılama, karıştırma ve köreltme alanında daha üstün kabiliyetlere sahip olacak" demiştir 
Yüce Rabbimiz, Devletimize, Milletimize zeval vermesin. Savunmaya yapılan yatırımlarla atağa geçerek PKK terör örgütünün pilini bitiren, kıtalar aşarak mazlumların, mağdurların yanında yer alarak, zalimlere karşı mücadele veren, güvenlik güçlerimizin de yardımcıları olsun ve muzafferiyetler nasip eylesin.