Tarih boyunca nice yiğit dava önderleri, âlimler ilahi kelimetullah uğrunda canlarını feda ederek ilahi övgüye nail olarak şehadet kervanına katılmış ve âlî makamlara yükselmişlerdir.    
   Özellikle şubat ayında birçok Allah erleri ve âlimler şehit edildiği için bu ay "Şehadet Ayı" olarak bilinir. İskilipli Atif Hoca, Hasan El-Benna, Malcolm X başta olmak üzere birçok mazlum müslüman Zulüm, baskı ve dayatmalara boyun eğmedikleri için zalimlerin hedefleri olmuş ve bu ayda şehit edilmişlerdir. 
İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926 Şapka kanunundan 2 yıl önce yazdığı "Frenk Mukallitliği ve Şapka" adlı eseri nedeniyle şapka kanununa muhalefetten İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanmış ve idam edilmiştir.   
Malcolm X 25 Şubat 1965 Teni siyah, kalbi aydınlık ve beyaz olan bir devrin büyük mücahidi Malcolm X de yine Şubat ayında coşkulu bir halk kitlesine seslenirken şehit edilmiştir.
İmad Muğniye, 12 Şubat 2008 Hz. Rukiye'nin kabrini ziyaret ettikten ve matem gecesine katıldıktan sonra eli kanlı Siyonist casusu şebekelerinin ihaneti ile Suriye'nin başkenti Şam'da uğradığı suikastla şehit edilmiştir.
Abbas Musavi 17 Şubat 1992 Şeyh Ragıp'ın şahadet yıl dönümü merasiminden dönerken, Siyonist İsrail'in atmış olduğu füzeler sonucu kendisi, hanımı ve bir çocuğu Rahman-ı Rahman'a kavuşarak şehit olmuşlardır.
Metin Yüksel 23 Şubat 1979 Şahadet bir çağrıdır diyen Metin Yüksel henüz gencecik bir fidan iken Müminlerin bayram günü olan Cuma günü Fatih Camii avlusunda hain kurşunlara hedef olmuş ve şehit olmuştur.
El Halil katliamı 25 Şubat 1994 Sabah namazını kılan 84 Müslüman İsrail'in kör kurşunları ile şehit olmuşlardır.
Hama katliamı 28 Şubat 1982 Zalim Hafız Esad saltanatını sürdürmek, otorite sahibi sömürgeci efendilerini de memnun etmek için, Allah için kıyam eden Hama ve Humus şehirlerindeki kırk bin mazlum Müslüman'ı katletti. Bu gün babasının izinde, kan emicisi, zalim Beşar Esad da aynı misyonu devam ettiriyor.
Hasan El-Benna 12 Şubat 1949 İhvanı Müsliminin kurucusu olup, Mısır'da ki Müslümanların öncülerindendir. O ömrünü Müslümanları bilinçlendirmek, bilhassa gençleri manevi değerleri ile buluşturmak, haksızlıklara dur demek, hakkı hayata hâkim kılmak için mücadele etmiş ve şehit edilmiştir. O İslami ilimlerin yanında, diğer ideolojileride okuyarak, İslam prensipleriyle mukayeseler yapmış ve İslam'ın yanında sönük kaldıklarını görerek sımsıkı İslam'a sarılmış, tam olarak da yaşamaya ve tebliğe başlamıştır. İslam dininin sahabe döneminde ki yaşanış şekline hayranlık duyarak o günde aynı şekilde yaşanarak o temiz ve berrak hayata tekrar kavuşulmasını canı gönülden istiyordu. İslam'ın özüne dönüldüğü takdirde her türlü problemin çözülebileceğine ve İslam'ı bilen, anlayan herkesinde bu inancı taşıyacağını düşünerek İslam'ı birbirimize öğretmeliyiz diyordu. Bunun içinde Müslüman'ları bir araya getirerek güç birliği meydana getirmek istiyordu. 
