Yeniden Refah İl Başkanı Yakup Taş,  “Aşı olmak isteyenler elbette ki aşılarını olsunlar, buna kimsenin karşı çıkma hakkı yoktur. Ancak, aşı olmak istemeyenlere de herhangi bir zorlama yapılması hem Anayasaya hem de insan haklarına aykırı bir uygulamadır.” dedi.

Özellikle bayram sonrası vaka sayılarının çok artmasıyla gündeme getirilen coronavirüs aşısının zorunlu tutulması tartışmalarına da değinen Taş, Endonezya, Taylan ve İngiltere örneklerini vererek, bu ülkelerde aşılama başladıktan sonra vaka ve ölüm sayılarının arttığını bunun özellikle bilim insanlarını tarafından izaha muhtaç olduğunu söyledi.

Aşı yaptırmayan 20 milyondan fazla vatandaşın adeta dışlanma, aforoz edilme, vatan haini ilan edilme tehdidi ile karşı karşıya olduğunun altını çizen Taş, “Bu kabul edebileceğimiz bir durum değil. Her şeyden önce zorunlu aşıda diretenlerin şunu açıklaması gerekiyor: Endonezya'da aşılama başlayana kadar 818 bin vaka 25 bin ölü sayısı görüldü. Aşılamanın yapıldığı ilk altı ay sonunda 3 milyon 239 bin vaka 86 bin 800 ölü sayısına ulaşıldı. Diğer bir örnek de Mart 2021'de aşılamaya başlayan Tayland'da pandeminin başından mart ayına kadar hasta sayısı 26 bin ölü sayısı sadece 85'te kalmış. Aşılama başladığından itibaren geçen 4 ayda hasta sayısı 543 bin 361'e ölü sayısı ise 4397'e yükselmiş. Aşıyı zorunlu hale getirmek isteyenlere ve özellikle Bilim Kurulumuzun bu rakamları açıklaması gerek. Yetişkin nüfusunun neredeyse tamamını aşılayan İngiltere'de vaka sayıları 50 bini aştı. Yeniden kapanmayı düşünüyor. Dünya geneline baktığımızda geçtiğimiz yıl yaz aylarında aşısız dünyada günlük toplam vaka sayısı 150 bin, bu yıl yaz ayında en az 3 milyar insanın 1 doz aşılandığı bir dünyada günlük vaka sayısı 550 bini aşmış durumda. Bütün bu istatistikler aşılamanın vakayı önleyemediğini gösteriyor.”dedi.

‘ZORUNLU AŞI TOPLUMSAL KARMAŞAYA YOL AÇAR’
Zorunlu aşının Anayasaya aykırı bir durum olduğunun altını çizen Taş, “Aşı olmak isteyenler elbette ki aşılarını olsunlar, buna kimsenin karşı çıkma hakkı yoktur. Ancak, aşı olmak istemeyenlere de herhangi bir zorlama yapılması hem anayasaya hem de insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Basında sıkça dillendirilen aşı olmayanların AVM'ler, restoranlara, kamu kurumlarına, okullara, toplu taşıma araçlarına alınmaması gibi bir durumun uygulanması halinde büyük bir kaosa sebep olur. Toplumsal karmaşaya yol açacak son derece tehlikeli bir durumdur.” ifadelerini kullandı.

Mevcut aşıların bilimsel süreci tamamlanmadan kullanıma sokulduğunu dolayısıyla aşı sayılamayacağını ileri süren Taş, “Birçok bilim adamının dediği gibi bu sıvılara aşı değil aşı adayı demek daha doğru olur. Üreticisinin sorumluluk kabul etmediği aşı adayı bu sıvıların insanlarımıza zorla enjekte edilmesini kabul edemeyiz. Faz çalışmaları, insan ve hayvan deneyleri tamamlanmayan bu sıvıların özellikle de genetik bozulma, kanser riski ve otoimmün hastalıkları riski olan mRNA aşılarının yapılmasını büyük tehlike arz ediyor.” dedi.

“Bugüne kadar yapılan diğer aşılar için bize onam formu imzalattılar mı?” diye soran Taş, coronavirüs aşıları için imzalatılan formların şüphe uyandırdığını ve ileride doğabilecek muhtemel olumsuz sonuçlardan dolayı kimsenin sorumluluk almak istemediği için imzalatıldığını belirtti. 

‘YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞI EKSİKLİĞİNE TATMİN EDİCİ CEVAP VERİLEMEDİ’
Türkiye'nin dört bir yanında meydana gelen yangınların canlarını yaktığını söyleyen Taş, yangınların söndürülmesinde emek gösteren görevlilere ve vatandaşlara teşekkür etti. 
Taş, yangın söndürme uçaklarının yetersiz olduğu iddialarına ilişkin şunları dile getirdi:

“Ülkemizin ciğerlerini yakan orman yangınlarında hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Bu gibi afetlerde ülke olarak gerekli tedbirleri almakta geç kalıyoruz. Asıl yapılması gereken felaketler yaşanmadan gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Gündeme getirilen yangın uçaklarının yetersizliği Rusya'dan alınan uçakların yetersizliği ve özellikle Cumhurbaşkanlığı filosundaki 13 uçak bulunurken yangın söndürme uçaklarımızın olmaması milletimize izah edilecek bir durum değildir. Yetkililerin özellikle hükümetin ve ilgili bakanlıkların kamuoyunu aydınlatıcı açıklamalar yapmaları, bu hususta tatmin edici cevaplar vermeleri son derece önemlidir. Yangınların başladığı zamandan beri maalesef tatmin edici cevaplar alınamadı.” 

Editör: Haber Merkezi