Avustralya aylardır yanıyor, adeta kıyameti yaşıyor.
Birileri âhireti inkar edebilir, İslam'ın, dünyanın son bulacağı günlere ilişkin verilerini gerçekçi bulmayabilirler. Ancak durum bu ve belki de bunlar, bahsedilen verilerin kısmi, çok cüz'i göstergeleri.
Avustralya bizimle coğrafi olarak karşı yarım kürede, mevsimsel olarak zıt konumda; biz yaz yaşarken onlar kış, şu anda olduğu üzere biz kışta iken onlar yaz sıcaklarıyla baş başa.
Son zamanlarda enteresan bir şey daha oldu; yangın bölgelerinin bir kısmına şiddetli yağmurlar yağdı ve küller sel halinde akıp içme sularını ve denizleri/gölleri kirlettiler.
Ya telef olan hayvanlar, yanan bitkiler, ağaçlar, börtü-böceğe ne dersiniz… Üzülmemek mümkün mü? Dünyanın akciğerleri gitti.
Yanan binalar, yerleşim ve iş yerleri; maddi hasar/zarar da cabası..
Basına yansıyan haberlere göre; Avustralya genelinde yangınlar nedeniyle şimdiye kadar 10 milyon hektara yakın alan zarar gördü, 2 bini aşkın ev kül oldu, yarım milyar civarında hayvan da öldü. Bu hayvanlar arasında koalaların dışında, kangurular ve kangurugiller familyasından fırça kuyruklu kaya valabileri de yer alıyor. 
Öte yandan, bazı bölgelerinde "felaket durumu" ilan edilen ülkede Eylül ayından beri devam eden yangınlar nedeniyle en az 27 kişi hayatını kaybetti. 
Doğal afet deyip geçiliyor.
Bu ülkenin/kıtanın geçmişi sorunlu, üzerine sözde medeni dünyalılar gelip yerleşiyorlar ama dağdan gelen bu güruh, bağdakileri kovuyorlar, dövüyorlar, soyuyorlar hatta nesillerini kurutmak için çalışıyorlar.
Kıtayı, 16. yüzyılda ilk keşfeden Hollandalılar sonra da İngilizler. İngilizler getirip yerleştiriyor zamanla da gelip yerleşiyorlar, yerli aborjinlerin de çanına ot tıkıyorlar.
Uzun yıllar İngiliz sömürgesi olan Avustralya, 1942 yılında kısmen 1986'da da tamamen İngiltere'nin boyunduruğundan sözde kurtuluyor. Zihniyette, milliyette ve idarede değişiklik yok doğal olarak.
İşte bu Avustralya, havuzlu ev oranında dünya birincisi, 2 bin otelin ve 1,2 milyon evin yüzme havuzu, ülkede bin 500-2 bin civarında golf sahaları varmış.
Gelin görün ki o kadar yüzme havuzu ve çimenlerin yeşil kalması için milyonlarca ton su kullananlar, çok su içiyor diye binlerce at ve deveyi katlediyorlar. 
  Bu arada koalalara ve kangurulara gösterilen hassasiyetin aynısı develer için gösterilmiyor?
Böyle tepki olarak hamaset dolu bir cümle kurduk ama koala ve kanguruların sadece o ülkeye özgü hayvanlar olduğunu unutmayalım ve bu duyarlılığı da anlayışla karşılayalım.
**
Salih Peygamber kavmin içindeydi. Ticâretle meşgul olur, el emeği ile geçinirdi.
Kayaların içini oyarak ihtişamlı, sağlam evler yapan Semud Kavmi böbürlendi, puta tapmaya başladı. Salih Peygamber kavmini hidayete davet etti fakat kavmi kendisinden bir mucize istedi.
Allah, Semud Kavmi'ne mucize olarak bir deve gönderdi. Deve kayanın içinden çıkıp Yaradan'ı tespih etti. Devenin sütü hiç bitmedi ve sütü içenlere şifa oldu. Fakat Semudlular kendilerine denemek için gönderilen Salih Peygamberin devesini öldürdüler.(Bkz. Araf 73-79; Şuara 155-158; Hud 61-62)
Olayın özü şuydu. Salih peygamber kavmine diyordu ki: "Ey kavmim! Sakın size süt verip duran bu deveye zulmetmeyin. Hicr'in suyunu bir  gün deve, bir gün de siz için zira herkese yeter." Mucize deve, su içip kova kova süt verirken onların, hırsları başlarını yemiş, öfkeden kudurmuş, nankörlükleri tutmuştu bir kere.
O gün, Mucizeyi inkâr edemeyince onu ortadan kaldırma yolunu seçen Semud kavmini, Allah da Hicr'i ve içindekileri helak etti.
Buradan görünen o ki dün, Semudlular, hayvanlarına ve kendilerine içecek su kalmıyor diye deveyi katletmişlerdi.
Bugün Avustralyalılar…
**
Avustralya'da on bin devenin su tüketiminden dolayı telef edilmesiyle Salih (a.s)'ın kavmi Semud'un kendilerini sınamak için gönderilen deveyi boğazlamaları üzerine helak edilmesi arasında benzetme yapmak/bağlantı kurmak ne kadar doğrudur?
N. Yıldız hoca kendisine sorulan bu minvalde bir soruya özetle şöyle cevap veriyor:
Böyle bir benzetme tam olarak doğru sayılmaz. Salih (a.s)'a verilen deve, belirli bir cinse ait ve özel bir durum, develerin geneline teşmil edilmesi yanlış olur. Avustralya'daki durum bir tedbir niteliğinde olup "develeri bir nesil olarak imha etme" projesi olarak görülmüyor. (https://www.fetvameclisi.com/fetva-avusturalyalilar-icin-semud-kavmi-benzetmesi-yapmak-dogru-mudur-92339.html)
Görünen köy kılavuz istemez.
Avustralya ateşle sınanıyor, küresel ısınma yüzünden ileriki yıllarda hiç kış göremeyebilir de deniyor.
Allah encamımızı hayreylesin.
NOT: Çok şükür Çorum olarak kar yağdı, bayram ettik. Devamı gelir inşaallah.