İlk iş olarak arkadaşlarıyla birlikte kahvehanelere giderek oralarda vakit öldüren Müslüman'lara hoşgörüyle yaklaşarak tatlı sohbetler yapıyor ve çoğunluğunu ikna ederek namaza götürüyor daha sonra da dini konularda eğiterek hak davası kervanına katıyorlardı. Onun açtığı çığırı benimseyen ve o yoldan gidenlerin sayısı hızla artınca 1929 yılında, merkezi İsmailiyye şehrinde olmak üzere "İhvan'ı Müslim'in" (Müslüman kardeşler) teşkilatını kurdular. Hasan el Benna bu teşkilatın başına seçildiğinde 23 yaşındaydı. Şehir, köy, kasaba demeden dolaşarak konferanslar veriyor, sohbetler yapıyorlardı. İslam'ın önemini anlatarak Müslüman'ları bilinçlendirmeye çalışıyorlardı. Özellikle yaşama dönüşmeyen inancın bir anlam ifade etmediği vurgulanıyordu. Her gittikleri yere bir şube açıyor, Müslümanların çocuklarını, özelliklede kız çocuklarını İslami terbiye ile yetiştirerek bu hizmet kervanına kadınları da katmak istiyorlardı. Bu amaçla İsmailiyye'de "Müslüman Anneler Enstitüsü kurdular. Bu hareketin en önemli amacı, sosyal hayatın tüm alanlarında, İslam'ın yaşanılır bir hayat tarzı haline gelmesidir. O boynumuza takılan zillet ipinden, içine düştüğümüz fesattan kurtaracak olanda İslam'dır diyor ve gençlerle daha çok ilgileniyor, ilgilenirken de iman, ihlâs, hamaset ve salih ameller üzerinde duruyordu.
Müslüman kardeşler teşkilatı çemberinin hızla genişlemesi o gün için Mısır'ı sömürge gibi kullanan İngilizlerin dikkatini çekmeye başladı. Mısır'ın birçok yerinde enstitüler, okullar, hastaneler ve İslam esasları üzerine bina edilen talim terbiye yerleri açarak halka hizmet ediyordu. Teşkilat hızla büyümeye devam ederek Mısır'ın sınırlarını da aşıp Suriye, Ürdün, Irak, Filistin, Yemen, Sudan gibi birçok Arap ülkelerinde de şubeler açarak, İslam âleminin birçok yerinde de hakkın sesi olan, halka hizmeti şiar edinen gür bir ses getiren en kuvvetli teşkilat haline gelmişti. 
Teşkilatın gün geçtikçe büyüyerek filiz salmasından rahatsız olan sömürgeci İngiltere, Fransa, ABD gibi ülkeler İslam Âleminin bu teşkilat sayesinde bir güç oluşturarak bölgede ki Müslüman'ları Kur'an ve sünnete sarılarak sömürgelerine engel olmalarından korkarak bu teşkilatın kapatılıp dağıtılması için mısır hükümetine baskı yapmaya başladılar. O günkü mevcut hükümet sudan bahaneler uydurarak 1949 yılında Müslüman kardeşler teşkilatını fes etti. Mallarına el konulup önde gelen liderleri tutuklandı. Hasan el Benna kapatma kararını parlamentonun önünde yaptığı 4 saatlik konuşmayla protesto eder. Konuşmasında açık bir şekilde Kraliyet ve Hükümeti, İngilizlerle iş birliği yapmakla suçlar. El Benna aynı yıl tertiplenen bir suikastla şehit edilir. Şehit edildiğinde daha 43 yaşındaydı.  Şehit Seyit Kutup'lar, M. Kutup'lar, Abdul Kadir Udeh'ler, Sait Ramazan'lar ve daha yüzlerce İslam âlimi onun açtığı çığırdan yürümüşlerdir. Hasan El Benna şehit edilmiştir ama onun mücadelesi hiçbir zaman gönüllerden silinememiş ve çığ gibi büyüyerek günümüze kadar gelmiştir. Mısır'da iktidara gelen Muhammed Mursi ve Müslüman kardeşler, batı uşağı, İsrail aşığı sisi tarafından bir darbe ile iktidardan uzaklaştırıldılar. Tarihte hiçbir zaman zalimlerin zulmü ebedi olmamıştır. Er geç su mecranı bulacaktır. 
İslam bilinci ile zalimler ve sömürgecilerin karşısında duran onurlu insanlara selam olsun. Geçmişten bu güne kadar hak yolunda mücadele ederek şehit olanlara Rabbimizden rahmet dileriz. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.