Amel, insanların bir amaç doğrultusunda gerçekleştirdikleri davranış veya söylemlerdir. Kur'an-a göre insanın yaratılışının ve dünyaya gönderilişinin belli bir amacı vardır. İyi veya kötü olarak gerçekleştirdiğimiz her davranış sevap veya günah olarak kaydedilmektedir. Ahirette ise ceza veya mükâfat olarak karşılık bulacaktır.            
Yüce Rabbimiz peygamberler aracılığıyla yaratılış amacımızı, sorumluluklarımızı, sevap veya günah kazandıracak davranışları da biz insanlara bildirmiştir. "Hanginizin daha iyi amel işleyip işlemediği hususunda sizi imtihan etmek için hayatı ve ölümü yarattık." (Mülk 2) "Her canlı, ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz." (Enbiya 35) . "Siz başıboş ve sorumsuz olarak yaratıldığınızı ve tekrar yeniden diriltilip hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz." (Müminun 115) 
Bir iyiliğin veya ibadetin ecir ve sevap kaynağı olması için ameli işleyen kimsenin öncelikle iman sahibi olması gerekir. İman, olmazsa olmaz ve ön şarttır. Kişinin önce kendisini yoktan var eden, sayısız rızık ve nimetler veren sağlık ve sıhhat bahşeden Yüce Rabbini tanıması, ona iman etmesi ve onun iradesine tam bir imanla teslim olup peygamberler aracılığı ile bildirdiği mesajlara şeksiz ve şüphesiz inanması gerekir. "Kim, İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden(böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o ahirette zarar edenlerden olacaktır" (Al-i İmran sur. 85)  İmandan sonrada salih ameller gelir. "Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi kabul edilmeyecektir. Onlar için elem verici bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur." (Âli İmran 91) Huşu içerisinde kılınan namazlar, sırf Allah rızası için tutulan oruçlar, riya ve gösterişten uzak verilen zekâtlar, fitreler, sadakalar salih amel olduğu gibi, iyi, güzel, insanlara faydalı, sevap amaçlı, haram sınırlarına girmeden, ihlasla ve samimiyetle yapılan davranışlar da salih amel kapsamına girmektedir.  
Allahın rızasını kazanma yolunda gayret göstererek onun emirlerini her şeyin üzerinde tutmakta salih ameldir. "Yaratılanı severim yaratandan ötürü." İlkesinden hareketle yaratılanlara şefkat nazarıyla bakmak ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, hakkın hayata hâkim kılınması için gayret göstermek ve haksızlıklara karşı mücadelede salih ameller kapsamındadır. Allah'ın haram ve yasak kıldığı işleri yapmak ise kötü amellerdir.
İnsan hem iyiliği hemde kötülüğü yapabilecek bir fıtratta yaratılmış, iyi ve kötünün ne olduğu da ilahi kitaplar ve peygamberler aracılığı ile bildirilmiştir. O'ndan sonra da sorumluluklar yüklenerek ceza veya mükâfatın söz konusu olduğu bildirilmiştir. "Allah'a iman edip O'nun emirlerine sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir." ( Nisa 175)  Eğer Allah dileseydi biz insanları da melekler gibi yaratabilirdi. O zaman iyilikten, kötülükten, ceza veya mükâfattan söz etmemiz mümkün olmazdı. İnsan sorumlu bir varlıktır ve dünyadaki yaptıklarından dolayı ahirette ceza veya mükâfatla karşılık bulacaktır. "Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahının cezasını bulur; Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve azapta alçaltılmış olarak ebedi olarak kalır. Ancak tevbe ve iman edip, salih amellerde bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Kim tevbe edip salih ameller işlerse, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner." (Furkan 68-71) 
Sırf Allah rızası için en güzel bir şekilde yapılan ve hayatımıza güzel ahlaki davranışlar olarak yansıyan ibadetler salih amel olduğu gibi günlük hayatta bir Müslüman'ın insanlara yardımcı olma niyeti ile yaptığı her güzel davranışta salih amel kapsamındadır. Salih amel insanlara ahiret mutluluğunu kazandırmak için Allah katında bir değer ifade eden güzel iş, davranış ve ibadetlerdir. İmanı çepeçevre kuşatarak koruma altına alan aynı zamanda güçlendirip, kuvvetlendiren insanları güzelleştiren salih amellerdir. 
Kur'an-ı Kerim'de doğrudan veya dolaylı yollardan çokça ayette salih amellerden bahsedilir. Salih amellerden bahseden ayetler önce imandan sonrada salih amellerden bahsederek kurtuluşa erenlerin "İman edenler, salih amel işleyenler…" olduğunu haber verir. "Siz iman ettik demekle imanın gereklerini yerine getirmeden ve imtihana tabi tutulmadan cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz?" (Ankebut 2)  İman ile salih ameller bir bütünün vazgeçilmez parçalarıdırlar.  İman olmadan güzel ahlaki davranışların bir önemi olmadığı gibi salih ameller olmadan da iman Allah indinde bir anlam ifade etmez. İnsan hayatını Allah nezdinde değerli ve anlamlı kılan dua ve salih amellerimizdir. İslamda her türlü şirkten arınmış sağlıklı iman, salih ameller ve doğru davranışlar bir arada olduğu zaman Allah yanında kıymetlidir. İman gönüllerin süsü ve nurudur. Salih ameller ise inancın meyvesidir. Salih ameller aynı zamanda, ilahi vahyin bir hayat tarzına dönüşmesidir. İslam sadece lafta kalan, yalın bir imandan ibaret olan bir din değildir. Kur'an ın deyimi ile uygulamaya dönüşmeyen bir inanç, Allah indinde insanı yüceltmez. 
"Erkek veya kadın, kim mü'min olarak salih ameller işlerse, elbette ona (cennette) hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz." (Nahl 97)  "Ancak, iman edip salih ameller işleyenler için eksilmeyen devamlı bir mükâfat vardır. (Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap, ceza ve mükâfatı yalanlatıyor? Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?" (Tin 6-8)