Çorum Özel Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanları Uzm. Dr. Ayfer Cerit, Uzm. Dr. Zühal Gülsüm Şimşek ve Uzm. Dr. Cihat Coşkun, iyot ve iyot eksikliği hastalıklarıyla ilgili açıklama yaptılar.

1-7 Haziran İyot Eksikliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası nedeni yapılan açıklamada Çorum Özel Hastanesi İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanları şunları söylediler: 

“Tiroid bezi hastalıkları ülkemizde tüm bölgelerimizde sık görülmekle birlikte en çok Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Göller Bölgelerimizde rastlanmaktadır. Ülkemizde böylesine yoğun görülen tiroid hastalıklarının en önemli nedeninin iyot ve selenyum eksikliği olduğu tespit edilmiştir.

İyot, tiroid hormonu üretimi için çok gereklidir ve insan vücudunda bulunmadığı, depolanmadığı için mutlaka dışarıdan gıda ile alınması gerekir. Bu element, anne karnındaki ceninin beyin - sinir gelişimi için de çok önemlidir. Normal erişkin insanın günlük iyot ihtiyacı 100-150 µg'dır. Gebelik ve emzirme dönemlerinde ise ihtiyaç artmaktadır, 200-300 µg/gün iyot alımı olmalıdır. 

GUATR NEDİR?
İyot, su, gıda veya ilaç ile alındıktan sonra bağırsaklardan emilerek kana karışır, önce tekli -  ikili iyot molekülü içeren öncül tiroid hormonları sonra bunlardan 3 ve 4 iyot molekülü içeren T3 ve T4 hormonları yapılır.  Yeterince iyot alamadığımız zaman T3 ve T4 hormonları yeterince yapılamaz ve daha fazla hormon yapılabilmesi için tiroid bezinde büyüme olur. Tiroid bezinin bu tür büyümelerine guatr denir.  

İYOT EKSİKLİĞİ NELERE YOK AÇAR?
Yeterli iyot alınmaması, özellikle okul çağındaki çocukların öğrenme yeteneğinde azalmaya ve algılama güçlüğüne neden olmaktadır. Eğer iyot eksikliği çocukluk döneminde çok belirgin ise beyin gelişimi de iyi olmayacağından zeka geriliğine dahi neden olabilir. İyot eksikliği kadınlarda düşük yapmaya, gebe kalmada zorluğa neden olur. Veganlarda iyot eksikliği etkin olabilir. Laktoz intoleransı olanlarda da iyot eksikliği görülebilir.

İYOT KAYNAKLARI
Başlıca iyot kaynağı, deniz ürünleri, mandıra ürünleri ve iyotlu tuzdur. Deniz - okyanustaki iyot, atmosfere karışır ve tekrar yağmurlarla toprağa-suya geri döner. Deniz ürünleri çok iyi bir iyot kaynağıdır.  Deniz yosunu ve bitkileri ile deniz hayvanları (balıklar-böcekler) deniz suyundaki iyotu iyi depolarlar. Deniz ürünleri iyotu en yoğun bulunduran ürünlerdir ama mandıra ürünlerine göre daha az tüketilirler.
Herhangi bir tiroid rahatsızlığı yoksa mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. İyotlu tuz alırken ve kullanırken,  iyotun buharlaşıp havaya karışmaması için şu hususlara dikkat edilmesi gerekir:
Poşet ambalajdakilere göre ışık-güneş almayan, içini göstermeyen tuzluk şeklindekiler tercih edilmeli,
Bu tuzlukların ağızları kapalı tutulmalı,
Güneş, ateş, fırın yanı gibi sıcağa-ısıya ve ışığa maruz bırakılmamalı, karanlık-serin yerler tercih edilmelidir.

Yemek pişirirken tuz başlangıçta-kaynamadan önce konulmamalı, tencereyi ocaktan indirmeden hemen önce ilave edilmelidir. Böylece iyotun buharlaşması önlenmiş olacaktır.
İyot eksikliğinin yol açtığı guatrı önlemek için ülkemizde, 1998 yılı Temmuz ayından itibaren Türk Gıda Kodeksi Yemeklik Tuz Tebliğine göre sofra tuzlarının iyotlanması zorunlu olmuştur. Guatr yoksa mutlaka yukarıda bahsedilen kullanım özelliklerine dikkat edilerek iyotlu tuz kullanılmalı, özellikle gebelik ve emzirme dönemlerinde iyot alımına özel önem gösterilmeli, iyotlu tuzla yeterince iyot alımı yapılamıyorsa, doktor tavsiyesiyle yoğun iyot preparatları kullanılmalıdır. Bu dönemlerde iyodun mutlaka çok iyi alınması, bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimi için çok önemlidir.

Ailede bir kişinin iyotsuz yemesi gerekiyorsa, yemekler tuzsuz pişirilmeli, sonrasında herkes kendi tuzunu kullanmalıdır. İyotsuz tuz kullanması gereken kişiler, yoğun iyot içerikleri nedeniyle iyot içeren öksürük şuruplarını, kalpte ciddi ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan "Amiodarone" etken maddeli ilaçları, yoğun iyot içeren multivitamin preparatlarını da kullanmamaya özen göstermelidirler. Ayrıca, koroner anjiografi, tomografi ve bazı böbrek filmi çekimleri sırasında damardan verilen kontrast maddelerin yoğun iyot içerdiği unutulmamalıdır ve bu gibi durumlarda gereken önlem alınmalıdır.”