Namaz, oruç gibi ibadetlerin yerine getirilmesi konusunda, insanları ibadetlerden alıkoyan ve tembelliğe sevk eden iki büyük engel vardır. Birisi şeytan diğeri ise insanın kendi nefsidir.
Peygamberimiz: "Şeytan insanı Allah'a secde ederken gördüğünde hemen bir kenara çekilerek eyvahlar olsun. Âdemoğlu secde ile emrolununca hemen secde etti ve ona cennet vad olundu. Ben ise secde ile emrolundum isyan ettim bana ise ateş hak oldu der." (Müslim) buyurmuştur.
Bazı insanlarımız vardır ki namaza durduğunda bedeni namaz kılar ama aklen ve fikren dünyevi meşgaleler peşindedir. Çoğu zaman kaçıncı rekâtta olduğunu, Fatiha'dan sonra hangi sureleri okuduğunu sorsanız bilmez bile.  Bu kendimizi tam olarak namaza verip huşuyu yakalayamadığımızdan dolayı kaynaklanır. Peygamberimiz: "Şeytan namazda yanımıza gelerek o ana kadar hiç aklınızda olmayan şeyleri, şunu hatırla, bunu hatırla şeklinde vesvese vererek bir çok şeyleri hatırlatır. Hatta insana kaçıncı rekâtta olduğunu bile unutturur." (Buhari - Müslim) 
Şeytanın namazda Müslüman'lara vermiş olduğu vesveselerden bazıları şöyledir: Bir kimse namaz kılmak istediğin de veya namaza yeni başlamak istediğinde, daha vakit var ne acele ediyorsun? Şuanda önemli işlerin var veya misafirin var daha kılarsın veyahut ta sen daha gençsin hele bir hayatını yaşa bu yaşta namazmı olurmuş! Şeytan bu tür soru ve vesveselerle kandırmaya ve namazdan alıkoymaya çalışır. Kendisi başarılı olamazsa bu seferde şeytan kontrolü altına altığı insan şeytanlardan birini devreye sokarak benzer sorularla kandırmaya, Allah'a imandan ve ibadetlerden alıkoymaya çalışır. Haramlar konusunda da bir seferden veya bir kadehten bir şey olmaz gibi sözleri fısıldamak suretiyle aracı kıldığı kişiler ile Allah'a ibadetten ve hak yoldan alıkoymaya çalıştığı gibi yoldan da çıkararak o kişinin dünyasını ve ahiretini karartmaya çalışır. 
"De ki: İnsanların kalplerine vesvese  sokan [insan Allah'ı andığında] pusuya çekilen  cin ve insan şeytanın şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine [mutlak sahip ve hâkimine] . İnsanların İlahına sığınırım." Mealinde ki Nâs suresi nazil olduğunda ashap, peygamberimize ey Allah'ın resulü insanlardan da mı şeytanlar var dediklerinde, peygamberimiz şeytanın tamamen kontrolü altına alarak insanları kandırmak için aracı olarak kullandığı insanlar vardır. Onlar şeytanlardan daha etkili ve tehlikelidirler. Şeytanlar sadece vesvese verir. O şeytanın kontrolü altına aldığı insanlar ise birebir. Söylemleri ve fiilleri ile insanları daha kolay kandırma konusunda daha etkili olurlar ve içki, kumar, zina gibi haramlarla insanları yoldan çıkarırlar. Buyurmuştur. "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?" (Mâide 9-91)
Şeytan bir Müslüman'ın namaz kılmasına engel olamazsa o kimseye namazda musallat olarak sağa bak, sola bak der sonra da namazın buzuldu diye vesvese verir. Bu namazdan çıkarmaya kadar gidebilir veya çabuk kılınmasını parmaklar ile oynanmasını ve çıtlatılmasını telkin eder. Şeytan dar gelirli insanlara da çalışmakta ibadettir. Bırak namaz kılmayı, namaz sana göre değil. Hali vakti yerinde olanlar kılsınlar sen çoluğun, çocuğun için daha çok rızık kazanmaya bak. İlerde kılarsın veya Allah sana ne vermişki, ne diye namaz kılacaksın gibi vesveseler vererek aynı zamanda isyana sevk eder. Hastalara giderek hastaya zorluk yoktur, namazı iyileşince kılarsın der. Bazen de onun zafiyetinden yararlanarak hastayı isyan ettirerek küfre bile götürebilir. 
Şeytanın bu tür vesveselerinden kurtulabilmek için neler yapmak gerekir? Öncelikle şunu bilmeliyiz ki şeytan ve dostları her an pusuya yatarak avını bekleyen avcılar gibidirler. Her fırsatı bulduklarında gereklerini yaparlar. Onun için şeytanın bu tür hile, tuzak ve desiselerini bilip ona göre konumlanmak gerekir. Her şeyden önce şeytan ve yardımcılarından korunabilmek için Allah'a sığınmak gerekir. Bu aynı zamanda Allah'ın bir emridir. Hani merhum milli şairimiz M.A Ersoy "Saye sarıl hikmete ram ol. Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol." Diyor ya. Besmele çektiğimizde Felak Nâs Fatiha ve daha birçok sure ve ayetleri okuduğumuz zaman Rabbimize sığınmıyor muyuz? Kur'an-ı Kerim'de şeytanın hilesi zayıftır." (Nisâ 76)  Bu durumlarda yapılacak şey şeytanın vesveselerine iltifat etmemek ve sığınılması gereken yüce kudrete sığınıp teslim olmaktır. 
Peygamberimiz "Birinizin ayağı takılıp yere düşerse şeytana lanet okumasın çünkü şeytan kendisinin ciddiye alındığını düşünür ve sevinir. Bu durumda Bismillah deyin ki şeytan küçülerek kaybolup gitsin"  Namazda iken, bizlerin beşeriyetinden kaynaklanan bazı olumsuz şeyler vardır ki elimizde olmadan namaz kılarken Rabbimizle bizlerin arasına perde olmak isterler. Ashap tarafından, Hz. Ömer'e namazda yanıldınız ve 4 rekatlı namazı 3 rekat kıldırdınız denildiğinde "Irağa asker gönderiyordum. " der. Hiçbir meşakkat ve sıkıntının olmadığı an kılınan namazlarla, sıkıntılı anlarda kılınan namazlar elbette ki aynı olmaz.
"Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler." (Mâide 55)                                                                                                                    
Ey Rabbimiz bizleri nefsimizin her türlü şerlerinden, şeytanın vesvese ve tuzaklarından, yanlışlardan, kötülüklerden, günahlardan, haramlardan bizleri koru ve ibadetlerimizi amacına uygun bir şekilde yerine getiren kullardan eyle.