25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan CHP Merkez İlçe Başkanı İsmail Kalender; "Kadın evinin, köyünün, ilçesinin, ilinin, ülkesinin temel direğidir. Kadınlar analarımızdır ve toplumu oluşturan temel birimin ailenin en önemli parçasıdır." dedi
Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün olmadığını ifade eden Kalender; "Hz. Muhammed, "Cennet anaların ayağının altındadır" diye buyurmuştur. Dolayısıyla kadınları korumak, kollamak ve onların daha mutlu ve huzurlu olmasını sağlamak bizlerin en büyük görevidir. Bir toplumun medeniyet düzeyi, insan haklarının ayrılmaz en önemli parçası olan kadın haklarına verdiği değerle ölçülmektedir. Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değildir. Kadın hakları mücadelesi, insan hakları mücadelesinin en güçlü halkasıdır ve kadınlarımızın özgürlük haykırışları her türlü baskıya rağmen susturulamamış ve susturulamayacaktır. Güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete hayır diyoruz." dedi

Kadınların sırtındaki ev ve bakım yüklerinin giderek arttığını vurgulayan Kalender, kadınların daha da bağımlı hale getirildiğini aktardı. 
15 yılda toplam 6 bin 446 kadın cinayeti yaşandığını dile getiren Kalender, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;  "2002 yılında 66, 2003 yılında 83, 2004 yılında 164, 2005 yılında 317, 2006 yılında 663, 2007 yılında 1011, 2008 yılında 806, 2009 yılında 1126, 2010 yılında 217, 2011 yılında 257, 2012 yılında 165, 2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409 kadın öldürüldü. 2018 yılı ilk 10 ayında ise bu sayı 329'dur. Bu yılın ilk 8 ayında en az 870 kadın şiddete, 342 kadın tecavüze uğradı. Kadın cinayetleri 14 yılda 4 kat arttı. Kadınların yüzde 36.4'ü  şiddet nedeniyle boşanıyor. İşsiz kadınların sayısı her yıl artıyor. Kadınlar erkeklerden yüzde 17.8 daha düşük ücret alıyor.  Bu karanlık tabloyu yorumlamak için, 15 yıllık süreçte kadının toplumsal hayattan sistematik olarak dışlanmasının, taciz ve tecavüzlerin birileri tarafından meşrulaştırılmasının ve kadın cinayetlerinin "iyi hal indirimi" gibi uygulamalarla cezalandırılmamasının nedenlerini de sorgulamak gerekir. Kadına yönelik şiddeti sadece failin "psikolojik rahatsızlığına" indirgemek, şiddetin gerçek nedenlerini görmezden gelmek demektir. Bu eril iktidarın uygulamalarına karşı topyekûn mücadele etmezsek çok daha karanlık bir tablo ile karşılaşabiliriz. Bu duygu ve düşüncelerle mevcut iktidarın faşizan yönüyle mücadele ettiğimiz gibi cinsiyetçi ve ayrımcı yönüyle de mücadele edeceğimizi beyan ediyor, güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete hayır diyoruz."