Hatim deyince, Kur'an-ı Kerim'i ezber veya yüzünden, baştan sona kadar okumak akla gelir.
Enes b. Malik'ten gelen bir rivayette Hz Peygamber (sav) "Amellerin en hayırlısı, Kur'an okumaya başlamak ve hatmetmektir" buyurmuştur. Bizzat kendisi de Kur'an-ı Kerim'i daima okur, her Ramazan ayında da o sırada nazil olan bölümleri Cebrail ile karşılıklı olarak birbirlerine okurlar mukabele ederlerdi. Bu nedenle özellikle Ramazan aylarında bir kişinin Kur'an-ı Kerim'i okuyup hazır bulunanların da takip ederek veya dinleyerek hatmetmeleri yani Mukabele geleneği doğmuştur.
İslamın Kur'an-ı Kerim'den sonraki ikinci kaynağı Sünnet /Hadis'tir. Hadis kitapları arasında en fazla rağbet göreni de İmam Buhari'nin derlemiş olduğu "Sahih-i Buhari" adlı eserdir. Tarih boyunca hadis öğretmenimize büyük önem verilmiş "Daru'l Hadis" adı verilen medreseler kurulmuştur. Buralarda binlerce hadisi ezbere bilen hadis hafızlarının yanı sıra Sahih-i Buhari hafızları da yetişmiştir. Buralarda yetişen alimler, camilerde hadis halkaları oluşturarak hadis dersiyle Müslümanları aydınlatmışlardır.
Sahih-i Buhari'nin sıkıntılı günlerde okunduğu takdirde insanı huzura kavuşturacağına, düşmana karşı koymada etkili olacağına inanılmaktadır. Bu nedenle savaşlardan önce ve zaferlerden sonra Kur'an-ı Kerim ve Buhar-i Şerif hatimlerinin okunduğu bilinmektedir.
Tarihte Moğol istilası karşısında bütün ordular aciz kalmışlardır. Moğolların Memlüklülere saldırıya geçtiği sırada Buhar-i Hatmine başlanmış ve Moğol ordusunda bozgun ortaya çıkmıştır. Bu zaferle Moğol ordusu Aynicalut denilen yerde durdurulmuştur. Mısır'da Buhar-i Şerif hatimleri sık sık tekrarlanmıştır. Bu gelenek; Tunus, Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinde de devam etmiştir. Büyük merasimlerle dualanmıştır.
Osmanlı Sultanları da Buhari-i Şerif hatimlerine önem vermişlerdir. Kur'an-ı Kerim hatmine benzer biçimde her bir görevlinin belli bölümleri okuması ve muayyen bir sürede kitabın tamamının bitirilmesi cihatine gidilirdi.
Hatta bu hatimleri sistemli bir halde sürdürebilmek için büyük camilere Buhari Han kadroları tahsis edilmiştir. Buhari hanlar, bir halka oluşturarak okumuşlardır. Son kısmını da kalabalık bir cemaat huzurunda okumayı tercih ederlermiş. Son hadise gelindiğine herkes ayağa kalkar ve bu kısım 101 defa tekrar edilirmiş. Sultanın, vezirlerin, devlet ekranının, alimlerin ve meşayıhın huzurunda Buhar-i Şerif hatmi için dua yapılırmış.
Duaya şiddetle ihtiyaç duyulduğu dönemlerin de halkımız, Buhar-i Şerif okunarak hatmedilmesine büyük önem vermiş ve yöneticiler de onların bu yöndeki isteklerini yerine getirmişlerdir.
Yakın tarihimizde Balkan Savaşları esnasında Ezher Şeyhi, Osmanlı ordularının zafer kazanmasını niyaz ederek cemaatten Sahih-i Buhari okumalarını istemiştir. Birinci Cihan Savaşı sırasında Balıkesir'de ordumuzun Çanakkale'de muzaffer olması için Buhar-i Şerif hatmi yapılmış ve Hoca Ali Camiinde cemaat huzurunda dualanmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle Libyalı Şeyh Ahmet es-Sünusi tarafından Buhari hatmi yapılmıştır.
Yakın tarihimizin en unutulmaz tablosu 1920 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye'de Büyük Millet Meclisi açılacağı zaman ülkenin her yerinde Sahih-i Buhari hatimleri yapılmıştır. 21 Nisan 1920'de Heyet-i Temsiliyye adına Mustafa Kemal imzasıyla 61. Fırka kumandanı Rıfat Beye çekilen telgrafta "Bi-mennihi'l-Kerim Nisan'ın 23. Cuma günü Cuma Namazını müteakip Ankara'da Büyük Millet Meclisi küşat edilecektir (açılacaktır)" dendikten sonra "Yevm-i mezkurun teyid-i kutsiyeti için bugünden itibaren vilayet merkezlerinde vali beyefendi hazretlerinin tertibiyle hatim ve Buhar-i Şerif tivatine başlanacağı mukaddes ve mecruh vatanımızın her köşesinde aynı suretle bugünden itibaren Buhari hatimlerinin okunmasına başlandı. Nihayetinde Buhar-i Şerif'in dua niyetiyle hatmi, Kur'an-ı Kerim cüzlerinin ayrı ayrı şahıslar tarafından okunması işlemi tamamlanmış ve Hacı Bayram Camiindeki namaz ve duadan sonra Meclisimiz açılmıştır.
İslam'ın iki temel kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin okunması, öğrenilmesi ve gereğiyle yaşanması, elbette Müslümanın hayatında çok önemlidir. İslam tarihi boyunca tefsir ilminin yanı sıra hadis ilmine de önem verilmiş olması, bunun bir göstergesidir.
Kur'an-ı Kerim hafızlarının yanı sıra Hadis hafızlarının ve Buhari hanların yetişmiş olması da İslam dünyasının bir zenginliği ve Hz Peygamber'e olan sevginin bir işaretidir. Selçuklular ve Osmanlılardan miras kalan bu geleneğin en iyi örneği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı öncesinde Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Kur'an-ı Kerim hatminin yanında Buhari hatmini de yaptırmış olmasıdır. Bu örneği günümüze, Afrin ve benzeri harekat da tatbik etmek mümkündür. Kur'an Kurslarımızda ve İmam Hatip Liselerimizde Kur'an hatimleri yapıldığını biliyoruz. Buna Buhari hatminin de eklenebileceğini düşünüyorum. Bu hatim de ordumuzun muzaffer olması ve şehitlerimizin ruhları için dualanabilir.