Dinimizin ilk farzı, peygamberimizin veda hutbesindeki son vasiyeti olan namaz, günlük devamlılık arz eden tek ibadettir. Müslümanlığın olmazsa olmazı ve sembolü olan namaz bütün iyiliklerin kaynağı, ibadetlerin özü, özeti olup bütün peygamberlere ve ümmetlere farz kılınmıştır. 
İnsanları her türlü kötülük ve günahlardan alıkoyan ibadetlerin başında namaz gelir. Bir Müslüman'ın hem namaz kılmasını hem de içki içip, kumar oynamasını, insanlara haksızlık ve zulüm etmesini düşünemeyiz. Namazını kılan bir kimsede bu tür yanlışlıklar var ve onu olumlu yönde etkilemiyorsa namazla yanlışlıklar uzun süre bir arada gitmez. Ya namaz o kötülükleri bıraktırır veya kötülükler galebe çalarak ona namazı bıraktırır. Nefis ve şeytanla mücadele etmek kolay değildir. Bu uzun ve sıcak yaz günlerinde oruç tutmak, namaz vakitleri geldiği zaman abdest alıp namaz kılmak nefse ağır gelen şeylerdir. Şeytan da zaten pusuda vesvese vermeye devam ediyor. İmanda da biraz zafiyet varsa nefse ve şeytana teslim oldu demektir. 
Bazı kardeşlerimiz var ki hiçbir şey umurunda değil. Ne namaz var, ne oruç nede öyle bir dertleri var. Gücünün, kuvvetinin, sağlığının böyle kalacağını ve böylece devam edeceğini zannediyor. Ölüm hiç aklına bile gelmiyor. Ne zaman güçten kuvvetten düşerse o zaman namaz, oruç gibi ibadetler aklına geliyor. Bilmiyor ki gençlikte yapılan ibadetler Allah indinde daha makbul ve sevabı çok daha fazladır. İnsanlar buluğ çağına girdiği günden itibaren ki kılmadığı namaz ve tutmadığı oruçlardan da sorumludur. "Siz iman ettik demekle, imtihana tabi tutulmadan ve imanın gereklerini yerine getirmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz?" (Ankebut 2) "Hanginizin daha iyi amel işleyip işlemediği konusunda sizi imtihan etmek için hayatı ve ölümü yarattık." (Mülk 2) "Siz başıboş ve sorumsuz olarak yaratıldığınızı ve tekrar yeniden diriltilip hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz?" (Mü'minun 115)  "O günahkârların, Mahşer günü, Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de nasıl salih ameller işleyeceğiz bir gör diyecekleri zamanı bir görsen!" (Secde 12)
Hıristiyanlarda ruhbanlar sınıfı oluşmuştur. Rahip ve rahibeler evlenmezler, çalışmazlar, mal ve mülk edinmezler.   
Sebebi ise eşin çocukların malın ve mülkün kendilerini dünyaya bağlayacağına ve Allah'tan uzaklaştıracağına inanırlar. Bunlar dinimize göre yanlıştır. Dinimizde Evlenme çağına gelenlerin Allah'ın emri üzerine evlenmeleri, mutlu yuvalar kurmalar hayırlı ve güzel ahlaklı evlatlar yetiştirmeleri öngörülmüştür. 
Yine dinimizde çalışmak alın teri ve emek övülmüştür. Tembelliğe be miskinliğe kesinlikle yer verilmemiştir. Dünyaya çalışacağız fakat dikkat edilmesi gereken husus ise, Dünya'ya çalışırken bu çalışmalarımız ahirete çalışmamızı (namaz oruç vb.) ibadetlerimizi engelliyorsa işte o yanlıştır. İbadetleri engellememek kaydı ile istediğin kadar çalışabilirsin. Bedeni olarak günlük tek ibadetimiz namaz. 5 vakit namazda sünnetleriyle birlikte toplam 40 rekat. 40 rekat yaklaşık 40 dakikamızı alır. 1 gün 24 saat, 60 dakika ile çarptığımız zaman 1440 dakika eder. Yüce rabbimiz 1440 dakikanın sadece 40 dakikasını benim için ayırıp verdiğim rızık, nimet, sağlık ve sıhhat için bana ibadet edeceksin buyurmuş. Eğer onun rızasını kazanma yolunda bir gayret gösterirsek rızkımızı da bollaştıracağını bildirmiştir. "(İman edip imanın gereklerini yerine getirin ki) Allah üzerinize gökten bol rızıklar indirsin. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın size bol bol rızıklar ihsan etsin." (Nuh sur. 11-12) Peygamberimiz de 5 vakit namazını kılan birisine bütün gün ibadet ediyormuş gibi sevap yazılacağını bildirmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de cinlerin, rüzgarın Hz. Süleyman'ın emrine verildiği, bununla birlikte onun emrine çok hızlı hareket eden atların verildiği bildirilir. Onları çok seviyor. Bir gün onları severken birde bakıyor ki güneş batıyor. İkindi namazı geçmiş. Allah ile benim arama girerek beni Allah'a ibadetten alı koyan hiçbir şeyi istemem diyerek elden çıkardığı haber verilir. Çalışmak kazanmak insanlara yararlı ve faydalı olmak, zekât, fitre veya ödünç vererek sıkıntılarını gidermek güzel şeyler fakat ibadetlerimize engel oluyorsa oturup düşünmek gerekir. Peygamberimiz; "Akıllı Müslüman o dur ki dünyası için ahiretini ahireti içinde dünyasını terk etmeyen kimsedir." Diğer bir hadiste ise "Ölümü en çok ananlar ve ecel gelip çatmadan önce en iyi şekilde ölüme hazırlananlar, işte en akıllı miminler onlardır " buyrulmuştur. Bu dengeyi iyi kurmamız lazım çünkü bizim için ikisi de önemli. Ebedi olanı fani olana tercih etmek akıllı bir müslümanın işi olamaz. 
Dünyada bizleri her türlü kötülüklerden ve günahlardan koruyup, rızkımızın bereketlenmesini sağlayacak olan ibadetlerin başında namaz geldiği gibi, Allah'ın rızasını kazandırıp bizlere cennetin yollarını açacak olan da namazdır. Peygamberimiz "Namaz üzerine farz olduktan sonra düzenli ve güzel bir şekilde namazını kılan bir Müslüman'a beş tane müjde vardır" buyurur 1- Dünyada geçim sıkıntısı çekmez (Rabbim ona hiç ummadığı yerlerden rızıklar halk eder anlamındadır.) 2- Ölürken ölüm acısı ve ızdırabı duymaz. 3- Ölürken kıldığı namazlar onun etrafına bir kale, kalkan olur, şeytanla irtibatı keserek son nefesinde şeytanın onu kandırmasına fırsat vermez. (Dualarımızda hani hep deriz ya, Allah'ım son nefesimizde imanla, Kur'an la, Kelime-i şahadeti getirerek ruhumuzu teslim etmeyi bizlere nasip et diye) 4- Hiçbir gölgenin olmadığı o dehşetli mahşer gününde,  arşın gölgesinde gölgelendirilir. 5- Sıratı yel gibi geçer ve cennete girer.
Ey Rabbimiz bizleri dünyada ki bu imtihan sürecinde fani dünyaya aldanıpta ahiretini ihmal eden kullardan kılma. Bizi bize bırakma. Nefsimizin ve şeytanın her türlü hile, tuzak ve vesveselerinden sana sığınırız. Bizleri ve ehlimizi senin emri ilahine uygun olarak yaşamını sürdüren kullarından eyle.