Zeytinyağı kullanımı, önceki yıllarda bu denli yaygın değildi. Ticaretin bu kadar yaygın olmaması mı diyelim yoksa maddi imkânlardan mı diyelim bilemiyorum.

Sağlıklı beslenme geçmişte bu kadar ön planda değildi. Şimdilerde daha çok anlıyoruz, sağlıklı beslenmenin hayatımız da ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu…
İnsanlar sadece ilk zamanlarda sadece salatalarda zeytinyağı kullanırken daha sonra zeytinyağlı yemekler hayatımıza girdi. Ve hatta kahvaltı sofralarında bile zeytinyağı tüketilir oldu.
Televizyon programlarında gerek doktorlar, gerek aşçılar, gerekse reklamlar sayesinde zeytinyağı kullanımı büyük artış gösterdi.

Türkiye, her yönden zengin bir ülke… Zeytin de bu zenginlikten sadece bir tanesi… Bu konuda oldukça şanslıyız çünkü zeytin ağacı her toprakta yetişmiyor. Fakat bu şansın sanırım pek farkında değiliz. En iyi zeytinyağlarına sahibiz ama tüketmiyoruz, hak ettiği değeri veremiyoruz.

Zeytinyağı, içeriği bakımından o kadar zengin ki, gerek içerdiği vitaminler, gerek sağlığa olan yararı bakımından bilim insanları anne sütüne neredeyse eş değer bir besin olduğunu söylüyorlar. Kalp ve damar hastalıkları ile kolesterolü önlemesi ve kolay sindirimi gibi faydalı birçok özelliğini sayabiliriz. 

Fakat toplumda şöyle de bir yanılgı var, her üzerinde zeytinyağı yazan şişe de aynı kalitede ürün bulunmaz. Zeytinyağının işlenme şekli bile kalitesini etkiler. İçerisinde katkı maddeleri olabilenlere karşı en doğalı kimyasal işlemlere maruz kalmayanlarıdır.

Ahudem markasıyla Çorum'da piyasaya sunduğumuz zeytinyağları, bu doğrultuda özenle seçilmiş zeytinlerden doğal yöntemlerle hazırlanıyor. İç Anadolu Bölgesi'ne tanıtmayı hedeflediğimiz ürünlerimiz kalite ve doğallığı ile oldukça iddialı. Deneyen herkesin de bu fikirde olacağına inanıyor, zeytinyağının eksik olmadığı sofralar diliyoruz.