Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Allerji ve İmmünolojik Hastalıklar Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, hava yollarının daralmasıyla nefes almayı güçleştiren astımın, D vitamini düzeyi normal kişilerde görülme sıklığının daha düşük olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Kalyoncu, astımın genetik zeminde belirli çevre koşullarıyla gelişen bir hastalık olduğunu söyledi.

Astımın, gelişen tedavi seçenekleriyle giderek öldürücü olmaktan uzaklaşmasına karşın halen ciddi derecede kişilerin yaşam kalitesini bozan bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Kalyoncu, "Dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunmakta ve her yıl 250 bin kişi bu hastalıktan kaybedilmektedir." dedi.

Kalyoncu, astıma bağlı ölümlerin ilaca erişimin bulunmadığı ya da kısıtlı olduğu Afrika ve Asya ülkelerinde görüldüğünü anlatarak, "Türkiye'de astımdan hastaneye yatışlar bile azalma trendindedir." diye konuştu.

Hastaların dörtte üçünde astımın 30 yaşından önce başladığını belirten Kalyoncu, şöyle devam etti:
"Astımın, alerjik olsun olmasın, nezle, sinüzit ve egzamayla kuvvetli bir beraberliği vardır. Çocukluk çağında gıda ve çevresel etkenler, erişkin yaşlarda ise ilaçlar ve mesleki etkenler ön plana çıkmaktadır. Yaş ilerledikçe eklenen tansiyon yüksekliği, diyabet, kalp ve mide-bağırsak hastalıkları gibi durumlar astımı olumsuz etkiler. Ağır ve sorunlu astım, genellikle orta yaştan sonra olan ve bu hastalıkların eşlik ettiği önemli bir durumdur. Bütün astımlıların yüzde 10-15'i ağır derecedir."

Astımın çeşitli ülkelerde, farklı çevre ve yaşam koşullarına bağlı olarak farklı oranlarda bulunduğunu bildiren Kalyoncu, "Hastalığın çok az olduğu yerler kadar çok sık olduğu yerler de var." dedi.

Kalyoncu, astımın, Türkiye'de sıklığı ve risk faktörleri açısından en sık araştırılan hastalıkların başında geldiğine dikkati çekerek, "Sahil yerleşim yerlerine göre iç kesimlerde, kırsal kesime oranla da şehirlerde daha yüksek sıklıkta görülüyor. Türkiye'de astımla çocuklarda ortalama yüzde 7-10, erişkinlerde ise yüzde 5-7 oranlarında karşılaşılmaktadır." bilgisini verdi.

Bu rakamların daha fazla ya da az olduğu illerin bulunduğunu belirten Kalyoncu, "Nüfus hareketlerinin yoğun olduğu illerde artış veya azalma trendi gösteren illerimiz de var. Örneğin, Adana'da artış trendi varken, Ankara nispeten daha stabil bir trend izlemektedir." ifadelerini kullandı.